Prof. Dr. Namık Açıkgöz

Prof. Dr. Namık Açıkgöz

Futbolda Basket Yedeği Oynatmak veya Edebiyat Öğretmeni Kontenjanı

Futbolda Basket Yedeği Oynatmak veya Edebiyat Öğretmeni Kontenjanı

Millî Eğitim Bakanlığı, her atama döneminde, edebiyat öğretmeni kontenjanını yeterli sayıya getirmez.

Tamam… Sınıf öğretmenine ihtiyacımız var… Türkçe, Matematik, Din Bilgisi, İngilizce öğretmenine ihtiyacımız var ama Türk Dili ve Edebiyatı öğretmenlerine, bunlar kadar da mı ihtiyacımız yok Sayın Bakanım?

İlkokul ve ortaokulda, yani ilk iki 4+4 döneminde, öğrenci her bilginin genel enformasyonuyla karşılaşır. Kimini oyun şeklinde, kimini basit zevkler çerçevesinde, kimini de dayatılarak öğrenir. O aşamadaki bilgiler çocukların dünyasını açmaya yarayan bilgilerdir; şahsiyet verme oranı çok düşüktür. Çocuklar ve tabii ki gençler, kendi şahsiyetlerini inşa edecekleri, dünyayı yorumlayacakları bilgileri lisede; yani üçüncü dört yılda edinirler.

Edebiyat, tarih, felsefe, sosyoloji, müzik alanlarındaki kalıcı bilgiler ve matematik,  fizik, kimya, biyoloji alanlarındaki temel bilgiler, lise çağında kazanılır.

Bir dilin edebiyatı, o dilin medeniyet göstergesidir. Bir dilde yüksek edebiyat yapılamıyorsa, o dil medeniyet dili değildir; olsa olsa basit günlük ihtiyaçları karşılayan bir dildir.

EDEBİYAT, YÜKSEK MEDENİYET GÖSTERGESİDİR

Medeniyetlerin ve ülkelerin gelişmişlik düzeyi ve insan kalitesi, nitelikli okuma ve okuduğunu anlama oranı ile doğru orantılıdır. Düşünme ve düşünce üretme sürecine liselerde giren öğrenci, nitelikli bir edebiyat birikimine sahip olduğu zaman, sadece edebiyatta değil, her alanda başarılı olur. Çünkü edebiyat ona, nitelikli okuma, analitik düşünme ve zevk sahibi olma imkânı vermiştir.

Türk edebiyatı, son 80 yılda bir inkıraza uğramışsa da, köklü bir edebî geleneğe sahiptir. 1850’lere kadar Doğu edebî geleneğinden beslenen edebiyatımız, Tanzimat’tan itibaren de Batı geleneğinden beslenmeye başlamıştır. Yani, bizim edebiyatımız, bütün dünyanın farkında olan ve bir o kadar da zengin bir edebiyattır; 80 yıllık inkıraza rağmen zengin bir edebiyattır. Bu edebî birikimin liselerde daha etkin ve daha verimli bir şekilde işlenmesi için, edebiyat öğretmeni kontenjanlarının artırılması şarttır.

13 yıldan beri iktidar olmasına rağmen Ak Parti, millî eğitimde beklenen başarıyı gösteremedi. Üniversitelere gelen öğrencilerin kelime hazinesi 13 yılda gelişmedi; tam tersi geriledi. (“Hocam sizin orada öyle, bizim burada öyle değil” demeyin… Böyle diyenler, durumun vehametini kendilerine bile itiraf edemeyecek kadar öz güvenden yoksun olanlardır. Hiç kusura bakmayın; sizin orada da durum bu.) Kısacası, 13 yıldan beri hâlâ mal defolu(!) geliyor yukarı. Bunun temel sebeplerinden birisi, liselerde edebiyat öğretmenlerinin yeteri kadar görevlendirilmemesidir. Verilen kontenjanlar, tabiri câizse, “hamamın namusu kurtulsun” veya çerez kabilinden kontenjanlar.  Birkaç sene üst üste 4000-5000 edebiyat öğretmeni ataması yap; liselerde bu derslerin verilmesini bi rahatlat; bak ondan sonra yukarı defolu mal geliyor mu?

OSMANLICA DERSİNİ KİMLER VERSİN?

Şimdi bir de güzel bir uygulama olarak seçmeli Osmanlıca dersleri var. Bu uygulama edebiyat öğretmeni istihdamını artıracak ve Osmanlıca dersi için başka branşlardan yetersiz öğretmenlerin görevlendirilmesine engel olacaktır.

Osmanlıca dersini sadece dil ve edebiyat eğitimi alanlar verebilir. Tarih, İlahiyat, Türkçe eğitimi görenler Osmanlıca dersini zor verirler. Elde hazır dil ve edebiyat eğitimi almış elemanlar varken, diğer branş mensuplarına Osmanlıca dersi verdirmek, futbolda, basket yedeklerini oynatmak gibi bir şeydir. Böyle bir garabete yol açmamak için de liselerde edebiyat öğretmeni kontenjanı mutlaka makul bir seviyeye çıkarılmalıdır.

Son not: Mezun sayısının 48.000 olduğu söyleniyor. Bunun bir kısmı Açık Öğretim ve Uzaktan Eğitim. Buralardan mezun olan gençlere başka istihdam alanları açalım; edebiyat öğretmeni yapmayalım. Test sistemi ile okuyan öğretmen, edebiyat gibi anlatmaya dayalı alanlarda çalıştırılmamalıdır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
3 Yorum
Prof. Dr. Namık Açıkgöz Arşivi