Süleyman Nazif... Hani şu Mehmed Âkif’in vatanseverliğini övdüğü Diyarbekirli muhteşem şair:

Ey tek kara gün dostu bu hicranzede yurdun,

Sen milletin âlâmını dünyaya duyurun.

En korkulu günlerde müdhiş kaleminle

Peki Mehmed Âkif bu şiiri neden yazmıştır? Süleyman Nazif’i Milli Mücadele döneminde İngilizler Malta’ya sürmüşlardir. İşgalci Fransız generali Franchet d’Esperey hakkında yazdığı “Kara bir gün” makalesinden ötürü. 

Süleyman Nazif, düşman işgaline rağmen ümidini yitirmemiş ve “Son nefesimle hasbihal” şiirinde

Ruhum benim oldukça bu imanla beraber

Üç yüz sene, dört yüz sene, beş yüz sene bekler

demiştir. Tabii Âkif’in o kadar beklemeye tahammülü yoktur. 

“Süleyman Nazif’e” şiirini şöyle bitirir:

Saldırsa da kırk ehl-i salib ordusu, kol kol

Dört yüz bu kadar milyon esir olmaz emin ol!

Süleyman Nazif işgalcilere karşı dimdik durdu!

Şu sıralarda Diyarbekir’den Süleyman Nazifler çıktığına dair fazla bir bilgimiz yok. Fakat Abdullah Cevdetler olduğunu biliyoruz. 

Peki kim Abdullah Cevdet? 

O Avrupa’ya, pozitivizme iman etmiş biri... Onu en fazla meşhur eden, Avrupa’dan damızlık erkek getirerek nesillerimizi Avrupalı yapmak projesi!

İşte yaklaşık yüz yıl önce, her ne sebeptense, muhtemelen bir cenazeden ötürüdür, Eyüp Sultan’da imiş... Süleyman Nazif de orada. Bir de bakmış ki, Abdullah Cevdet abdest almak için şadırvanın başına kurulmuş. Kulağına eğilip demiş ki: “Bari küfründe samimi ol!”

Dün ismi lâzım gelmeyen eş-başkanı Diyarbakır’da bayram namazı kılarken görmüşler...

Diyarbakır’da çağdaş bir Süleyman Nazif olmalıydı da alenen söylemeliydi: “Hiç olmazsa küfründe samimi ol!”

Samimiyet, doğruluk, dürüstlük, ahlâklı olmak... Yani olduğu gibi görünmek... Bu yalancı pehlivanda asla bulunmayan hasletler. 

Bize Müslüman pozu kesme, siyaset uğruna! Kürtleri ahmak yerine koyma! Senin Müslümanlığının samimi olduğuna inansak, o saat gelir bayrağının altında toplanırız. Bir zamanlar bütün müslümanların Selahaddin’in bayrağının altında toplandığı gibi...

Fakat senin bayrağın Selahaddin’in bayrağı değil ki...

Onun bayrağı senin ırkçılığını azdırıyor!

Senin emelin Selahaddin’in emeli değil ki... O Kudüs’ü işgalden kurtardı, sen işgalci İsrail’e peşkeş çekiyorsun!

Mazallah, bundan doksan sene önce olduğu gibi ülkemiz işgale maruz kalsa, sen Süleyman Nazif’in yazdığının tam tersini yazarsın: “Ak bir gün”! İşgalci ABD generaline yağ çekersin!

Senin dindarlığın samimi değil, demokratlığın samimi değil, barışçılığın samimi değil...

16 yaşındaki Yasin Börü bir sene önce senin tahrikinle hunharca katledildikten sonra tepki vermemenden sonra samimiyet sınavında çaktın!

Bu bayram bekledim... Gidip ailesinden af dilemeni... Sende bunu yapacak yürek, hamiyet ve en önemlisi vicdan yok, biliyorum. 

Senin millete karşı terörün, teröristlerin safında olduğun apaçık ortada. Buna rağmen barışçılık satıyorsun. İki yüzlülüğün seni sıfırlıyor, Abdullah Cevdet derekesine düşürüyor. 

Samimi ol, istersen düşmanımız ol!

Düşmanımızla gurur duyalım!