HDP, Ankara’daki patlama ile ilgili algı yaratmak için elinden geleni yapıyor. Hem HDP sözcüleri, hem medyada onlara yakın duranlar -aynı merkezden-idare ediliyorlarmışcasına IŞİD terör örgütünün altını çiziyorlar. Daha soruşturma bitmeden böyle bir algı oluşturuldu bile.

Aynı çevreler mahkemenin koyduğu yayın yasağını da aleyhe bir done ele geçirmiş gibi kullanmaya başladılar. Dosyaya gizlilik konulduğuna göre toplumdan gizlenen iktidarın gözlerden kaçırmak istediği bir şeyler var demeye getiriyorlar.

 PKK/HDP medyasının bu aceleciliğinin, bu telaşının bir sebebi olmalı. Farklı bir şey çıkmasından korkuyorlar gibi bir tavırları var. Farklı bir şeyin çıkabileceği düşüncesini taşımak, aslında farklı bir bilgiye sahip olma iması taşır. Şimdilik bu konuda fazla şey söylemek istemiyorum. Zamanı gelince olayı IŞİD’e yıkma telaşının  sebebi de  anlaşılacaktır. Sadece şu kadarını söylemek kafi, bu tip eylemler her zaman göründüğü gibi olmayabilir. Başta ortaya çıkan bilgilerle soruşturmanın derinleştirilmesi sonucu ele geçen deliller farklılık arz edebilir. Örgütlerin artık farklı kisvelerle karşımıza çıktıklarını unutmamalıyız. Yıllar önce El Kaide’nin İspanya’da yaptığı eylem önce ETA’nın eylemi olarak sunulmuş, deliller toplandıktan, soruşturma tamamlandıktan sonra gerçek ortaya çıkmıştı.

Yapılan yorumlar içinde herhalde en abuk olanları, daha bombanın dumanları dağılmadan devletin fail olarak gösterilmesiydi. Bir devlet niçin kendi ülkesini yönetilemez hale getirsin, bunun kime ne faydası olur? Atılan bombanın amacı ülkeyi istikrarsızlaştırmak iken devlet niçin böyle bir şeye çanak tutsun?

 Terör örgütleri ancak merkezi idare zayıfladıktan sonra amaçlarına ulaşabilirler. Bunun en bariz misali yanı başımızdaki Suriye’dir. Merkezi yönetim tahrip edilmeseydi bugün ne IŞİD ne de PYD’nin kurtarılmış bölgelerinden söz ediyor olacaktık. Onun için her terör örgütünün hedefi devleti zayıflatmak, komplocu yaklaşımlarla itibarsızlaştırmak, toplumla karşı karşıya getirmektir. Bu eylemde hiç hedef alınmayacak bir yer varsa o da devlettir. İhmallerin, istihbarat eksikliklerinin olması ayrı, bir eylemin faili olmak ayrıdır. Bu tip yakıştırmalar PKK’nın ekmeğine yağ sürmektir.

 Siyasi amaçlı eylemler irdelenirken çok dikkat etmek gerekiyor. Amaç tespit edilmeden faili bulmak zordur. Onun için çoğu kez amaçtan faile giden bir analiz biçimi tercih edilir. Kim yaptı sorusu yargının cevaplaması gereken bir sorudur. Yargının gizlilik kararı olduğuna göre bu konuda susmak, mahkeme kararına uymak en doğrusudur. Ancak amaç nedir sorusunun cevabı siyasidir ve mutlaka siyaset bilimcileri tarafından irdelenmelidir. Bu sorunun cevabı bizi HDP çevresinin götürmek istediğinden başka bir yöne götürmektedir. Onu da zamanı geldiğinde hep beraber göreceğiz.

Nereden bakılırsa bakılsın son bombalama terörün hiç bir rengine taviz verilmemesi gerektiğini göstermiştir. Masaya oturarak, taviz vererek  terörün geriletilmediği son üç yıllık tecrübe ile ortaya çıkmıştır. Barış çağrısı yapanlar keşke terörü lanetleme çağrısı yapabilselerdi. Belki bugün hepimizi üzen bu kanlı tablo ile karşı karşıya kalmazdık. Çünkü, barış çağrılarının muhatabı devlet değildir. Hiç bir devlete silah bırakma çağrısı yapılamaz. Yapılması gereken ayrım yapmadan her türlü terörü kınamak, terör örgütlerine cephe almaktır. Milletçe bunu yapabildiğimizi söyleyebilmek mümkün değil. herkesin bir kutsal  ineği var, tapınıp duruyor. Taa tekmeyi yiyinceye kadar.