Halil Mert

Halil Mert

ALENİ VATANA İHANET “HIYANET-İ VATANİYE” SUÇLARI

ALENİ VATANA İHANET “HIYANET-İ VATANİYE” SUÇLARI

Vatan.. Vatan deyince aklımıza genel anlamda Milletimize dair tüm soyut değerler gelir. En başta İmanımız ve inancımız. Sonra Bayrak ve toprak. Sonra devlet. Sonra gelenek, görenek ve Milli terbiyemiz. İstiklal marşımız. Elbette, mazimiz ve tüm mukaddesler..

“Vatan, anamız.” derlerdi eskiler bize çocukken. “Vatan namustur.” derdi babaannem.

Peki, ihanet ne? İhanet, düşman tarafından değil, maalesef içeriden vurulma, tahrip edilme, aldatılma, satılma.

İhanet, düşmanın işine yarayacak şeyler yapma.

İhanet, ülkeyi, aileyi, ümmeti bölmek, inanç ve doğrularımızı bozmak için yapılan tüm çalışmalar ve beyanlar.

İhanet, halkı dış mihrakların ve ezeli düşmanlarımızın menfaatleri için yanıltma, aldatma, yalan beyanda bulunma ve iftira etme.

İhanet için askerimizi, polisimizi vurmaya gerek yok. Vuranlara doğrudan veya dolaylı destek olmak, bu desteği yaymaya çalışmak, ihaneti ve düşmanlığı masumlaştırmak daha büyük ihanet değil mi?

Halkı bölmeye dönük tüm faaliyetler, dinimizi sulandırarak imanımızı zayıflatan tüm öğreti ve kurumlaşmalar, paralelinde devlete nüfuz ederek alternatif yönetimler oluşturmak, adaleti yanıltmak, sahte deliller üreterek insanları yasal tanımlar dışında tanımlayarak suçlamak, bu suretle devlete nifak sokmak, taraftarlarına haksız olarak makam ve statü sağlamak, soru çalmak ve haksız kadrolaşmalarla devleti tahrip etmek ihanet değil midir?

Devlet kurumlarına karşı aleni düşmanlık yapmak, özellikle Ordumuzu, hükümeti ve emniyeti zan altında bırakmak ve küçük düşürmek ihanet değil midir?

Ülkemizin ceza kanunlarında ihanetin sınırları da belirli değil, tanımları da. İçeriğine katılır ya da katılmayız, ancak ben sizlere mevcut (TCK) Türk Ceza Kanunu’nun ilgili maddelerinden bir kısmını aktaracağım.

“Devletin Egemenlik Alametlerine ve Organlarının Saygınlığına Karşı Suçlar;

Cumhurbaşkanına hakaret: MADDE 299. - (1) Cumhurbaşkanına hakaret eden kişi, bir yıldan dört yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

Devletin egemenlik alametlerini aşağılama: MADDE 300. - (1) Türk Bayrağını yırtarak, yakarak veya sair surette ve alenen aşağılayan kişi, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Bu hüküm, Anayasada belirlenen beyaz ay yıldızlı al bayrak özelliklerini taşıyan ve Türkiye Cumhuriyeti Devletinin egemenlik alâmeti olarak kullanılan her türlü işaret hakkında uygulanır. (2) İstiklal Marşını alenen aşağılayan kişi, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. (3) Bu maddede tanımlanan suçların yabancı bir ülkede bir Türk vatandaşı tarafından işlenmesi hâlinde, verilecek ceza üçte bir oranında artırılır.

Türklüğü, Cumhuriyeti, Devletin kurum ve organlarını aşağılama;

MADDE 301. - (1) Türklüğü, Cumhuriyeti veya Türkiye Büyük Millet Meclisini alenen aşağılayan kişi, altı aydan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. (2) Türkiye Cumhuriyeti Hükûmetini, Devletin yargı organlarını, askerî veya emniyet teşkilatını alenen aşağılayan kişi, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. (3) Türklüğü aşağılamanın yabancı bir ülkede bir Türk vatandaşı tarafından işlenmesi hâlinde, verilecek ceza üçte bir oranında artırılır. (4) Eleştiri amacıyla yapılan düşünce açıklamaları suç oluşturmaz.

Devletin Güvenliğine Karşı Suçlar;

Devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozmak; MADDE 302. - (1) Devletin topraklarının tamamını veya bir kısmını yabancı bir devletin egemenliği altına koymak, Devletin birliğini bozmak, Devletin egemenliği altında bulunan topraklardan bir kısmını Devlet idaresinden ayırmak, Devletin bağımsızlığını zayıflatmak amacına yönelik elverişli bir fiil işleyen kimseye ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verilir. (2) Bu suçun işlenmesi sırasında başka suçların işlenmesi hâlinde, ayrıca bu suçlardan dolayı ilgili hükümlere göre cezaya hükmolunur. (3) Bu maddede tanımlanan suçların işlenmesi dolayısıyla tüzel kişiler hakkında bunlara özgü güvenlik tedbirlerine hükmolunur.

