Pişkinler resitali..

Pişkinler resitali..

Spor medyası gerçekten bir âlem!.. Birinin ak dediğine öteki kara diyor.. Hani birisi de çıksa, orta yolu bulmak adına flu dese, yüreğim gam yemeyecek!..
Maç sonlarında yapılan ayaküstü yorumlara dikkat edin, bana hak verirsiniz.. Hele de gazete yazıları.. Televizyon kanallarındaki çoğu “kurt masalı” olan programlar!.. Gerçekten can sıkıyor.. Bırakın can sıkmayı, asap bile bozuyor..
İndir kaldır aynı kişiler.. Yukarıda belirttiğimiz gibi çekememezlik had safhada.. Kimse kimseyi kendisinden üstün görmek istemiyor..
Sıcağı sıcağına bir misal; “Her şeyi ben bilirim, herkes den de çok bilirim” fotoğrafı veren Hıncal Uluç, Erman’a öyle bir giydirmiş ki, Toroğlu’nun ne bilgisizliğini bırakmış ne de kazmalığını..
Tabii, Erman alsa sazı eline o da Hıncal’a yerleştirecek.. Kesin!.. 0 ona, öteki berikine derken, vatandaşa da tiyatroyu seyretmek kalacak.. Eee, bizim değerli halkımız da sağ olsun, kavga, gürültü izlemeye bayılır.. 0 yüzden de bu tür “kayıkçı kavgasını” andıran programları hiç kaçırmaz.. Tabir-i caizse de ağzı açık dinler..
Mesela, Erman Toroğlu programda pozisyonun biri için yorum yapar, aynı pozisyonu Ahmet Çakar farklı yorumlar!..Belki de inat için böyle yapar.. Sırf birbirleriyle aynı doğruda aynı düzlemde bulunmamak adına yaparlar bunları.. Halbuki FİFA’nın UEFA’nın beynelmilel kuralları bellidir.. Fakat Türkiye’de farklıdır..
“Yine bazı hakem eskilerini iyi incelediğinizde, geçmişte pek de başarılarının olmadığını görürsünüz.. Var gibi gözükse de orta şekerlidir.. Birkaç Avrupa müsabakası.. Milli Takımlar bazında bir-iki müsabaka yönetimi.. Hepsi o kadar!. 0nların da gözlemci notlarına baksanız çoğu zayıfa yakındır.. Ama bu zayıf talebelerin Türkiye’deki havaları bin beş yüz dür!.. Kasım kasım kasılırlar!.. Sanırsınız ki (hâşâ) küçük dağları bu beyler yaratmış..”
Devam edelim.. Televizyonlarda boy gösteren geyik muhabbeti uzmanlarının hiçbiri, Dünya Kupalarında, Avrupa Şampiyonası Finalleri’nde görev almamışlardır.. Ama ne hikmetse bunları kimse sorgulamaz!.. Tek tük soran çıksa da cevap alamaz..
Hakem eskilerinin çok bilmiş edasıyla spor programlarını işgal ettiği aziz memleketimizde niye bunlar tartışılmaz?.. “Be hemşerim, iki saattir anlatıp duruyorsun, ancak Dünya Kupaları gibi, Euro 2008 ve eski benzerleri gibi uluslararası büyük organizasyonlarda düdük çaldığın bir müsabakayı hatırlamıyorum!.. Nedir bunun hikmeti sebebi?.. Seçicilerin hepsi mi aptal?.. Ya da sizler gibi allame düdüklerin farkına varamayacak kadar budala mı bu adamlar?..” diye çıkıp sormaz birileri..
Sormayınca da bu zat-ı muhteremler aslan gibi ortalıkta dolaşırlar..
Tabii hemen belirtelim ve Doğan Babacan ustaya da haksızlık etmeyelim.. Zira, Babacan, 1974 Dünya Kupası’nda düdük çalan tek hakemimiz olmuştu.. 0ndan sonrasında ise maalesef tık yok..
Evvelinde de olmamıştı zaten..
Tık yok ama pişkinlik var..
Pişmiş kellelik var.. Ve daha neler neler var..
*
NASİHAT İSTERSEN ÖLÜM YETER! ..
Kazım Kanat da gitti..
Soyadından mülhem, kanatlandı Berzah âlemine..
Uzun zamandan beri amansız hastalığa düçar olmuştu.. Son zamanlarda bir de zatürreyle uğraştı..
Bu hastalık sonu oldu Kazım Kanat’ın..
Yazılarından pek keyif aldığımı söyleyemem.. Kulvarımız farklı, meşrebimiz ayrıydı.. İyi bir Beşiktaşlı olduğuna şahitlik edebilirim..
Beşiktaş’ın beyefendi Teknik Direktörü Ertuğrul Sağlam için alaycı bir şekilde ve manasız bir biçimde “hocaefendi” yakıştırmasını ise tasvip etmemiştim.. Cenaze namazını da hocaefendinin birisi kıldıracak..
Neticede o da her fani gibi ölüme yenildi..
Kazım Kanat’a Allah’tan (cc) rahmet diliyorum..
Kederli ailesine ise sabırlar!..

Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi