Emre icraatı ve garip Trabzon
Önce hangisinden başlasam ki? Başlıktaki sırayı mı takip edelim? Tamam... O zaman başlayalım. Rize’deki Rizespor-Başakşehirspor maçını ev sahibi 2-1 kazandı. Kutlarım. Hikmet Karaman’la ve eldeki bazı iş yapan oyuncularla Rizespor yoluna kriz yaşamadan devam ediyor. Edecek gibi de görünüyor. Başakşehirspor ise bizim ligin sahayı en akıllı biçimde kaplayarak savunma ve hücum yapan iki üç takımından biri. Buradan bakınca kimin kazanacağının tahmin edilmesi pek mümkün olmayan maçtı. Ancak ne var ki Abdullah Avcı maçtan sonra üstü kapalı gibi görünen ama apaçık biçimde yenilginin sırrını verdi. O sır kaptan Emre’nin 50. dakikada kırmızı kartla oyun dışı kalışında yatıyordu. Hakeme önce sürekli itirazdan sarı, sonra da topa vuruşla ikinci sarıdan kırmızı kart... Şimdi burada önemli bir soru geliyor gündeme... Acaba aynı Emre’nin üzerinde Fenerbahçe forması olsaydı aynı hakem aynı kararlarını verebilecek miydi?
Abdullah hocaya ara mesaj; mümkün değil... Bu yüzden de maçın sonucu pek belli değildi. Maçtan sonra bana telefonla futbolu çok iyi takip eden bir iki dostumdan bir soru geldi. Soru şöyleydi; “Bu Emre’yi bu yaşta bu kulüp neden aldı?” Benden cevap mı? Aslında çoktan vermiştim bunun cevabını... Nasıl mı? Emre, Atletico Madrid’den Fenerbahçe’ye dönerken ve de aynı anda Webo, o günkü adıyla Belediyespor’dan Fenerbahçe’ye arada transfer olurken... Bir nasıl mı daha... Emre serbest oyuncu olarak kulübe beş kuruş kazandırmadan gitmişti. Ama İspanyol kulübünden geri dönüşü 750 bin avroya mal olmuştu. Ne alaka mı? Belediyespor önce alternatifi olmadığından Webo’yu veremeyeceğini söylemesine rağmen ancak Emre’nin dönüşüyle bu işe razı olacağını iletmişti. Biraz kafanızı kaşıyın bakalım, arkasında kim ve neden var? Bendeniz bunun cevabını da çoktan vermiştim. Şimdi mi? Beni daha fazla yormayın da, bana satırlarla eleştiri yapanlar bulsunlar bakalım bulmacanın cevabını...
Gelelim Trabzonspor garabetine... Baktım kadroda hadi tipik diyelim bir santrfor yok. Cardosa ağabey arızalı, tamam... NDoya oynasa zaten ne olurdu ki? O da tamam... Ama her maçında bize ışık yakan Beşir neden yok? Sakat mı dedim, hayır yedek kulübesindeydi. Hadi maç çok hayati olur da, tecrübesiz gençlere yer vermedim diyebilir Sadi hoca ama günümüz Trabzonspor için yarının adamı kazanmak daha önemli değil mi? Santrforsuz oyun mu? Olabilir. Barcelona da öyle oynuyor. Kim bilir belki de Sadi hoca böyle bir oyunun düzeninin arayışı içindedir derken, bir kere daha şaşırdım. Baktım Erkan çıkıyor yerine Deniz Yılmaz giriyor. Eee, bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu demezler mi? Kasımpaşa, eldeki kadroyu en iyi şekilde kullanıyor diyeceğim ama Aydın Yılmaz’ın 90. dakikada hem de Scarione’nin yerine oyuna girişine bir anlam verebildiniz mi? Haaa bu yabancı çok gol kaçırdı ama Sadi hocaya sorsanız uzatmaları rahat geçirmek için ne istersiniz diye, hemencecik Scarione’nin çıkması derdi. Pardon unutmadan; Kasımpaşa lehine mutlak bir penaltıyı vermeyen hakem kardeş acaba gece ekranlara bakabildi mi? Sadi hoca bile penaltı derken...
Efendim; iki maçı böyle saha dışı, saha kenarı olarak değerlendirmeyi uygun gördüm. Sizce de asıl bunu yapmak gerekmez miydi?
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.