Düşmanla işbirliği yapmak; MADDE 303. - (1) Türkiye Cumhuriyeti Devleti ile savaş hâlinde olan devletin ordusunda hizmet kabul eden, düşman devletin yanında Türkiye Cumhuriyeti Devletine karşı silâhlı mücadeleye giren vatandaş, müebbet hapis cezası ile cezalandırılır.

Devlete karşı savaşa tahrik; MADDE 304. - (1) Türkiye Cumhuriyeti Devletine karşı savaş açması veya hasmane hareketlerde bulunması için yabancı devlet yetkililerini tahrik eden veya bu amaca yönelik olarak yabancı devlet yetkilileri ile işbirliği yapan kişi, on yıldan yirmi yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Tahrik fiilinin basın ve yayın yolu ile işlenmesi hâlinde, verilecek ceza üçte bir oranında artırılır. (2) Bu madde uygulamasında, Türkiye Cumhuriyeti Devletinin güvenliğine karşı suç işlemek üzere oluşturulmuş örgütlerin doğrudan veya dolaylı olarak desteklenmesi, hasmane hareket olarak kabul edilir.

Temel millî yararlara karşı hareket; MADDE 305. - (1) Temel millî yararlara karşı fiillerde bulunmak maksadıyla veya bu nedenle, yabancı kişi veya kuruluşlardan doğrudan doğruya veya dolaylı olarak kendisi veya başkası için maddi yarar sağlayan vatandaşa, üç yıldan on yıla kadar hapis ve onbin güne kadar adlî para cezası verilir. Yarar sağlayan veya vaat eden kişi hakkında da aynı cezaya hükmolunur.(4) Temel millî yararlar deyiminden; bağımsızlık, toprak bütünlüğü, millî güvenlik ve Cumhuriyetin Anayasada belirtilen temel nitelikleri anlaşılır.

Anayasal Düzene ve Bu Düzenin İşleyişine Karşı Suçlar;

Anayasayı ihlâl; MADDE 309. - (1) Cebir ve şiddet kullanarak, Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının öngördüğü düzeni ortadan kaldırmaya veya bu düzen yerine başka bir düzen getirmeye veya bu düzenin fiilen uygulanmasını önlemeye teşebbüs edenler ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası ile cezalandırılırlar.

Cumhurbaşkanına suikast ve fiilî saldırı; MADDE 310. - (1) Cumhurbaşkanına suikastte bulunan kişi, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası ile cezalandırılır. Bu fiile teşebbüs edilmesi hâlinde de suç tamamlanmış gibi cezaya hükmolunur.

Yasama organına karşı suç; MADDE 311. - (1) Cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Büyük Millet Meclisini ortadan kaldırmaya veya Türkiye Büyük Millet Meclisinin görevlerini kısmen veya tamamen yapmasını engellemeye teşebbüs edenler ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasıyla cezalandırılırlar.

Hükûmete karşı suç; MADDE 312. - (1) Cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Hükûmetini ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs eden kimseye ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verilir.

Türkiye Cumhuriyeti Hükûmetine karşı silâhlı isyan; MADDE 313. - (1) Halkı, Türkiye Cumhuriyeti Hükûmetine karşı silâhlı bir isyana tahrik eden kimseye onbeş yıldan yirmi yıla kadar hapis cezası verilir. İsyan gerçekleştiğinde, tahrik eden kişi hakkında yirmi yıldan yirmibeş yıla kadar hapis cezasına hükmolunur. (2) Türkiye Cumhuriyeti Hükûmetine karşı silâhlı isyanı idare eden kişi, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası ile cezalandırılır. İsyana katılan diğer kişilere altı yıldan on yıla kadar hapis cezası verilir.

Silâhlı örgüt; MADDE 314. - (1) Bu kısmın dördüncü ve beşinci bölümlerinde yer alan suçları işlemek amacıyla, silâhlı örgüt kuran veya yöneten kişi, on yıldan onbeş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

Silâh sağlama; MADDE 315. - (1) Yukarıdaki maddede tanımlanan örgütlerin faaliyetlerinde kullanılmak maksadıyla bunların amaçlarını bilerek, bu örgütlere üretmek, satın almak veya ülkeye sokmak suretiyle silâh temin eden, nakleden veya depolayan kişi, on yıldan onbeş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

Halkı askerlikten soğutma; MADDE 318. - (1) Halkı, askerlik hizmetinden soğutacak etkinlikte teşvik veya telkinde bulunanlara veya propaganda yapanlara altı aydan iki yıla kadar hapis cezası verilir. (2) Fiil, basın ve yayın yolu ile işlenirse ceza yarısı oranında artırılır.

