AK Parti Neden İktidarda Kalmalı?
Bilen bilir; bilmeyenlerin de zaten bilmesine gerek yoktur; yerli bir aydın olarak yazılarımda, sohbetlerimde ve siyasilerle münasebetlerimde AK Parti’yi şiddetle eleştiren birisiyim. Ve hemen şunu da söyleyeyim; AK Parti’nin devr-i iktidarında, herhangi bir makama atanmış ve bundan dolayı cebine kör bir kuruş girmiş biri de değilim. Bizim kuşak ve bizim cenah mensupları, hiçbir menfaat beklemeden ve son derece idealist bir şekilde düşünen ve hareket eden bir kuşaktır. Mesela içimizden hiç milyoner çıkmamıştır. Çünkü bizler, hayatlarını milyoner olmaya göre değil, misyoner olmaya göre kurgulamış bir kuşağız.
Şu anda, bir muhalif 1 eleştiri yapsın AK Parti’ye, ben 10 eleştiri yapayım…
Başta üniversite politikası olmak üzere eğitim sisteminde yaya kalmasını, herkesten fazla ben eleştirdim.
13 yıldır, yerli ve millî entelektüellerin etkin bir şekilde oluşmamasını ve etkin bir meşruiyet alanı oluşturmayı başaramayan iktidarı en sert şekilde ben eleştirdim.
Gençlik politikasının hiç olmadığını, bu gençlere bir rüya, bir hikâye veremediğini ben yazdım.
Müteahhitleri dinleyip bizleri, kültür adamlarını dinlemediklerini ben yazdım…
Fakaat!.. Yiğidi öldür, hakkını yeme!..
13 yıldır yapılan köklü değişikliklerle, bu ülke gerçekten eksen değiştirmeye adım attı. 80 yıl bu halkı ve bu halkın değerlerini yok sayan bir sistem, kökten değişmeye başladı. Bazı değişimler çok zayıf kaldı, bazılarından hedefe ulaşılamadı, bazıları da dejenere edilerek uygulandı ama bizim kuşağın rüyaları gerçekleşmeye başladı.
Ekonomiden kültüre, sosyal hayattan insan haklarına kadar hemen hemen her alanda sessiz bir devrim yaşandı. Yaşanan bu devrimlerle bu ülke, Lozan ve Mondros psikozundan ilk defa kurtulma ümidine kavuştu. İlk defa boynu bükük, edilgen ve mıymıy-mızmız siyaset zihniyetinden, başı dik bir devreye adım attık. Bürokrasi, sömürge tipi aydınlardan temizlenmeye başladı; basındaki 5. Kol faaliyetçilerine diz çöktürülmek üzere… Yıllarca halkın kanını emip onu kalitesiz mallara mahkum eden İstanbul sanayi cuntasının, demokratik sınırlara çekilmesine az kaldı.
Yatırımlar açısından durum aynı...
Şu anda AK Parti iktidardan giderse, büyük yatırımlar durur veya yarım kalır. 3. Havaalanı, 3. Köprü, İzmir-İstanbul otoyolu ve tren yolu, Marmara geçişi, İzmir-Ankara hızlı treni… Bütün bunlar yarım kalır ve her yer beton çöplüğüne döner. Çok basit bir örnek İzmir’de yaşanıyor. İzmir Alsancak Liman caddesindeki üst geçit ve köprülere bir bakın. Burhan Özfatura zamanında (1984-1989) İzmir’in yaşanabilir bir şehir haline getirilmesi çabaları 1989’dan beri âtıl vaziyettedir.
İster ekonomik, ister sosyal açıdan bakılsın, şu anda AK Parti iktidardan uzaklaşırsa, Türkiye otobanda hızla ilerleyen arabanın ânî fren yaparak savrulmasına benzer bir savrulma yaşayacaktır. Türkiye’nin kazandığı gelişme ve ilerleme hızından cukkasını alamayan çıkar grupları ve onların destekçisi “mançakal aydınlar”, bu gidişe karşı çıkıyorlar; çünkü yeni Türkiye’de bunları dinleyen olmayacağı için, söz söyleme imkanları da olmayacak.
Bu tespitlerimden, MHP nispeten muaftır. MHP’nin genetiğinde partizan cumhuriyetin yerliyi ve millîyi yok edici tavrına karşı bir duruş vardır. İş başa düşünce MHP bu genetik yapısına dönecektir. Fakat şu aciliyet anında MHP’nin tek başına iktidara gelmesi çok zor.
Son söz: Kızın, öfkelenin, eleştirin, sert çıkın ama hızla ilerlediğimiz gelişme yolunda iktidara fren yaptıracaklara fırsat vermeyin. Çünkü bu fren felaketimiz olacaktır.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.