Çukurlar Kazılırken Neredeydin?
Bugüne kadar Cizre’ye gitmek nasip olmadı. Fakat ilk fırsatta gidip göreceğim...
Bu şanlı şehir daha hicretin 17. yılında İslâm’la müşerref oldu. Hz. Ömer’in kumandanı İyaz b. Ganem tarafından fethedildi. İslâm, Cizre’yi ihya etti. Dicle nehrinin büklümü içindeki bu şehir, Selçuklu sultanı Tuğrul Beye sulhen teslim oldu... Bu sıralarda şehir âlimlerle, ediblerle dolu idi. Moğol saldırılarından sonra harabe haline geldiğini İbn Batuta’nın seyahatnamesinden öğreniyoruz. Cizre, Timur’a da sulhen teslim olmuş. Sonra Karakoyunlu, Akkoyunlu ve kısa süren Safevi dönemi var. Cizre Beyi Ali Bey, Yavuz’a bağlılık arzetti. Cizre Diyarbekir eyaletinde yurtluk veya ocaklık olarak idare edilen bir şehirdi. Basra’yı Karadeniz’e ve Akdeniz’e bağlayan yolların kavşağında idi.
Musul İngilizlere bırakıldıktan sonra Cizre’nin iktisadi varlığı zayıfladı... Dicle üzerinden kelek denilen nehir taşıtlarıyla nakliyat sona erdi. Bu nakliyatın önemli menzillerinden biri Cizre idi. Habur kapısının işlerlik kazanması Cizre’yi yeniden canlandırdı. Şimdi nüfusu 100 binin üzerinde bir ilçe…
Bugünlerde Cizre’de sokağa çıkma yasağı var. Öyle anlaşılıyor ki, terörist unsurlar sızmışlar, şehri kan gölüne çevirecekler. Emniyet güçleri halkın zarar görmemesi için operasyon yapıyor.
Tabii bu operasyonun terörceye tercümesi şöyle: Türkiye’ye karşı iç harp yapmak!
Bunu ben uydurmadım. Cizre’nin madam belediye başkanı bir İngiliz kanalına söylemiş!
Siz hamur yoğuracak çocuk doğuracak çağda bir eksik eteği piyangodan başkan yaparsanız böyle olur. Akım derken kakım der!
Bu hatunun ağzından çıkanı kulağı duymuyor herhalde. Hadi onun duymuyor, siyasi parti görünümlü terörist teşkilatta da bunun ne demek olduğunu bilen yok mu?
Bunlar tümden sağır. Şimdi Cizre’ye gidip, emniyet güçlerini taciz etmek isteyen HDP yöneticileri yolda. Tabii böyle bir girişim tasvip edilemez. Zaten şehre ulaşmaları mümkün değil. Fakat dünyada bir algı uyandırmaya çalışıyorlar.
Cizre’de güvenlik operasyonu var, eğer doğruysa oradan bir terörist dışarıdan bir ayrılıkçı kanala salya sümük konuşmuş: “Çember daraldı, yakalanmamız an meselesi!”
Bunlar güya diyorlar ki: “Dayan keko, yettim!”
Tabii terörist unsurlar yakalanacak, suçları neyse cezalarını çekecekler. Tabii devletin mahkemelerinde. Bir de HDP mahkemesi var, onlar ise şehirde güvenliği tesis etmek isteyenleri ipe çekmek istiyorlar.
Evet Cizre yolundalar…
Peki, Cizre’de çukurlar kazılırken, eş başkan ve avanesi neredeydiler? İşte tam da o günlerde gidip: “Beyler yapmayın, bu şehrin yönetimi zaten bizde. Belediye başkanı partimizin mensubu siz ne yapmak istiyorsunuz”, diyebilirlerdi…
Çukurlar kazıldı, hemi de belediyenin kepçeleri kullanılarak…
Sağa sola ateşler edildi, yollara tuzak bombalar döşendi…
Yine bu aslanlar ortalıkta yok. En hafifinden bir fırça kaymaları gerekmez miydi? “Yahu sizin yaptığınız insanlığa sığmaz, şehrin güvenliğini sağlayan unsurlara tuzak kurmak Kürt ahlakında var mı?”
Aksine mağrurlanmış olmalılar. “Bizim çocuklar iyi iş çıkardı. Polisi askeri mahallelere sokmuyor, girmek isteyenleri de tuzakla öldürüyor.”
Sadece bunu mu yaptılar oralarda? Kamyonlar yakıldı, tırlar ateşe verildi. Güvenlik kontrolüne girişildi…
Ve nihayet şehrin seçilmiş belediye başkanı bir terörist ağzıyla konuştu: “Türkiye’ye karşı iç savaş yürütüyoruz” diye…
Sırf bu söz bile bir partinin terörizme destek vermesinden ötürü apaçık kapatılma sebebidir.
Bu eş başkan bir de hukukçu geçiniyor. Fakat hukukun abc’sini bilmiyor. Sadece hukuktan mı habersiz? İnsanlıktan bibehre… Kardeşlikten nasipsiz.
Bize insanlık dersi vermeye kalkışmayın, haybeye hukuktan bahsetmeyin. Barış iddiasıyla bir yerlerinizi yırtıp savaş çığırtkanlığı yapmayın…
Sizin siyasetiniz Cizre’de kazılan çukurlara gömüldü…
Dramatik bir son, fakat siz istediniz.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.