Lütfü Şehsuvaroğlu

Lütfü Şehsuvaroğlu

Haydi! Bütün Ülkücüler Birleşin!

Haydi! Bütün Ülkücüler Birleşin!

Herkes MHP lideri Devlet Bahçeli’ye saldırıyor.

Ben bir yazımda bu koroya karşı çıkmış ve Devlet Bahçeli’nin gerek Meclis başkanlığı seçimlerinde gerekse koalisyon kurma meselelerinde ve AK Parti ile CHP’nin hükümet kurması gerektiği yolundaki görüşlerinde haklı olduğunu vurgulamıştım.

Fakat siyaset biraz da imaj meselesi…

Einstein diyor ki: Bilgi hiçbir şeydir, imaj her şeydir.

Siyasetçi ortada gezinen imajlar manzumesini biraz da kontrol altında tutan kişidir. Ya imaj inşa eder, yahut var olan imajlar silsilesine yandan, yukarıdan, aşağıdan ve içerden darbeler vurur; onu kendi siyasi projesi istikametinde değiştirir, dönüştürür.

Yeni bir seçim yapıldı ve akabinde hemen seçim talebi kadar saçma ve normal demokrasilerde aslında absürd hatta suç sayılan bir şey gündeme gelmemeliydi.

Ama geldi ve handiyse şimdilerde gayet normal bir süreçmiş gibi değerlendiriliyor.

Aslında Yüksek Seçim Kurulu’nun bile kendi kendine karar alması kadar saçma bir şey olamazdı. Demek ki yukarısı yani Recep Tayyip Erdoğan var olan imajlar manzumesini yerle bir edebilecek bir güve, edinime veyahut yaratıcılığa sahip…

Bu durumda muhalefet partilerinin kendilerine çeki düzen vermesi ve karşı atakta bulunması beklenirdi. Yeni bir seçim ancak yeni şartlar zuhur ederse mümkün olabilir diye çok yazdım. Ya barajlar kalkmalı, ya seçim sistemi değişmeli ya siyasi partiler veyahut da genel başkanları değişmeli…

Aksi takdirde Hayrettin Karaman’ın yazdığı gibi biz ırgat mıyız?

Oyumuz bilinçsizce mi kullanıldı?

Bizi terbiye edecek bir merci mi var?

Var demek ki…

Hiçbir şart değişmediği halde 550 milletvekili seçime gidiyor.

Bu kadar edilgen bir meclis ben hayatımda görmedim. Hiçbir demokraside de olmaz aslında… 550 milletvekili yeni bir seçime gidiyor.

Aslında yeni seçimde hiçbirinin aday olmaması gerekir.

Hiç olmazsa böyle bir yeni şartlar zuhuru söz konusu olmalıdır.

Aynı adamlar aday olacak, aynı partiler, aynı seçim sistemi… Her şey aynı… O zaman seçmen mi değişecek?

Niye değişsin?

Salak mı?

Emir eri mi?

Robot mu?

Kim onun demokrasiyi hak etmediğini düşünebilir ki?

O zaman yapılacak bir şey var…

Belki de birkaç şey…

Aklıma gelenlerin başında şu geliyor:

Hani herkes Devlet Bahçeli’nin siyasetsizliği üstüne vurgu yaptı ya…

Bence şimdi tam zamanı…

Devlet Bahçeli siyaset üretmeli artık.

Evet, tam zamanı…

Ülkücü Hareket’i harekete geçirmeli…

Bütün ülkücüleri bir bayrak altında toplayabilmeli…

Aslında bütün merkezi, muhafazakârlığın merkezini…

Bunda ne beis var?

Ya da ne gibi bir engel?

Hiçbir engel yok…

Öncelikle MHP’ye gönül vermiş içerde dışarıda herkesi bir gönül seferberliği içinde kucaklamalı…

Yeni bir rüzgâr estirmeli…

Bunda ülkücü fikir adamlarına, sanat adamlarına öncelik vermeli… Öyle bir kurulmalı ki Edirne’den Kars’a kadar, hatta Adriyatik’ten Çin Seddi’ne kadar bütün Türklük ve bütün adanmış nesiller İslam âlemi bu yeni rüzgârla heyecana kapılmalı…

Söylem ve eylem birliği gönüllerde bir ümit meydana getirmeli…

Artık makus talihimizi yenecek bir yarın ümidi gönüllere muştu gibi açıklık getirmeli…

“Elemneşrahleke sadrek…”

Göğsünü genişletmeli…

Bir bayrak nefes almalı…

Dalgalanmalı…

Hüzün, ümitsizlik, yeis girdabındaki milyonlar gerçekten 2023 istikbali ile istiklaline daha bir sarılmalı…

Herkes herkese sırtını dönebilmeli…

Kuşku ve içgüdü çağı sona ekmeli…

Üç gün boyunca yazdım korku ve içgüdü çağını… Mesele yüzyıllık bir mesele…

Yüzyıl evvelki İslamcı muhalefet fena ehlileştirildi, iğdiş edilip kapitalistleştirilip bir cip bir metres ve dolarlarla elimine edilip bütün talepleriyle çürütüldü. Şimdi yeni bir ümit dalgası bin yıllık terkibin izini sürmekle olabilir.

Buradan siyasileri uyarıyorum.

Biblo olmayın. Saksı olmayın. 

Adam olun!

Fikriyatınızın, ülkünüzün güneşini kapatmayın…

Adetullah’a karşı gelmeyin.

Merhametten, ehliyetten, sadakatten, hörmetten, bilgiden, akıldan, imandan, tevekkülden, sabırdan, gayretten, merdânelikten, vefakârlıktan, fedakârlıktan, samimiyetten, mesuliyetten, aşktan, sevmekten uzaklaşmayın.

Korkaklığa, tamahkârlığa, akılsızlığa, adamın adamı, kulun kulu olmaya, vefasızlığa, kanaatkârsızlığa, ehliyetsizliğe, samimiyetsizliğe, merhametsizliğe, sorumsuzluğa, tembelliğe, sevgisizliğe pirim vermeyin.

Genel başkanlarınızı ve kendinizi yanıltmayın. Gittiğiniz yol yol değil…

Şehitlerin hesabını veremezsiniz.

Derlenin hep, toplanın hep, düzelin…

İnsan olun, hayvan olmayın…

Özgür olun, köle olmayın.

Akılsızlarla düşüp kalkmayın, irfan sahiplerini bulun…

Türk milletinin gönlüne hoş gelecek çağrı’yı yakalayın.

Onun gönül dilindeki şifreyi çözerseniz zafer hakkınızdır.

Allah iyilerle beraber olacaktır…

İyi olun…

Kötülüğü yenebilirsiniz. 

Şimdilik bu ilk uyarım.

Bir adım gelene on adım gelmek şiarımızdır.

Her müminin şiarı olmak icap eder.

Adım gerek… adımlamak…

Hareket gerek, hareket…

‘Allah içimizdeki iyiliğin hareketi’ diyor Nurettin Topçu…

Hareket felsefesinden uzak olanların emanete sahip olmaları düşünülemez.

Hareket bekliyorum.

İyiliğe doğru hareket…

Haydi!

İkinci uyarım Ülkücü Hareket’in yeminlilerinin manifestosu olacak…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
2 Yorum
Lütfü Şehsuvaroğlu Arşivi