Terör, İktidar, Muhalefet Üçgeni
Her şehit, sadece bir eve değil, bütün Türkiye’ye düşmüş bir ateştir.
Mesele Ak Parti’yi savunmak değil; şimdi Ak Parti iktidarı zaafa uğratılırsa, Türkiye zaafa uğratılmış olur.
Ama terörün başladığı 1985’ten beri, muhalefet terör konusunda iktidara destek olur, “Sen terörü azdırıyorsun” denmezdi ve denmedi de.
1991’de HDP’lilerin ilk kuşak temsilcilerini meclise sokan CHP’ye bile yüklenilmedi o zamanlarda.
Ne ANAP, ne DYP, ne SHP-CHP, ne RP-FP ve ne de DSP, terör örgütüne cesaret verdiği konuşuldu. O zamanlarda, muhalefet de millî bütünlük duyarlılığına sahipti.
Şimdinin muhalefeti, Ak Parti’ye muhalefet etmek için teröre, teröriste ve destekçilerine açıktan destek veriyor. HDP’li vekilleri gördünüz.
PKK elinde silah terör estiriyor; HDP’li vekiller de onları cesaretlendirmek için ellerinden geleni artlarına koymuyorlar ve hatta teröristlerin silahlarını ve yiyecek-içecek ihtiyaçlarını arabalarıyla taşıyan HDP vekilleri gördük.
PKK saldırdıkça, pusuda Mehmetçik şehit ettikçe bunu Ak Parti’ye saldırma vesilesi görenler, PKK’ya karşı oluşması gereken milli direnci zaafa uğratıyor.
PKK, “Biz saldıralım. Her saldırıdan sonra, iktidar bizimle değil, muhalefetle uğraşıyor.” diyerek karşıdan gülüyor hâlimize.
Muhalefet, muhalif olmayı o kadar âdileştirdi, o kadar bayağılaştırdı, o kadar dejenere etti ki, meselenin çözümü için değil, daha da düğümlenmesi için gayret sarf ediyorlar.
Bu tavır millî bir tavır değil, yapıyı bozan ve dejenere eden bir tavırdır.
Ak Parti’nin tek suçu, hayatın pek çok alanında üretip uyguladığı politikalarla muhalefete bir alan bırakmamasıdır.
Ak Parti’nin eleştirileceği o kadar çok alan var ki, muhalefet, 20. Yüzyıl’da kaldığından, bu eleştiri alanlarından habersiz.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.