KERBELA VE BU GÜNÜN HÜSEYİN’İ OLMAK
Hz. Hüseyin, insanlığın en şereflisinin (SAV) torunuydu.
Hz. Hüseyin zulmün her türüne karşı adalet timsaliydi.
Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin… Cennet gençlerinin efendisiydi onlar. Onları “İKİ GÖZÜM” diye severdi Gülümüz (SAV). Hz. Hasan’ı ağzından öperdi, zehirlediler. Hz. Hüseyin’i boynundan öperdi, boynunu kestiler. Ne için peki?
Ne için Sıffin yaşandı, Cemel yaşandı? Ya Kerbela Katliamı? Hz. Hüseyin’in avuçlarında okladılar bir yaşındaki bebesini? Kim yaptı bunları peki? Kim Hz. Ali’yi aldattı Hakem Olayı’nda?
İslam Tarihi içinde çok acı var, gözyaşı var aslında.
Bu gün IŞİD’e şaşırmayın.
Bu gün Haçlı Zihniyeti ile anlaşanlara, yalakalık yapanlara da şaşırmayın.
Bu gün mezhepçiliği Milli Politika haline getirip İttihad-ı İslam emrini dikkate almayanlara da şaşırmayın.
Nasıl ki Hz. Peygamberimiz (SAV)’in gerçek takipçileri var. Nasıl ki Hz. Hamza’yı, Hz. Ebubekir’i, Hz. Ali’yi, Hz. Ebu Zer Gıffari’yi gökyüzündeki yıldızlar gibi görenler var. Maalesef, Yezid’in takipçileri de var.
Bu gün olaylara bakın. Geçen yıl yazılmış bir yazının başlığı: “Karakterleri gereği gizlenmeyi yeğleyen grup: Münafıklar” Bu başlığın bulunduğu İslami Gazeteyi çıkartanlara, okuyucularına soralım şimdi. Neden Allah’ın “Dost edinmeyin!” diye tekerrürle emrettiği Haçlıları ve Yahudileri ısrarla dost ediniyorsunuz? Neden kâfirlere ve gerçek manada münafıklara gösterdiğiniz hoşgörüyü Müslümanlara ve dindarlara göstermiyorsunuz?
Bu yıl Hukuk kazanıyor bir genç. Daha önce bir cemaatin dershanesinde okumuş. Ucuz olduğu, okula yakın olduğu için, ayrıca üst sınıf ağabeyler ve cemaate mensup hocalar soruları da verir düşüncesi ile cemaatin evinde kalmaya karar vermiş. Kendisine bir Abi diyor ki; “Hukukçular için özel ev hazırladık. Hâkim, Savcı olacakları o eve alacağız. O evde kalırsan, daha iyi hazırlanacaksın. Kitap okuyacağız. Ama o eve gidince ailen dâhil kimseye bilgi vermeyeceksin. Cemaat mensubu olduğunu bildiklerinden uzak duracak ve görüşmeyeceksin.” Allah Aşkına bu ülke Ermenistan mı? İngiltere mi? İsrail mi? Kime yalan söyleyecek bu genç? Ne için yalan söyleyecek? MİT’e mi seçiyor devlet?
Sonra!
Sonra Yezid’in emrindekiler gibi, öldür Hüseyinleri, adaletsizlik yap. Hapse at. Ülkeyi kadroları tutacağız diye böl. Cami cemaatini bile böl. Sonra da “Biz Hüseyiniz.” de. Ne güzel..
Peki, İslam Dünyasındaki terör guruplarına bakın. Hiç duyuyor musunuz, bir araya gelip, koordineli olarak İsrail’e saldıranı, ABD ya da İngiltere’de olaylar yapanları? Hayır! Ama Türkiye’de yapar, Suriye’de birbiri ile savaşır. Çocukları öldürür, tecavüz eder. Çünkü akıl hocaları Yezid’dir. Asrın Yezidleridir. Arka planında ezeli İslam Düşmanlığı ve menfaat vardır. Hırs vardır. Dünyevi tüm kirler vardır. Kirlidir yürekleri çünkü. Elleri de kirli ve kanlıdır dolayısı ile.
İslam Dünyası’ndaki fitnelere bir bakın Allah için. Mezhep Ayrışması ilki ve en büyüğü. Geçmişi İslam Öncesinden kalan Kureyş’in kavgalarında saklı. Yezid’in dedesi kim? Ebu Süfyan. Mekke’nin fethine kadar yapılan tüm savaşlarda İslam Ordularına karşı, Müslümanlara karşı, Peygamberimiz (SAV)’e karşı, kâfirlerden ordu hazırlayıp komuta eden adam. Hz. Hamza’nın yüreğini çıkartıp kemiren Hind’in kocası. Bedir’de Yezid’in babası Muaviye dedesini, abisini ve dayısını kaybetti. İmam Ali (Kv.) halife olunca O’na karşı ayaklanan da Ümeyyeoğlu Hz. Osman’ın Valisi Muaviye değil miydi? 21. Yüzyıl. Fikir ve ruh dünyamıza şekil veren büyük insan N. Fazıl ne diyor? “HAZRET-İ ALİ MUTLAKA HAKLI, HAZRET-i MUAVİYE DE HAKSIZ DEĞİL.” Neden peki? İsmet sıfatı mı var yoksa? Ya da tüm sahabeler için aynı şeyi söylüyorum. Hala İslam Tarihi içinde, Asr-ı Saadet’ten hemen sonra çıkmış Kur’an-ı kerim’de ifadesini bulmayan beşeri konularda Müslümanlar birbirini öldürüyor.
