Demokrasi Terörü
Bu günlerde Türkiye’de 2 tür terör kol geziyor. Biri PKK eşkıyasının silahlı terörü; diğeri “demokrasi terörü”; yani demokrasiyi bir silah olarak kullananların terörü.
Devlet, bütün imkânlarını kullanarak PKK terörünü bitirebilir. Bugün olmazsa, yarın biter bu terör. Zaten son haftada görüldüğü üzere, ordu ve emniyet güçlerinin sistematik ve güçlü operasyonlarında, can yakanların canına okunduğu görülüyor. Allah ordumuza ve emniyet güçlerimize güç kuvvet versin ve tez zamanda terörü bitirsinler. Dualarımız onlarla.
Pekiii… Nasrettin Hoca fıkrasındaki gibi “Getir-Gelmiyor”, “Bırak gitsin-Gitmiyor” hesabı, bir türlü koalisyon veya azınlık hükümeti kurulmasına yanaşmayanların tavrına ne demeli? Hızla erken seçime ve belki daha da büyük bir kaosa gidiyoruz. Buna ne buyrulur?
Yaşadığımız olaylar, elbette demokrasinin tezahürü ve tecellisidir. Ve aynı zamanda, demokrasiye olan eleştirilerimizin fiilen yaşanan bir sonucudur.
Şimdi hemen “Aha!.. Demokrasiye karşı bunlar!.. Gördünüz mü?” aculluğuyla cehaletinizi ortaya çıkarmayın.
“Demokrasi kötüdür” dediğimiz falan yok; bizim eleştirimiz, demokrasinin sorgulanamaz bir sistem olduğunu savunan demokrasi tapınmacılarınadır. (Fukuyama’nın kulakları çınlasın.) Yeni bir sistem bulunmadığı için hâlâ ideal sistem olarak gördüğümüz demokrasinin de büyük zaafları olduğunu bugünlerde yaşayarak öğreniyoruz.
Şimdi muhalefet partilerine bakıyoruz. Güya demokratik haklarını kullanarak hükümetsizlik sorununun çözümüne zerre miskal katkıda bulunmuyorlar. Tabii amaçları Ak Parti’yi zor durumda bırakmaktır ama zor durumda kalan sadece Ak Parti değil, bu ülkedir.
Bırakın koalisyona katılmayı, seçim hükümetine bile üye vermeyen CHP ve MHP’nin bu tavrına karşı bir yaptırım, bir müeyyide olmalıydı. Adamlar Anayasa’da yazılı olan bir hükmün icrasına bile yanaşmıyorlar. Bu yüzden Türkiye AK Parti, HDP ve bağımsızlardan oluşan bir hükümetle seçime gidiyor. Bu durumda muhalefetin ağzının suyu şimdiden akmaya başladı. Neymiş? Sonunda Ak Parti ile HDP koalisyonu kuruluyormuş. Böylece seçimlerde, muhalefetin istismar edebilecekleri ana eksen ortaya çıkmış oluyor.
Dikkat edilirse, CHP ve MHP’nin amacı ülke değil, parti çıkarıdır.
Millî birlik isteyen konularda inatçılık yapıp yan çizenler, ülke menfaatlerini değil de parti çıkarlarını düşünerek hareket ettiklerinden, kullandıkları yöntem, “demokratik terör”dür.
Amaç gemiyi kurtarmak değil de kaptanı eleştirme hürriyet mi yani? Kaptan eleştirilirken, gemi batarsa,
o eleştirilerin hiçbir hükmü kalmaz.
Terörün azdığı şu günlerde, terörden medet umarak demokratik görünümlü köstek tavırları takınanlar, (1984-2002 arası hiç böyle olmamış, bütün hükümet dönemlerinde iktidar hiç bu kadar suçlanmamıştı.) kullandıkları yöntemle, demokrasiyi de kötüye kullanıyor ve dejenere ediyorlar.Yaptıkları doğrudan “demokrasi terörü”dür; yani demokrasiyi bir silah olarak kullanmaktır. Olumsuzluklar için ha silah kullanarak insan öldürürsünüz, ha demokratik yöntemleri kullanarak sistem katili olursunuz… İkisi de terördür.
Demokrasinin erdem yönü eksikse, şimdi olduğu gibi terör boyutu kazanabilir. Demokrasinin müeyyidesi erdem olmalıydı; bunun eksikliğini şimdi anlıyoruz.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.