Lütfü Şehsuvaroğlu

Lütfü Şehsuvaroğlu

Modern toplumda çaresiz insanın yeni teslimiyet davası

Modern toplumda çaresiz insanın yeni teslimiyet davası

Ebleh ile eçhel ittifak etmiş; akıl ve izan, şeref ve haysiyet fitne çıkarmamak için ya susmuş ya da terk etmiş…

Olan budur.

Maalesef en kötülerin yönetimidir bugün icra olunan.

Bunun Akparti ile de bir ilgisi yoktur. 

Hemen bütün siyasi organizmalar en kötüler tarafından yönetilmektedir.

Başka çareleri de yoktur.

Siyaset yapısı itibariyle ancak böylesi bir kaht-ı ricali kaldırmaktadır.

Ancak işi gücü olmayanların, zamanlarını değersiz işlere harcayabilenlerin uğraş alanı olmuştur siyaset…

Sokrat: “demokrasi bilgili ve bilinçli insanların elinde mânâ kazanır, ancak öyle bir toplumda iyi bir yönetimdir. Bilgisiz ve bilinçsiz insanların elinde en kötü yönetimdir demokrasi. Oligarşiye evrilir” demektedir. 

Demokrasi bütün kurum ve kavramları ile oturmazsa bir toplumda, olacağı budur. Ehliyet, liyakat, sadakat, merhamet, vefa, samimiyet, mesuliyet, hürmet, hikmet ve aşk kaçar oradan… 

Yalakalarla mündemiç bir paylaşım sitesi ortaya çıkar.

Trollerin çoğalmasının bir sebebi de budur.

Hiç kimsenin doğru dürüst bir iş yapmadığı, hiçbir iş elinden gelmediği güruhlar komedyası…

Kapitalist toplumun ortaya çıkardığı modern yaşamı İslâmî hayat biçimi zanneden ahmaklar var.

Ruhlarını refah ve saadet kavramlarına terk ettiklerini sanıyorlar. 

Aldanıyorlar…

Bu sahte modern yaşamın getirdiklerine şöyle bir bakalım:

Ne var?

1. Zaman tüketici hız

2. Aptallaştırıcı eğitim

3. Kabiliyetsizleştirici uzmanlık

4. Yoksullaştırıcı zenginlik

5. Ayrıcalık zevkinin dengesiz dağılımı

6. Hasta edici tıbbî bakım

7. Sun’î -yapay hakların eşitsiz dağılımı

8. Biçimlendirici entellektüalizm

9. Yoksulluk modernizasyonu

10. Köleleştirici yardımlaşma yöntemlerinin gelişimi

11.  İhtiyaç üstü tüketim

12. Tüketim köleliği

13. Profesyonellerin zulmü

14. Uzman ruhbanlıklar

15. Zorlama ihtiyaçlar

16. Sürüleşme

17. Yaratıcı entelektüalizme düşmanlık

18. Korku ve vehimlerden dava inşa etmeler

19. Çözümsüz trafik

20. Dikey şehirleşme

21. Ritüele tıkılmış din

Her biri bir ders mahiyetinde bu başlıkları idrak edemez günümüz insanı…

Edemediği için de sürüklendiği çaresizliğin içinde yeni köleliğinden zerre-yi miskal taviz vermeye yanaşamaz.

Köleliği onun hayat felsefesidir. Mağarasıdır.

Oradan çıkarsa günün aydınlığı karşısında gözleri kamaşacak ve esas o zaman karanlığa düştüğünü sanacaktır.

Mağarasına geri kaçar.

Köleliğinin tadını çıkarmaya bakar.

Kitleselleşmiş çaresizliğin dayanılmaz hafifliği içinde teslimiyetini din zannetmeye başlar.

Zaman tüketen bir hızı kovalar. Neredeyse üç kumanda ile birkaç ekranı birden izler. Sanki vakit kaybetmemek ister. Hızlı araba kullanır. Ne kadar hızlı yaşarsa, ne kadar hızlanırsa aslında o kadar zaman tükettiğinin farkında bile değildir.

Hara güre ile geçer ömrü. Hayatını tüketir farkına varamaz.

Çok önemli işler yaptığını, her şeye yetiştiğini sanır; elinde kalan ömr-ü hederden başkası değildir.  

Çeşitli uzmanlık alanları sıralar veya önüne sıralanan uzmanlık alanlarında at gözlüğü edinir. Fakat kabiliyetsizleştirici bir uzmanlıktır bu…

İsminin önüne profesör titri konur ama kendi branşında bile kabiliyetsizleştirici bir uzmanlık edinmiştir aslında. Hele diğer alanlarda tamamen zır cahildir. İhtisaslaşma sevdası gözünü boyamıştır. 

Maalesef kendi alanında yayınlanmış kitapları bile takip etmeyen üniversite hocaları tanıyorum. 

Bir de yoksullaştırıcı zenginlik sarmalı kuşatır çağdaş insanı bütün bu cehaletin üstüne…

Eskiden arabası, katı, yatı yoktu belki ama daha zengin tabiata sahipti. Şimdi arabası da var, diğer dünyalıkları da ama mutlu değildir, tatminsizdir, ihtiyaçları daha da artmıştır; bir türlü doymayan nefsi götürür de götürür yine de tatmin olmaz. Yoksullaştırıcı bir zenginlik yaşar. Yoksulluk kültürü gönlünü karartmıştır çünkü…

Köleleştirici bir yardımlaşma trafiği içinde iyilik sahtekârlığı ile kendine bir evren kurar çağdaş insan…

Yalandan iyilikler… Yeni kölelikler…

İsyan ahlâkından bile bihaberdir…

Yazık…

Ayak

Bu ne ayak, toprağa ters suya ters

Yatıyor hep emeğe ters, saya ters

Bir de kul hakkına meze arıyor

Ne yapsa hem Hay’a ters, hem Hu’ya ters

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Lütfü Şehsuvaroğlu Arşivi