Doğu ve G. Doğu’ya Dair Güncel Vaziyet Tespitleri
Doğu ve G. Doğu’daki terör eylemleriyle alakalı olarak bölgeden gelen bilgiler ışığında bazı mühim detaylar ve vaziyet tespitleri:
3 bölgede,Türkiye’nin 30 yıl boyunca mücadele ettiği terör örgütünü, dağda-kırsalda konuşlanmaya zorlaması bile başlı başına bir başarıydı. Bir zamanlar bir mezraya 10 teröristin inmesi bile olay kabul edilirken; son üç yılda terör örgütüne güç ve meşruiyet transfer etmekten başka bir şeye yaramayan ‘MİT-Öcalan Müzakere Süreci’ sayesinde dengeler değişti. Bölgede hem siyasi hem de militer ‘alan hâkimiyeti’ PKK ve türevlerinin eline geçti!
Gelinen aşamada korkulan oldu ve terör örgütü “meskûn mahal savaşını/şehir savaşını” kısmen başlattı! Şu anda bölgede ilçeler düzeyinde ve ilçeler arası belli yol güzergâhlarında “Kamu Gücü” kesintiye uğratılmış haldedir. Belli ilçelerde “Kamu Kudreti” tam devre dışı, “Kamu Düzeni” tam askıya alınmış, denetim ise KCK’nın eline geçmiştir!
3 Bölgede bizim için olumlu olan lakin PKK için kırıcı olan “tek” gelişme; Çözüm Süreci’nde bölgeden ıskat edilen veya dışlanan Kara Kuvvetleri’nin tekrar sahaya konuşlanmasıdır! Lakin şu anda ‘meskûn mahal çatışmaları’ yoğun olduğu ilçe merkezlerinde ve şiddetin yoğun olduğu mahallelerde, sadece ‘sokağa çıkma yasağı devreye girdiğinde’ katiye yakın netice üretmektedir. Onun haricinde sayı ve etkinliği yetersiz olsa da Jandarma ve Emniyet Güçleri çatışma bölgelerinde daha etkili durumdadır.
Bölgede çok sayıda ilçe merkezinde giriş ve ara sokaklarda hendekler çatılmış, ilçe merkezlerine ancak ana yollardan ve bir kısmından girilip çıkılabilmektedir. Ara sokaklarda binlerce hendek tesis edilmiş, onlarca ilçede yüzlerce mahalleye girilememektedir. İl düzeyinde hendekle kapatma söz konusu olmasa da, ilçe-mahalle düzeyli kapatma varittir. Muş ve Şırnak’taysa ‘il düzeyi’nde kapatma potansiyeli güçlüdür. Şırnak’ta il düzeyinde çok sayıda mahalle kapalı haldedir.
Hendeklerin KCK/YDG-H tarafından korunmakta, hendeklere polis-jandarma müdahalesindeyse silahlı-mayınlı direnç gösterilmektedir. Polis ve Jandarmayı en çok zor durumda bırakan durum ise, hendek yakınındaki “evlerin içinden” ateş edilmesidir. Daha da ötesi, Yüksekova-Silopi-Cizre-Varto-Silvan-Derik-Hakkâri merkez özelinde PKK/KCK unsurunun ilçe emniyet birimlerine bombalı-roketli-silahlı saldırıları ertesi halk, hemen her yönden, “evlerinden” ateş ederek baskın yapanları desteklemekte, güvenlik kuvvetlerinin karşılık vermesini güçleştirmekte, emniyet bina-birimden çıkış-takip yapılmasını engellemektedir. Polis ve Jandarma bu evlere ateş edilip edilmemekle arasında işin içinden çıkılamayacak ikilemlere düşmektedir. Bu yüzden karşı ateşle kendisine açılan ateşi baskılamak durumunda kalmaktadır.
Çözüm Süreci’nde bölgede büyük bir serbesiyet içerisinde; ‘uluslararası gözlemci’, ‘insan hakları örgütleri temsilcileri’ ve ‘medya’ etiketiyle ofis ve saha faaliyeti sürdürülmesine izin verilen türlü odaklar, şu günlerde meskûn mahallerde yapılan çatışmaların hemen hemen hepsinde hazır bulunuyorlar! Güvenlik güçlerimizin meşru müdahaleleri “siviller öldürülüyor!” şeklinde, ileride ‘kasıtlı sonuçlara bağlanması’ adına manipüle ve dezenforme edilerek, uluslararası kurumlara ve kamuoyuna servis ediliyor!
3 Daha önce halka türlü araç ve yöntemlerle “TSK bizi yok etmeye çalışıyor” şeklinde propaganda yapan örgüt, şu günlerde TSK’yı ağızlarına almadan, yoğun bir şekilde “Türk halkı bizi yok etmek istiyor” propagandasını yapıyor! Buradaki propagandalarda ‘TSK’dan ‘Türk Halkı’na yapılan geçiş çok önemli. Böylelikle sadece bölgede değil, ülke genelinde “meskûn mahal çatışma” motivasyonlarını arttırıp mevzilerini daha sağlam tahkim etmeyi amaçlıyorlar. Olan bitenleri “TSK-PKK” savaşından “Türk-Kürt” savaşına convert ederek ayrışmayı keskinleştirmeleri ve kendilerince meşru sebepler üretmeleri oldukça tehlikeli bir eşiktedir!
3 Eylül- Ekim aylarında PKK’nın terör eylemlerini ve şiddet profilini daha da yükselteceği bekleniyor. Erken seçim arefesinde Adalet ve Kalkınma Partisi net değil! HDP’nin de içinde olacağı seçim hükümetiyle hem şiddet profilini minimize etmeyi, hem de ‘seçim güvenliği’yle alakalı kaygıları ortadan kaldırmayı düşünüyor. Daha da önemlisi, Çözüm Süreci’nin yeniden start verilmesi için “seçmen” indindeki meşru gerekçeler kotasını doldurmayı bekliyor!
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.