Ahmet Türk

Ahmet Türk

ABD ve AB, Çözüm Süreci’ne Karşıydı Hani…

ABD ve AB, Çözüm Süreci’ne Karşıydı Hani…

Oslo’da PKK ile yapılan müzakerenin ses kaydı ve texti kamuoyunda deşifre olunca, önce olan bitenler sürecin mimarları tarafından sinkaf takviyeli çıkışlarla iddialı bir şekilde inkâr edildi… Süreçle ilgili farklı detayların gündemde ısrarla tutulmasıyla zor durumda kalan siyasi iktidar, nihayetinde “müzakereler bilgimiz dâhilindedir, bürokratlar oraya tarafımızdan gönderildi” noktasına geldi… 

Ardından gelinen bu noktanın meşrûiyeti adına, sürecin “milli” ve “devlet projesi” gibi takdimi istikametinde yoğun bir propagandaya girişildi. İyi de, “Oslo’da PKK ile yapılan müzakerelerin açılış konuşmasını niçin İngiltere temsilcisi yaptı? İngiltere’nin startını verdiği ve garantör olduğu bir müzakere, nasıl milli bir proje olur?” sorularıysa, bu yoğun propaganda ve “cambaza bak” maksatlı suni gündemler arasında kaynadı gitti? Bugün dahi tek bir Adalet ve Kalkınma Partisi yöneticisi ve süreci yürüten bürokrasi bu sorunun cevabını verememektedir! 

Neticede Oslo yaşandı, ardından MİT-Öcalan Müzakere Süreci işletildi… Anaların kısa bir süre ağlamasına ara verildiği G. Doğu’nun terör örgütü tarafından ipotek altına alınma sürecinden sonra da bugünlere gelindi! 

İşte bu süreçlerin her safhasında, Adalet ve Kalkınma Partisi tabanının ve kontrolü altındaki gazeteci-yazar takımının en büyük argümanı “ABD, İsrail ve Avrupa Çözüm Süreci’ne karşılar, bu süreci bozmak için ellerinden geleni yapıyorlar” oldu. Daha sonra bu argümanlar muhafazakâr camiada en fazla yayılan propaganda oldu. 

Bu sayede, eşkıya ile masaya oturmaya karşı gelişen tepkiler ve üreyen şüpheler minimize edilmeye çalışıldı. Dikkat ederseniz gerek “Gezi olayları” sonrası, gerekse “17-25 Aralık” sonrası Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ilk tepkisi de “bu olayları Çözüm Süreci’ni sabote etmek isteyenler çıkardı” olmuştu!

7 Haziran Seçimleri sonrası Çözüm Süreci buzdolabına konulup, tekrar teröre karşı güvenlikçi politikalar devreye sokulunca “Batı ve İsrail Çözüm Süreci’ni sabote etmek için elinden geleni yapıyor” propagandaları da otomatikman çöktü! Çünkü ABD ve Batı başkentleri, peşi sıra PKK’ya karşı işletilen güvenlikçi politikaların sona erdirilmesi ve Çözüm Süreci’nin tekrar devreye sokulması gerektiğiyle alakalı demeçler vermeye başladı!

Alın size Çözüm Süreci’ni sabote etmek(!) isteyen bazı ülkelerin taze beyanları:

ABD Dışişleri Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı McGurk: “Tansiyonun azaltılması ve iki tarafın da kalıcı ve sürdürülebilir bir barış için ‘Çözüm Süreci’ne bağlı kalmayı sürdürmesi gerekiyor” 

Avrupa Birliği Dışişleri Yüksek Temsilcisi Federica Mogherini: “Çözüm Süreci’ni ve ateşkesi riske atacak davranışlardan kaçınılmalı…” 

İngiltere’nin Ankara Büyükelçisi Richard Moore :“… Çözüm Süreci’ni çok destekledik. Bu süreci başlattığında başbakan olan Sayın Erdoğan’a çok kredi verdik. Yapılması gereken ve cesur bir hamle olduğunu düşündük. Bence bugün herkes terör yerine demokratikleşme, kimlik ve hakların konuşulduğu noktaya geri dönmek istiyor. Olunması gereken yer orası…”

Oslo’daki müzakerenin açılış konuşmasını yaptığı söylenen IRA uzmanı ve İngiltere Başmüzakerecisi olan Jonathan Powell: “Çözüm Süreci’nde türbülans ve duraksamaların olabilir ama sıkı, katı bir süreç sürdürmek şart. Üçayaklı bir tabure düşünün. Bacaklarında biri Abdullah Öcalan, biri Kandil ve diğeri de hükümet. Bu üçayağının sağlam olması lazım yoksa tabure çöker!” 

Almanya Başbakanı Merkel’in Davutoğlu ile bir telefon görüşmesini aktaran Alman hükümet sözcüsü yardımcısı Georg Streiter: “Merkel, Ankara’ya Kürtlerle barış sürecinden vazgeçilmemesi çağrısında bulundu. Türkiye’nin terörle mücadelesine Almanya’nın destek verdiğini ama aşırıların üzerine giderken ‘orantılı’ hareket edilmesi gerektiğinin söyledi. Bunun yanı sıra, Çözüm Süreci’nde aksamanın Türkiye ve bölge için ölümcül sonuçlar doğurabileceğini de vurguladı..!” 

İtalya’nın Ankara Büyükelçisi Luigi Mattiolo “Biz PKK ile Çözüm Süreci’nin devam etmesini temenni ediyoruz. Çünkü bu, Türkiye’nin ve tüm Akdeniz’in huzur ve istikrarı için önemlidir. Türkiye’de ulusal bir uyum için önemli gördüğümüz Çözüm Süreci’nin kesintiye uğramasını da istemeyiz. Kesinlikle bu sürece geri dönüleceğine inanıyoruz.

Hani ABD, İsrail ve AB Çözüm Süreci’ne karşıydı? Hani bu dış mihraklar bu süreci bozmak için ellerinden geleni yapıyorlardı?

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
9 Yorum
Ahmet Türk Arşivi