Himmet Paralarından Altın Üretmek
koza İpek Holding ve bünyesindeki şirketlere Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın kayyum tayin etmesine muhalefet ile PKK destekli HDP karşı çıkıyor.
Hey gidi ne günlere kaldık!..
Baksanıza bir zamanların hizmet cemaatini şimdilerde kimler savunuyor, kimler ahkam kesiyor, kimler ekranlara yerleşerek %52’ye saldırıyor?
Hata ve hatta sıkılmadan HDP seviciliği yapıyor...
Bu manzaraları görünce, “kafayı yediler” demekten başka elimden, dilimden bir şey gelmiyor. İman hakikatleri derken imansızlar başköşe oldular...
Okudukça, gördükçe zoruma gidiyor doğrusu...
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın soruşturmasında Koza İpek Holding şirketlerine ait neler yok. Başsavcılığın hazırlatmış olduğu bilirkişi raporunda:
Şirketlerin ticari defterlerinde sahtecilikler yapıldığı,
resmi muhasebenin dışında paralel bir muhasebe sistemi oluşturulduğu,
şirketlere kayıt dışından bir takım paraların girdiği,
gerçek üretimle beyan edilen üretim arasında farklılıklar olduğu,
KAP’a bildirimde bulunulan altın üretim miktarı ile gerçeği arasında farklılıklar olduğu şeklinde suçlamalar var. En çarpıcı suçlama, şirketlerde bulunan himmet adı altında elde edilen altınların “altın üretildiği” şeklinde kayıtlara geçirilmesidir...
Kayyum tayini için Başsavcılığın gerekçesi şöyle:
“FETÖ terör örgütüne karşı yapılan soruşturmaların yazılı ve görsel medya organları aracılığı ile manipüle edilerek devlet aleyhine, örgüt lehine algı operasyonu faaliyeti içerisinde bulundukları, yine yaptıkları yayınlarla FETÖ mensuplarını suçtan kurtarmaya çalıştıkları nedeniyle şirketlere kayyum tayini gerekli görülmüştür.”
Böylece dava sonuçlanıncaya kadar şirketleri kayyumlar yönetecek.
Kısacası, FETÖ terör örgütüne yardım ve yataklık...
Şimdi soralım: Öldürende mi kabahat ölende mi?
Bu gidişat kayalara çarpan geminin haline benziyor.
Kaptan işi beceremeyince o güzelim çalışmalar ne hale geldi.
Sen bir garip çingeneydin, gümüş zurna neyine...
Yine de ben bu gibi konularda her zaman temkinliyim.
Bodoslamadan dalmam beklerim.
Sonucuna kadar sabırla beklerim...
İşte Poyrazköy, Balyoz gibi davaların akıbetlerini gördük.
Birisi ağırlaştırılmış hapis derken diğeri beraat dedi.
Beraat de mahkûmiyet de bu ülkenin “bağımsız” ve “tarafsız” dediğimiz mahkemelerinden çıkan çelişkili kararlar... Hatta kara kara düşündürücü.
O zamanlar da hep temkinli davranmıştım.
Şimdi de bakıyoruz, sadece mahkemeler arasında değil, devleti yöneten ve de aynı kaderi paylaşanlar arsında bile birlik ve berberlik yok.
Dün aynı delikten işlediler.
Bu gün ise delikler ve görüşler farklı.
O yüzden, Koza İpek Holding hakkındaki suçlamaların gerçeği yansıtmadığını umarım. Ancak işin içinde yargı olunca, istesen de istemesen de inanmak zorundasın.
En azından 17 Aralık suçlamalarının bir benzeri. O gün kıyametleri koparanlar bugün ne diyecek acaba? Hangisi iftira? O gün mü bu gün mü?
Her şey bir tarafa da esas sorun; İtalya’dan, Fransa’dan, İsviçre’den ithal ettiğimiz uyumsuz hukukun çarpık işlemesiyle de alakalıdır.
Bu bozuk sistem sağlam çarkı da bozuyor.
Öyle ki, himmetten altın bile üretebiliyoruz...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.