Sizce Türkiye neresi?
"Türkiye neresi?" diye bir soru sorarak yazıya girmek anlamsız gelebilir. Ancak soru üzerinde biraz etraflıca düşündüğümüzde sorunun cevabının sanıldığı kadar basit olmadığını ve herkesin soruya verdiği cevabın kendi yaşadığı toplumsal çevreyi ve öğretilmiş olan Türkiye'yi ele verdiğini görürüz.
Prof. Dr. Nur Vergin "Sadece Etiler, Nişantaşı ve Bağdat Caddesi'nden ibaret değil Türkiye" diyor ve Türkiye'nin buralardan farklı boyutuna işaret ediyor.
Hiçbir toplumun monoblok bir gövde ve bütün oluşturmadığını gayet iyi biliyoruz. En eşitlikçi ideoloji temelinde örgütlenmiş toplumlarda bile toplumsal farklılıklar varlığını korumakta ve toplumların farklı kesimler, sınıflar ve cemaatlerden oluşmuş olduğunu görüyoruz. Bu bakımdan "farklılık" toplumsal gerçekliğin en mümeyyiz vasfı ve hiçbir zaman ortadan kalkmayacak temel bir özelliğidir.
Genelde çoğu kez temelsiz genellemelere yönelmenin sıklıkla görüldüğü medya ve siyaset kesiminde kişiler "halk bunu merak ediyor", "halk bizden bunları istiyor", "halk büyük bir merak içinde" "Türkiye bunu talep ediyor" ve benzeri kalıplarla dile getirilmek istenen hususların öznesi konumundaki "halk", "Türkiye", veya "millet"in kim olduğu merak konusudur. çankaya'da, Etiler'de, Şişli'de veya Bakırköy'de yaşayan ve buranın havasını teneffüs eden biri için Türkiye, herhalde yaşadığı bu mekanlarla sınırlı olmalıdır. Bu kişi için özne konumundaki "halk" da elbette ki yaşadığı yerdekilerden ibaret olmalıdır.
Nur Vergin Türkiye'nin Etiler'den, Bağdat Caddesi'nden, Nişantaşı'ndan ibaret olmadığını işaret ederken buralarda yaşayanların yaptıkları değerlendirmelerin, kaygılarının ve tercihlerinin tüm Türkiye'ye teşmil edilmemesi gerektiğine dikkat çekmektedir. Sayın Vergin'in tartıştığı konu medyadaki adıyla "türban" konusu çerçevesinde sürdürülen tartışmalar. "Sen hoşlanmayabilirsin, ben hoşlanmayabilirim, milyonlarca insan hoşlanmayabilir ama çoğunluk hoşlanıyor. Bir de böyle bir gerçek var" diyerek tartışılan konunun farklı toplum kesimlerince nasıl anlaşıldığına dikkat çekmektedir.
Bu konulardaki tartışmalarda sıkça duyulan "yirmi sene önce türbanlılar yoktu, bunlar nereden çıktı?" türü sorularda dile getirilen şaşkınlıkların temelinde Türkiye algısıyla ilgili sorunun olduğunu söyleyebiliriz. Nişantaşı, Bağdat Caddesi, Etiler, Bebek, Ulus, çankaya belli bir Türkiye'yi temsil ederken ümraniye, Dudullu, Keçiören, Mamak, Esenler, Pendik başka bir Türkiye'yi temsil ediyor.
Temel problem Türkiye'nin farklılıklarıyla birlikte var olduğunu, farklılıkların çoğulculuğun ve toplumsal zenginliğin bir sonucu olduğunu ve toplumsal hayat dediğimiz gerçekliğin farklılıklar üzerinde temellendiğini görmemekten kaynaklanmaktadır. Farklılıkları görmeme ve bizden farklı olanları meşru kabul etmeme tabii bir durum olmayıp bir öğretilmişliğin, şartlanmışlığın, yönlendirilmişliğin ve temelde ideolojik okumanın bir sonucudur. İlköğretimden üniversiteye kadar eğitimin her seviyesinde, milletin, belli bir ideolojik temelde üretilmiş standart bireylerden (iyi vatandaşlardan mı demeliydim?) oluştuğu bize öğretilmiştir. Bir an bakışlarımızı topluma yöneltip gerçekten toplumun standart, tek tip bireylerden meydana gelip gelmediğine bakmaksızın bize öğretilmiş olan biçimiyle toplumu/milleti anlamak istemişizdir. Ne zaman ki toplumda farklılıklar bütün çıplaklığıyla gözümüzün önüne dikilip bu durumu anlama noktasında büyük sorunlar yaşanmaya başlanmıştır.
öncelikle bize öğretilmiş olan toplum/millet tanımında böyle bir farklılığın olmadığını hatırlayıp yeni durumu açıklamakta zorluklarla yüz yüze gelmiş bulunuyoruz. Arkasından farklılıkların meşruiyeti sorgulanmaya başlanmıştır. Bize öğretilmiş olanla gerçeklik arasındaki fark Türkiye tasavvurumuza yön vermiştir. Farklılıkların meşruiyeti kabul edilip öğretilmiş olanları restore etmek gerekirken gerçeklikleri yok sayıp öğretilmiş olanlar üzerinde ısrarlı olunmuştur. Türkiye'nin son yıllarda yaşadığı değişim ve dönüşüm süreci, temelde öğretilmiş olanlarla toplumsal gerçekliklerin buluşmasından başka bir şey değildir. Bu süreçte sorulan "Türkiye neresi?" sorusu öğretilmiş olan Türkiye ile gerçek Türkiye arasındaki farkı ortaya koyan temel bir sorudur. Evet Sayın Vergin'in dediği gibi Türkiye Etiler'den, Nişantaşı'ndan, Bağdat Caddesi'nden ibaret değil. Türkiye hem bunlar hem de bunlardan tamamen farklı olan Dudullu, ümraniye, Keçiören, Mamak, Pendik, Esenler, Artvin, Diyarbakır, Adana, Edirne ve diğer yerlerdir. Türkiye içinde pek çok Türkiye mevcuttur. Artık bu toplumsal gerçeği entelektüeller de görmelidir.