Prof. Dr. Namık Açıkgöz

Prof. Dr. Namık Açıkgöz

Siyaset Konuşmanın Gelişmişlik Düzeyiyle İlişkisi

Siyaset Konuşmanın Gelişmişlik Düzeyiyle İlişkisi

Bir ülkede günlük konuşmaların, gazete haberlerinin ve yazılarının, televizyon ve radyo bilgilendirmelerinin, internet yazılarının büyük bir kısmı siyasete dairse, o ülke, gerçekten az gelişmiş bir ülkedir. Ne yüksek millî gelir dağılımı, ne  elektrik  tüketimi gibi hayatın olmazsa olmazları; ne de kâğıt tüketimi gibi entelektüel fanteziler!... Ülkenin gelişmişlik göstergesi, insanlarının gündeminin nelerin belirlediği ve en çok nelerin konuşulduğudur.

Yani yayınlanmış bir roman, dumanı üstünde bir şiir kitabı veya okuyanı hayat daha çok bağlayan bir hikâye değil de, iktidarın veya muhalefet partilerinin ne yaptığı konuşuluyorsa, o ülke geri kalmış bir ülkedir.

Bir ülkede, gazeteler, düşünce ve sanat dergilerinden daha çok okunuyorsa veya popüler gazeteler nitelikli gazetelerden daha çok okunuyorsa, o ülke az gelişmiş bir ülkedir.

Bir ülkede, insanların arasındaki ilişkiyi, nitelikli insanî özellikler değil de, siyasî kanaat ve tavırlar belirliyorsa, o ülkede insan kalitesi çok düşüktür.

Bir ülkede, stadyumlar, sinema ve tiyatro salonlarından daha çok insanla dolduruluyorsa o ülkenin gelişmiş bir ülke olması için daha kırk fırın ekmek yemesi lâzımdır.

Bir ülkede insanlar arası ilişkide ahlakî münasebeti zedeleyen bir hırs ve hırsızlık varsa, o ülkede çok şeyler yanlış gidiyor demektir ve bu yanlış gidiş, az gelişmişliğin göstergesidir.

Bir ülkede, devletin hazinesi çok şişkinse ve büyük yatırımların tamamı o hazineden yapılıyorsa, o hazine, cukkalanmak isteyen pek çok insanın ve sözde siyasî menfaat birlikteliği olanların ağızlarının suyunu akıtmaktadır.  

Kültür ve sanat konuşmayan bir toplum ya futbol veya siyaset konuşacaktır. Tabii bu demokrasinin geçerli olduğu toplumlarda böyledir; monarşik toplumlarda böyle bir dert yaşanmamıştır.  Lütfen monarşizm övgüsü olarak algılamayın ama insanlığın  övündüğü kültürel ve sanatsal mirasın neredeyse tamamı, monarşik toplum devrinde gerçekleşmiş; yaklaşık  200 yıldır yaşanan demokratik dönemlerde, insanlık enerjisinin ve vaktinin büyük kısmını, devlet bütçesini kullanma sistemi demek olan “iktidar oyunu” için kullanmıştır. “Oyun” deyince aklıma Bahaeddin Özkişi ve “Passionya Buluntuları” hikâyesi geldi. Orada şöyle diyordu Özkişi:

“Bugünkü ciddi işler, Passionya’da oyundu. Belki bugünkü ciddi işler de aslında oyundur, kim bilir.”

Gelişmişlik düzeyi düşük ülkelerde iktidar oyunu ciddiye alınır ve buna bağlı olarak insanlar arası ilişkinin merkezinde politik şahsiyetler ve kanaatler ön planda olur; gelişmiş toplumlarda ise insanlar arası ilişki profesyonel veya entelektüel bir çizgide gelişir. Ve böyle bir ülkede günlük siyaset ya hiç konuşulmaz veya menfaat grupları tarafından manipüle edilen küçük gruplarda konuşulur. Hatta gelişmiş ülkelerde, oy kullanma oranı bile, siyasete olan ilgisizlikten dolayı çok düşüktür.

Bizde öyle mi birader?

Siyaset dedin miydi, mahalle kahvesindeki sohbetin de konusu o, ilim adamlarının çay içerken konuştukları konu da o…

Türkiye gibi ülkelerde, insanların günlük siyaset çukurundan kurtulup insanî değer merkezli bir hayat tesis etmeleri için daha yılların geçmesini bekleyeceğiz galiba.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Prof. Dr. Namık Açıkgöz Arşivi