Kemalistliğin İhalesi Doğu Perinçek’in Üzerinde Kaldı
1968’lerin Doğu Perinçek’i “Devrimci” kesimin ağabeyliğine soyunmuş, hatta bu günkü PKK’nın temellerini bilerek veya bilmeyerek atan bir isim.
Öyle ki Dev Sol gibi kuruluşlar onun imzasını taşıyor.
Onunla ilgili bir hatıram da var.
1970 öncesi sağ ve sol kesim kavga yerine sürekli kitap okur, karşılaştığımızda medeni bir havada tartışır sonra da tokalaşır ayrılırdık.
Sonra araya eylemler girince de fikir ve barış ortamı yıkıldı.
Bir gün, Hukuk Fakültesi’nin bahçesinde devrimci olduğunu söyleyen birisiyle kıyasıya tartışıyorduk. Tartışma dört saatten fazla bir zaman sürünce çevremizde dinleyiciler de çoğaldı. O sırada Doğu Perinçek de geldi, üzerinde bir parke, kollarını kavuşturdu, hiç müdahale etmeden sonuna kadar dinledi.
Sonra da dayanamayıp devrimci gence sert bir şekilde çıkıştı:
“Bana bak, sen kitap okumuyorsun, bu gerici Marksizm’i senden daha iyi biliyor, boşuna tartışıyorsun, hadi git de biraz oku da öyle gel.”
Bana döndü:
“Madem bizim konuları o kadar iyi biliyorsun da neden bizden değilsin?”
“Bildiğim için, bilmeseydim sizden olurdum.” dedim.
Doğu Perinçek’in Öcalan ile terör kampında çekilmiş resimleri de yayınlandı.
Kampa gazeteci olarak gittiğini savunmuşsa da pek de inandırıcı olmadı.
Asıl önemli olan bugündür.
Sol yayınları talebeliğimden beri okumadan geçmem.
Görüyorum ki, Milli Sol(diğer adı Kemalistlik), Doğu Perinçek üzerinde kaldı, diğer yasakçı solcular karavana. Hele de Sözcü gazetesinin döktüklerinde millinin “m” si yok.
Tamamen halk karşıtı bir havada, Cumhuriyet de oldum olası öyle…
Aydınlık gazetesi ekibi ile mutlaka temelde farklı görüşlerdeyiz.
Ama görüyorum ki ülke çıkarları adına birçok noktalarda bileşkelerimiz var.
Emperyalizm, Türkiye üzerinde oynanan oyunlar ve de HDP ile PKK’nın ne şekilde kullanılarak ülkenin bölünmek istendiği gibi ciddi konular.
O gün o gence Doğu Perinçek’in söylediklerini bugün de ben kendisine söylüyorum:
Ülke meselelerinde birleştiğimiz noktalar iyi güzel de, Kur’an’ın insanlık için bir kurtuluş olduğunu Perinçek ile şürekası incelemeyince yaya kalıyorlar.
Fikirlerimiz farklı olsa da kişilik sergileyenlere kızmam, diğer şarlatanlara, yalakalara daha çok buğz ederim. Hem İslamcı hem HDP’li…
Veya hem laik hem de çakma Müslüman…
Burada bir parantez açmak zorundayım.
Doğu Perinçek’in “Atatürk Din Ve Laiklik Üzerine” adlı kitabını okudum. Can Dündar diyor ki, “Atatürk’ü ben Perinçek’ten öğrendim…”
Açıkçası, ben de o kitaptan öğrendim desem yanlış olmaz.
O kitapta rivayetlerden ziyade Mustafa Kemal’in bizzat el yazmaları var.
Kur’an’a “Muhammed’in yazıtı”, İslam’a “Arap’ın dini” diyor...
“Muhammed, tabiat fevkinde bir kuvvetin ilhamlarına maruz kaldığına inandı.”
Bu kadar açık ve net cümlelerin altında da Atatürk’ün imzası var.
Kitapta ana tema; bu şahsiyet sizin değil bizim adamımızdır.
Belgeleri de sunuluyor…
El cevap, onayladım…
O zaman karşımıza şu sorun çıkıyor:
İyi güzel de; Atatürk İslam’a Arap’ın dini, Muhammed’in yazması demekle halkın %80’i ile ters düşmüş olmuyor mu? Aynı şekilde Kemalistler de…
O halde, ne düşündüğümü söyleyeyim:
Halkının inancı ile ters düşen Kemalistliğin ne işe yaradığını kim izah edecek?
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.