Tekrar Seçim ve Ak Parti
7 Haziran seçimleri akşamı telaffuz edilmeye başlayan “tekrar seçim”le ilgili görüşlerimizi o zaman sıcağı sıcağına yazmış ve bazı odakların ve dalkavukların AK Parti’yi seçim şehvetine düçâr ettiklerini; seçimin AK Parti’nin ve Türkiye’nin hayrına olmayacağını yazmış, bazı rakamlar vermiştik. Dinleyen olmadı ve 1 Kasım günü seçim var.
Çözüm sürecinin olumsuz gelişmesinin ve 20 Temmuz’dan beri yaşanan terörün AK Parti’ye fatura edildiği bir ortamda, AK Parti’nin işi çok zor.
Doğu ve Güneydoğu’da 2011’de alınan sonuçların yarısını alacağından emin olsam, “1 Kasım’da AK Parti kazanır” derim. Çünkü diğer bölgelerde pek sorun yok ama oralarda oy oranı artsa bile, bu milletvekili sayısını etkilemeyecek. Milletvekili sayısını etkileyecek seçmen ağırlığı Diyarbakır, Van, Urfa, Ağrı, Bitlis ve Siirt’tir. AK Parti buralarda 2011 seçimindeki sonuçları değil de yarı yarıya bir sonuç bile alsa, 276 milletvekiline ulaşır ve hatta geçer de… Ama şu durumda bu yörelerde maalesef oy oranı yükselemez. Çünkü AK Parti buralarda güven kaybetti. PKK/KCK/HDP, yörede devlete ve AK Parti’ye olan güveni bitirdi. Bu güvenin arkasında bütün kurumlarıyla “devlet gücü” vardı; devlet burada bu gücünü kullanmadı. PKK şehirlerde haraç kesti, uyduruk hukuk uygulamasıyla sözde adalet tesis etme yoluna gitti ve hepsinden önemlisi, dağdan şehre indi. Medyaya yansıyan haberler ve görüntüler, AK Parti’ye kesilecek faturaların ilk işaretleridir.
7 Haziran’da yaratılan “Yerinden oynattık. Bir omuz daha versek gidecek” psikolojisi, maalesef “Yıkılmadık, ayaktayız” psikolojisinden daha etkin ve AK Parti bunun farkında değil.
AK Parti başarmak için ne yapmalı?
1- Doğu ve Güneydoğu’da kaybettiği halk güvenini tekrar kazanmalıdır ve bunun için de halkı, “PKK’nın insafına terk edilmiş olma” psikolojisinden kurtarmalıdır. Bunun için de devletin yasal gücünü, kurumları etkin hâle getirerek kullanmalıdır. Böylece halk kendini yalnız hissetmeyecektir.
2- PKK ve destekçilerinin üzerine yoğun bir şekilde gidilmeli ve her operasyondan sonra, PKK’nın çöküşe doğru yuvarlandığı, medya aracılığıyla bir algı operasyonu olarak hayata geçirilmelidir.
3- PKK destekçisi milisler mutlaka sindirilmeli ve böylece masum Kürtler, milis teröründen kurtulmalıdır.
4- 30 Ekim gününe kadar Kandil ve Kuzey Suriye dâhil PKK’nın yuvalandığı bütün inler yerle bir edilmeli; PKK’ya teslim bayrağı çektirilmelidir. Hatta Kuzey Suriye’deki Güvenli Bölge uygulaması, göstere göstere hayata geçirilmelidir.
AK Parti’nin karşılaştığı olumsuzluk, politik değil, psikolojiktir ve işin kötü tarafı, bu durum politik olmaktan daha berbattır. Yapılması gereken olumsuz psikolojik eşiği bugünlerde aşmaktır.
Uzun lafın kısası, 30 Ekim’e kadar AK Parti PKK’yı bitirirse kazanır ve tarihe geçer. Bitiremezse, kendisi biter ve tarihten silinir!... Biz kazanmasını isteriz.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.