Askerleri itaatsizliğe teşvik; MADDE 319. - (1) Askerleri veya askerî idareye bağlı olarak görev yapan diğer kişileri kanunlara karşı itaatsizliğe veya yeminlerini bozmaya veya askerî disiplini veya askerlik hizmetine ilişkin görevlerini ihlâle yönelten ve tahrik edenler ile kanunlara, yeminlere veya disiplin veya diğer görevlere aykırı hareketleri askerler önünde öven veya iyi gördüğünü söyleyen kimselere, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası verilir.

Bu geniş özeti neden aldım. Yukarıdaki suçlar başta siyasiler, medya ve sözde ayın müsveddelerince her gün işlenmiyor mu? Soruyorum şimdi savcılar nerede?

“Sarayın Askeri, sarayın polisi” demek suç değil midir? Peki, kim işlem yapacak?

PKK Militanları sivilleri vuruyor. Dokuz yaşında kızımız evinde katledildi. Çıkıyor eşbaşkan “Devlet vurdu.” diyor. Nerede devlet peki? Bu hakaret ve iftirayı kim temizleyecek? Aynı eşbaşkan sırtlarını PKK’ya, PYD’ye dayadıklarını söylüyor. Yani terör örgütlerine. Evet devlet nerede?

Ana muhalefet Lideri Kılıçdaroğlu, terörist başlarından Karayılan ile ve hemen akabinde aynı açıklamayı yapıyor. “PKK, silah bırakmaz. Çünkü IŞİD ile savaşıyor.” Bu suç değil midir?

Cumhurbaşkanımıza edilen hakaretlerin sebebine çokluğuna bakın. Tamamına yakını suç. Kaçak saray ne demek?

Paralel Medya, Doğan Medyası ile her gün onlarca yalan, yanıltıcı ve algı değiştirmeye matuf yayınlar ve yorumlar yapıyorlar. Suç değil mi?

Demirtaş’ın suç listesini söylemeye bile gerek yok.

Medyada aynı şekilde sürekli devlet ve milletimizin algısını bozacak yayınlar yapılıyor. Hele de sosyal medyada. Bunlara hangi savcı “DUR!” diyecek. Bir yanda bölücü terör ve işbirlikçi kadroları besleyenler, diğer yanda vatanseverlik yapıyoruz diye terörist cenazesi yayınlayanlar. Hepsi de milli birliğimize düşman gayretlerin sonucudur.

Bunca suçun karşısında devlet nerede, savcılar nerede peki?

Alman Ceza Kanunu'nın 81-83. maddeleri Hochverrat (vatana ihanet) suçunu düzenler. Bu maddelere göre, "Zor kullanarak Federal Alman Cumhuriyetini yıkmaya veya anayasa ile kurulu düzeni bozmaya teşebbüs etmek" vatana ihanet suçunu oluşturur ve 10 yıl ila müebbet hapisle cezalandırılır. Hatırlayın geçenlerde Almanya, gizli istihbarat belgelerini yayımlayan iki gazeteci hakkında “vatana ihanet” suçundan dava açtı. Demokrasi havarisi kesilen batı bu konularda çok keskin ve acımasızdır. Peki, bizde çok daha fazlası işlenirken devlet, adalet ve savcılar nerede?

Çözüm Sürecinde Asker ve polise operasyon izni vermeyen valiler suçlu değil midir? Terörist ortalıkta geziniyor, Sayın Vali gereğinin yapılmasına izin vermiyor. Suç değil midir? Eğer valilere bu konuda emir veren bir üst mercii varsa onlar da elbette suçludur.

Gezi Sürecini hatırlayınız. Tüm terör gurupları dış istihbarat elemanları ve onların yönlendirmesi ile sokaklardaydı. Ülkenin her yerinde halkımıza tencere, tava çaldırdılar. Ya Kobani bahanesi ile halkımızın sokağa dökülmesi?

Peki, “Din, iman” deyip, halkı ötekileştirme ve kurumları ele geçirip ülke düzenini bozma çabaları?

Eski Türkiye’de insanlar bir bahane bulunur ve çoğunluğu haksızlıkla hâkimin karşısına çıkartılırdı. Bunu tasvip etmiyoruz, ama şimdiki mızmızlığı ve basiretsizlikleri de.  Demokrasi ve Yeni Türkiye çığlıklarımızdan bizim gözlerimiz de kör olmamalı. Çıkan tozdumandan milletimiz mağdur olmamalı. Hz. Ali ''Sana ihanet edeni affet ama Vatana ihanet edeni affetme'' diyor. Değerlerimiz ve maneviyatımız hiçbir menfaate peşkeş çekilmemeli, düşmanlık yapanlar karşılığını yasalar çerçevesinde almalıdır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
4 Yorum
Halil Mert Arşivi