İmanlı hırsız-imansız hırsız!

İmanlı hırsız-imansız hırsız!

Almanya’daki Deniz Feneri davası sonuçlandı. Mahkeme üç kişiye 1 ila 6 yıl arasında hapis cezası verdi. Karar, yargılananların Almanya dernekler yasasına aykırı davrandığını, topladıkları yardımları amaç dışı kullandıklarını gösteriyor. Bunun savunulacak hiçbir yanı yok. Eskiden hırsızlığın en alt derecesini belirtmek için kefen soyucusu tabiri kullanılırdı. Hırsızlığın şereflisi olmaz, ama bazılarının bazılarından daha aşağı, daha alçakça olduğu muhakkak. Bu da öyle bir şey. İnsanlar hamiyet duygusuyla imkanlarını fakir fukara ile bölüşmeye çalışıyor. Dişinden tırnağından biriktirdiği paralarla zekatını, sadakasını vermeye, yetimin, öksüzün gözyaşlarını silmeye çalışıyor. Ama araya birileri, girip bu tertemiz hisleri kişisel saltanatının aracı yapıyor. Fakir fukara diyerek hazinesini dolduruyor. Bunu yaparken de İslami kimliğini düzenbazlığın, dolandırıcılığın bir aracı haline getiriyor. Yani İslam bir aldatma, kandırma vasıtası olarak kullanılıyor. Buna ne demek lazım, bilmem ki, Denaetin, alçaklığın bundan aşağısı olur mu? Bir insan ekmek bekleyen, süt bekleyen bir sabi’nin ağzındakini nasıl alır? Bütün yetimlerin sahibi benim diyen Yüce Peygambere rağmen, onun yetimlerinin rızkına nasıl el uzatır? Türkiye’deki Deniz feneri’nin bu çirkinlikle alakası yok. Tamam. Bundan siyasi rant elde etmek isteyenlerin çarpıtmalarının, çırpıtmalarının dışında, kimse de böyle bir şey iddia etmiyor zaten Bağcıyı dövmek davasında olanlara ne söyleseniz boş, onlar bildikleri türküyü söylemeye devam edeceklerdir. Ama onlar istismar ediyor diye, bu dava görmezden gelinemez. Eskiden büyükler ahlaklı, ibadetli bir genci belirtmek için ‘İmanlı bir genç’ tabirini kullanırlardı. Şimdi biz de imanlı bir hırsız mı diyeceğiz? İmanlı olmak herhangi bir günahı meşrulaştırmaya yeter mi? İslam kardeşliği, günahı, haramı, suçu sahiplenmeyi içermez. İman kardeşliği kimsenin pisliğini, ecarifini sahiplenmeyi gerektirmez. Hırsız, hırsızdır! İnsanımızın maddesinin soyulmasından sonra, şimdi de manası soyuluyor. Merhameti, hamiyetperverliği, cömertliği, alicenaplığı bir bir çalınıyor. Bu basit bir hırsızlık değil, şeddeli hırsızlık, tam bir sosyal cinayettir. Ve buna en çok tepki göstermesi gereken biziz. Biz, yani Müslümanlar.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi