Doğan tek başına!
Aydın Doğan. Ülkemizin en büyük medya patronu ve aynı zamanda iş adamı. Biri iş adamı, diğeri medya patronu olmak üzere iki şapkalı olan Aydın Doğan Türkiye’de altı yıldır darbeci zihniyetin verdiği ‘gayri meşru mücadelenin’ son halkasını oluşturuyor. Altı yıllık AK Parti iktidarında, hükümete karşı askeri ve yargıyı harekete geçiren Aydın Doğan, istediği sonucu alamayınca, şimdi tek başına mücadele etmeye karar verdi.
Hatırlanacağı üzere, 22 Temmuz seçimleri öncesindeki Cumhurbaşkanlığı seçimleri tartışmasında, Doğan Grubu büyük bir muhalefet yürütüyordu AK Parti’ye karşı. Hatta, ‘Asker rahatsız’ diye başlıklar atan Doğan Grubu gazeteleri, tartışmaları ‘Gül seçilirse, darbe olur’ noktasına getirmişlerdi. Aydın Doğan’ın ‘askeri kışkırtma’ hareketinin sonucu 27 Nisan muhtırası verildi, ancak AK Parti seçim kararı alarak, Doğan’ın bu girişimini bertaraf etti. Sonuç olarak AK Parti seçimlerden büyük bir başarıyla çıkarken, Abdullah Gül de Cumhurbaşkanı seçildi. Doğan’ın bu ilk ‘darbe’ girişimi, askeri harekete geçirme girişimi, başarısızlıkla sonuçlandı.
Askerden sonuç alamayan Aydın Doğan yaptığı yayınlarla bu sefer yargıya mesaj yolladı ve AK Parti hakkında kapatma davası açtırdı. İrili ufaklı gazete ve televizyonlarından ‘uydurulmuş irtica masalları’ ile Türkiye’nin AK Parti ile ‘rejim değişikliği’ne gittiği propagandası yaptıran Aydın Doğan, aylar süren ‘darbe’ girişiminden yine sonuç alamadı. AK Parti’nin kapatılmaması, Doğan’ın tüm planlarını alt üst etti.
Askerden ve yargıdan sonuç alamayan Aydın Doğan, şimdi hükümete karşı ‘darbe’ yapmak için tek başına harekete geçti. Eğer Doğan başarırsa, sonuç aldıramadığı askerden ve yargıdan ne kadar güçlü olduğunu kanıtlayacak ve Türkiye uzun yıllar sürecek bir karanlığa mahkum olacak. Ancak, eğer başaramazsa, bu durum Türkiye’nin her açıdan menfaatine olacaktır.
Her taraftan kaybetmiş Aydın Doğan, şimdi tek başına öne sürülüyor kendisine 'kral' payesi verenler tarafından. O da yanındaki süvari korumalarıyla meydana çıktı ve kılıç sallıyor. Ancak, tarihte her tarafı kaybetmiş bir kralın tek başına kılıç sallaması, ‘ölürken bari düşmandan da biri iki öldüreyim’ içgüdüsünden kaynaklanıyor. Çünkü, yapacak başka bir şeyi kalmamış. Ama kaybeden yine kral oluyor.