Gelin günümüze. Kur’an penceresinden bakılabilse hiçbir fitne kalmaz. Allah Resulü (SAV)’in uygulamalarına yani sünnetlerine bakılsa yine fitne olmaz. Ama uydurulmuş hadisler, sahte fetvalar, yalan ve menfaatçi yorumlar… Emperyalizmin yetiştirdiği, kontrol ettiği sahte hocalar, şeyhler, vaizler… Bir tarafta ayan beyan Kur’an’ın nuru, diğer tarafta bulanık ve sulandırılmış, narkozlanmış, sözde Müslümanlık ve Müslümanlar… Müslümanlar kapanın elinde kalıyor. Sebebini sorgulayan ve tedbir alan da yok.
Önce akıl sahibi, sonra Fikri hür, İrfanı hür, Vicdanı hür olursak imanımız kâmil olur diye düşünüyorum. Müslümanlar özgür iradeli yetiştirilmelidir. Müslümanların İslam kardeşliği, İttihad-ı İslam, Müslümanların Şahs-ı Manevisi’nin korunması ve rencide edilmemesi, ekonomik bağımsızlık, İslam Davası ve Sevdası, İ’lay-ı Kelimetullah gibi hedeflerinin olması gerekir. Akabinde de adalet dağıtmak, zulme karşı mücadele etmek, mazlumdan yana olmak gibi, dışımızdaki insanlara karşı da sorumluluklarımız var.
Kerbela başta olmak üzere, İslam Dünyasında yaşanan ihtilaflar, kardeş kavgaları, Kur’an’da anlatılan eski kavimlerin ve peygamberlerin kıssaları, 18-21’inci yüzyıllarda İslam Âleminin yaşadıkları? Hepsi ders olmalıdır.
Bu gün Aleviler’e diyorlar ki; AKPARTİ Suriye’de Alevileri öldürenlere silah gönderiyor. Dün Alevilere ve solculara nara attırıyorlardı, “Dinciler, yobazlar İran’a” diye. Hale bakın ki, şimdi Suriye’de İran’lı askerler, Hizbullah, Laik ve Nusayri Esad’ın yanında savaşıyor. Dün “Dinciler İran’a” diye nara atan kesimler, Suriye’de rejimi destekliyor. Mezhep Kaygısı ile… Emperyalizm sizce de bizleri her kılığa sokmuyorlar mı?
Eyy Milletim. Biz Kerbela’yı yaşıyoruz her dönem, kıyamete kadar da böyle olacak. Gelin Hz. Hüseyin gibi davranalım. Samimi ve menfaatsiz Müslümanlar olalım. Gelin zulme ve haksızlığa karşı olalım. Asrın Yezid’leri ortada. Siyasi mülahazalarla ve Atalarımızın bize bıraktığı yanlışlıklarla hareket etmeyelim. Geleceği Kur’an ve sünnetin ışığında yeniden planlayalım. Emperyalizmin beynimize ve itikadımıza soktuğu fitne ve fesatlardan uzak duralım. Güzel dinimizi sözde uydurulmuş evliya hikâye ve sözleri ile değil, Kur’an ve Sünnetin ışığında yaşayalım. Unutmayın ki, her an yezitleşme ve O’nun gözü dönmüş katilleri gibi şaşırma, menfaat zebunu olma riskimiz var. Uyanık olalım. Yezidlerden yana olmayalım. Eğer hata etti isek, dönelim.
Ülkemiz Kerbela Misali sıkıştırılıyor. Düşmanlarımızın bağrımıza kalleş ve zehirli bir hançer gibi soktuğu bölücülüğe karşı bir olalım. Kim Türk, Kim Kürt, Alevi, Sünni? Biz biriz ve beraberiz. Bayrak, Ezan, Vatan, Millet ve Devletimiz bizim.
Hüseyin gibi adil, Hüseyin gibi imanlı,
Hüseyin gibi zalime karşı.
Hüseyin gibi bilge ve ferasetli…
Zeynep gibi dik ve şerefli
Zeynep gibi ferasetli ve sabırlı.
Asr-ı Saadet’i taşımalıyız bu güne.
Bu gün de Hüseyin gibi, Zeynep gibi yaşamalıyız.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.