Deniz Feneri olmadı bir irtica verelim
Kanal D eski alışkanlıklarına dönerek Zeki Ergezen’in 1993 yılında hac’da yaptığı bir konuşmayı flaş haber olarak verdi. Deniz Feneri kendilerini de tatmin etmemiş olacak ki, irtica muhbirliğine geri döndüler.
Ergezen’in bundan tam 15 yıl önce yaptığı bir konuşmanın bugün servise verilmesi yeterince manidar değil mi? Aydın Doğan medyası bu tavrıyla irticadan başka elinde malzeme bulunmadığını itiraf etmiş oluyor aslında.
Tarihin çok hızlı aktığı bir çağda yaşıyoruz. Dünya baş döndürücü bir hızla değişiyor. Değişen sadece dünya değil, insanlar, toplumlar da değişiyor. 15 yıl, bir insan hayatı için çok uzun bir süre. Dolayısıyla on beş yıl öncesine bakarak bir insanın bugününü değerlendirmek mümkün değil.
Ama Doğan medyası için zaman mefhumunun fazla önemi yok. Hedefe varmak için her yol mübah olduğu için, bir asır önce meydana gelmiş bir olayın bile bugüne uyarlanarak kullanılması mümkün. Nitekim, Kubilay olayında öyle olmuyor mu? Seksen küsur yıl önce meydana gelmiş bir olay bugünün insanını dövmek için vesile olarak kullanılıyor. Kaldı ki, Kubilay olayının dindarlarla hiçbir alakası yok. Ahlaken bugünkü laikçilerden farksız birkaç ipsizin ‘organize edilerek’ yaptıkları bir olay menemen hadisesi.
Ergezen’in konuşmasının bugünün gündemiyle en küçük bir irtibatı yok. Doğan’ın tetikçileri bu haberle, Türkiye’yi ‘bize yedirmezseniz, ‘bu ülkede laiklik elden gidiyor’ diye uykusu kaçanları başınıza yığarız diyorlar. Düne kadar şantajcı dedikleri Başbakan’a şantajın en ala’sını yapıyorlar.
Halbuki, bir ülkenin fakirinin de zenginin de sorumlulukları vardır. Hiç kimse kendi menfaatini kamu menfaatinden üstün tutamaz. Türkiye benim mülküm olmazsa batırırım anlamına gelen bu tavır hiç kimseye fayda getirmez.
Doğan’ın bu tavrı AKP’ye karşı gibi gözükse de aslında tüm siyaset kurumuna yöneliktir. Daha önce Doğan’ın çıkmasını istediği basın yasasına destek vermeyen BBP’nin, 2002 de meclise girmesine de Doğan medyası engel olmuştu. Çiller’in DYP’si ile neredeyse kesinleşen ittifak, CNN Türk’e planlı olarak çıkarılan Eski Solcu Hasan Ekinci’nin ulu orta konuşmaları yüzünden bozulmuştu. Buna BBP yönetiminin süreci iyi yönetememesi de eklenince, meclise grup kuracak sayıda milletvekili sokma ihtimali beliren BBP, meclis dışında kalmıştı.
Bu örnekleri çoğaltmak mümkün.
Doğan, doğrudan doğruya siyaset kurumunu hedef alıyor.
Başbakanı, şirketinin müdürü, hükümeti holdinginin yönetim kurulu üyeleri gibi görmek istiyor.
İktidar tecezzi kabul etmez.İktidarı bölüşmek, onu kaybetmek demektir. Doğan hükümetlerden bunu istiyor. Ergezen olayı hedefe ulaşmak için, hiçbir ölçü, hiçbir sınır, hiçbir ahlaki kaide tanımadığını gösteriyor. Ama fi tarihinde kalmış kasetlerle kimseyi yatay halden dikey hale getirmek mümkün değil artık. İrtica hikayeleri kimseyi etkilemiyor, Doğan’ın yeni bir şantaj vasıtası bulması gerekiyor. Bu zokayı kimse yutmuyor çünkü.