Aynı Anda İki Ayak
Abdullah Gül, köşke çıkacak diye yaptıkları ayak oyunlarını bu halk unutmadı.
O zamanlar yaygın kanaat:
“Onu köşke çıkarmazlar, çünkü hanımı başörtülü.”
Nitekim sonunda halkın dediği oldu, ezdi geçti.
O zamandan bu zamana neler değişti neler...
7 Haziran seçimlerinde AK Parti’nin kaybetmesi elbette ki kendi hatalarıdır. Büyüme başladı mı akıl verenler, yoldan çıkanlar çok olur...
Şimdi “yeniden toparlanma” dediğimiz 1 Kasım seçimlerine doğru gidiyoruz.
Ne olur ne olmaz!
Ana Muhalefet Partisi Kemal Kılıçdaroğlu’nun Ak Saray’la ilgili son açıklamasını dinlediniz. Daha önceleri “kaçak saraya çıkmam” diyen Kılıçdaroğlu bu sefer zorunlu halleri bahane ederek “çıkarım” demeye başladı.
Yani Kılıçdaroğlu, şimdiden yol yapıyor.
Öyle ya, Cumhurbaşkanı, Kılıçdaroğlu’nun ayağına gidecek hali yok ya, görev verildiğinde, veya koalisyon konu olduğunda ufaktan sekerek gidecek.
Başka çaresi yok...
Onun için adın Kemal olsun da büyük konuşma.
Hele Bahçeli’ye ne demeli.
Ola ki yine sandıktan koalisyon çıkarsa, CHP’nin içinde bulunacağı hükümette yer almak için O da şimdiden yol yapıyor... Yokum derken varım diyor.
MHP’li dostlara anlatamadık.
Bahçeli, sırf Refah Partisi ile koalisyon kurmayayım diye, başbakanlığı sol kesimin bir numaralı lideri Ecevit’e vermeyi tercih etti...
O yüzden, birçok ülkücü MHP’den ayrıldı...
Ayrılma nedenlerinde haklı idiler:
“Yıllardır uğraştık birinci parti olduk, Ecevit Başbakan oldu.”
Şimdi de dört şart diye tutturdu.
“AK Parti CHP ile koalisyon kursun” şeklinde yol göstermelerde bulundu.
Bizler ne kadar tepindiysek o da o kadar işi ciddiye almadı.
Şunu bunu anladık...
Ancak, terörün yılan gibi sokmaya başladığı bir ortamda, her ne olursa olsun, ülkemiz adına elimizi taşın altına koymayacağız da ne zaman koyacağız?
“İktidara kızdım, dediklerimi yapmadılar” demekle olmaz.
Bu ülke bizimdir, onun bunun değildir...
Bazı dostlar “eh AK Parti de dört şartı kabul etseydi” gibi ithamlarda bulunsa da o dört şartın aslında hiçbir önemi yoktu. Oynamak istemeyen gelin yerim dar kabilinden...
AK Parti dili, bayrağı, başkenti, cumhuriyeti değiştireceğim diye bir iddiada bulunsa tamam o zaman sayın Bahçeli haklı. Öylesi bir iddiada kim bulundu ki?
Yolsuzluklar işine gelince, bu kişilerin artık dokunulmazlıkları yok, varsa da AK Parti’nin buna engel olacak hali yok. Diğer üç parti birleşir ne gerekiyorsa yaparlar.
Bu da samimiyet testinden geçti.
Görülen o ki mangalda kül bırakmayanlardan en ufak bir teşebbüs olmadı.
Benim görebildiğim, MHP, AK Parti ile koalisyon yapmaz.
Ama CHP ile yapar.
CHP’nin yeterli sayısı olsaydı görürdünüz.
Çünkü, geçmişte örneği var.
Bir de akla gelen şu:
Yoksa sayın Bahçeli, kendine mi güvenemiyor?
“Kılıçdaroğlu Başbakan olsun, ben de yardımcısı olayım” mı düşüncesinde? Her neyse, iki ayrı ayak aynı yerde birleştiklerine göre demektir ki bizim bilmediklerimiz var.
Yaşımız genç, öğreniriz...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.