Türkiye’nin en özenle korunması gereken yerinde, Başkent Ankara’nın göbeğinde bombalar patladı…

100’ün üzerinde ölü, 200’den fazla yaralı…

Neresinden bakılırsa bakılsın, bir devletin yaşayabileceği, karşılaşacağı en kötü tablolardan biri…

***

Kesinlikle zafiyet yok!

Tıpkı 10’ar, 15’er şehit verdiğimiz yollara döşenen mayınlarda olmadığı gibi…

Sokak ortasında kafalarından vurulan askerlerimiz gibi…

Silahları ellerinden alınıp, tek bir güvenlik tedbiri alınmayan, çözüme kurban verilen polislerimiz, korucularımız gibi…

Her şey kader, her şey olağan!

Nasıl ki bu olaylarda hiçbir güvenlik, istihbarat zafiyeti yoktu, Ankara saldırısında da olması mümkün değil!

***

Türkiye’nin nereye sürüklendiğini görmek durumundayız. 

Adını da koymalıyız… Türkiye adım adım iç savaş ortamına sürükleniyor…

Aklımızı başımıza almak zorundayız.

Gerekirse seferberlik hali dahil, Türkiye’nin her yerine gömülen, sokulan bombaları ortaya çıkartmak için tüm imkanlar kullanılmalı…

Çözüm sürecinin sonlandırıldığı deklare edilmeli…

Süreçte örgüte tanınan haklar geri alınmalı…

Askerin elinden alınan terörle mücadeleyi kolaylaştıran EMASYA Protokolü yeniden uygulamaya konulmalı.

***

Gelinen durum itibariyle fillerin savaşında Türkiye resmen çimen oldu…

Lider ülke hedefinden, piyon ülke konumuna dönüştürülmek isteniyoruz.

Şartlar giderek ağırlaşırken, oluşturulmak istenen iç savaş ortamını herhangi bir terör örgütüne bağlamak çok basit bir bahane olur. 

Resmin bütününe, Suriye’deki son gelişmelere baktığımızda başka gerçekler karşımıza çıkıyor.

Rusya ve ABD’nin kendilerine ait olmayan topraklar üzerindeki güç savaşı bizi de yutmaya başladı.

PYD’yi, Barzani’yi dost bilmek, ABD’nin her isteğine evet demek büyük hataydı… 

Şimdi oradaki karmaşadan fazla fazla nasipleniyoruz. 

BOMBANIN ZAMANLAMASI

Bilindiği üzere şu anda İncirlik Üssü’nde genişletme çalışmaları devam ediyor… 

Bir gelişme daha yaşandı… ABD’nin İncirlik Üs Komutanlığı’ndan yapılan açıklamada “Diyarbakır 8.Ana Jet Üssü’nde tesis kurma çalışmalarına başlandı” deniliyor.

Diyarbakır’daki ABD tesisinin açılıyor olması ve hemen ardından başkentin göbeğinde patlayan bombanın birbiriyle ilintisiz olduğunu düşünmek çok makul değil.

KRİZ YÖNETİMİ YOK!

Bombalı saldırıda kimselerin dile getirmediği ya da gözden kaçırdığı bir detayı da görmek gerekiyor. 

Başkent Ankara’da bombalama olayından sonra cesetleri koyacak yer kalmadı, hastaneler, morglar doldu, doktor bulunamadı.

Çevre illerden doktorlar seferber edildi, hastanelerde yer açılmaya çalışıldı…

Uzun saatler açıklama gelmedi, sosyal medya tıkandı…

Allah göstermesin yarın öbür gün savaşın eşiğine gelsek ya da bu bomba Ankara yerine başka bir ilde patlatılsaydı ne olacaktı? 

‘HAYIR’CI BAHÇELİ

Davutoğlu ve Kılıçdaroğlu’nun çağrısına olumsuz yanıt veren Bahçeli yine ‘hayır’cı ilan edildi.

Sonrasında MHP’nin HDP çizgisine geldiği yorumları yapıldı.

Oysa çok iyi bilinir ki, MHP’nin HDP ile yan yana gelme ihtimali yoktur. 

Evet, Bahçeli gidebilirdi, görüşebilirdi bunlar ayrı tartışma konuları… 

Ama keşke çözüm süreci başlatılmadan, Suriye politikalarında ve Barzani ile ortaklık gibi konularda da bu istişare ortamı oluşturulabilseydi…

İş işten geçtikten sonra görüşmeye gelmedi diye MHP’yi HDP çizgisinde göstermek, öncelikle bunu diyenlere oy kaybettirir.

Ve hemen sonrasında akıllara; çözüm süreci, kurulan masalar, son tahlilde buzdolabı gelir diyecek söz kalmaz.