Kültürümüzden gelen bir alışkanlık dahi olsa bir işe başlarken ‘Bismillah’ deriz. Kaldı ki inanç değerlerimizde de besmele ile başlanılan işlerde hayır olduğu bilincini taşıyoruz. Sabah uyandığımızda yatağımızdan kalkarken, kahvaltıya başlarken, evden dışarı adım atarken, aracımıza binerken, kontağımızı çevirirken… Velhasıl her işe besmele işe başlarız ki işlerimiz düzgün seyretsin, helal-haram konusunda da tereddütlerimiz varsa ‘besmeleyi çekmeyiz. Kurban keserken de aynısını yaparız hem de farklı ve ilave olarak ‘Allahüekber’i de ekleyiveririz. Günlük hayatımızın birçok anında dilimizle söylediğimiz bismillah ile kalbimizin de pasını silmek için ziyadesiyle söylediğimizde zikir babına girer.

Bunları neden anlatıyorum zaten siz değerli okurlarımız bu konuda bilgi sahibisiniz. Son günlerde Ak Parti’nin ‘Haydi Bismillah!’ diyerek yola çıktığı seçim şarkısını CHP Yüksek Seçim Kurulu’na şikâyet ederek yasaklanmasını talep etmiş ya oradan aklıma geldi ve evveline-ahirine ‘Haydi Bismillah!’ demek geliverdi içimden.

Ak Parti 14 yıl önce Uğur Işılak’ın ‘Haydi Ak. Ak..’ nakaratlarıyla meydanları çınlatırken, Erzurum’da Songül Karlı’nın ‘Omuz omuz kardaş’ türküsüyle coşuyordu insanlar. Arada bir de ‘Cilve loy nanay da!’ yı açıyorduk seçim otobüslerinin cihazlarından..

İlk günler aklıma geliverdi. Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın sesi kısılmaması için her gittiğimiz ilde bir demet maydanozu kaynattırıp ılıttıktan sonra soğumaması için termosa koyduruyor, bir kaşık hakiki süzme balı da yanından eksik etmiyorduk. Reis, meydanda bekleyen halka seslenmeden yani otobüsün üstüne çıkmadan hazırlattığımız suya biraz da limon sıkarak bir bardak içiyordu. Ses tellerine iyi gelen bu karışım sayesinde ses kısıklığı da yaşamıyordu.

Şimdilerde Başbakan ne içiyor bilemiyorum ama Cumhurbaşkanımızın deneyiminden bu konuda da istifade etmesi gerekli diye düşünüyorum. Maydanoz Suyunun yararını ben de bizzat yaşadığım için bunu tavsiye ediyorum.

Ak Parti’nin fabrika ayarlarına dönüşünün hızlanması için o günlere dönülmesi güzel bir duygu ancak köprünün altından çok sular aktı diyebiliriz. Onun için farklı söylemler yerine ‘Haydi bismillah!’ ile başlayan eski söylemleri yeniden söylemekte yarar var. Her ne kadar muhalefetsiz bir iktidar olsa da Ak Parti’nin bu topluma söyleyecek yeni şeyleri olduğuna inanıyorum. Buradan ahkâm kesecek değilim ama partinin kuruluşu aşamasındaki tüzük çalışmalarına varıncaya kadar içerden birisi olarak çalışmaları yakından takip etmişliğimiz var.

‘Haydi, Bismillah’ın arkasından neler yapılmalıdır’a şöyle bir göz atacak olursak; El’an parti kurmaylarının ‘Eski dostlar’ şarkısındaki sözler gibi 14 yıl önce çalışmalarda yer almış gönül insanlarını teker teker bulup gönüllerini almalıdır diye düşünüyorum. Onlar kim mi? Her biri farklı yerlerde konumlanmış, kimi küskün, kimi uzlet içinde, kiminin ise sesi soluğu çıkmıyor. Onları Ak Parti’nin kuruluş günlerinden yakından tanıyanların ise değişik mahfillerde isimlerini zikretseler bile vefanın İstanbul’da bir semt olduğunu dahi hatırlatmaktan beri durmaları da hoş değil.

Ne diyelim ‘Lafın tamamı deliye söylenirmiş’ derdi Akif Gülle.