Takke düştü, kel göründü!
BAŞLIKtaki tanım ne güzeldir değil mi? Zaman içinde gerçeklerin ortaya çıkması anlamını taşır tabii ki... Şimdi konumuz da buna çok uyan Galatasaray futbol takımıdır.
Evet, Mersin İdmanyurdu ligde kalabilmek adına çırpınıyor. Yeni hocası da ne olursa olsun maçların üç puanlık kazançla bitirilmesi ile bunun mümkün olabileceği görüşünde. Öyle ki, Galatasaray’a karşı hem Tita, hem Nakoulma, hem de Pedriel oynuyor. Yani ya ölüm, ya kalım diyorlar. Bu risk dolu bir anlayış ama kurtulma adına doğru kurgu. Zaten karşısında da saçma sapan kurulmuş bir Galatasaray on biri varken...
Peki, ya Galatasaray? Sabri kaç maçtır sonradan da girse. İlk on birde de olsa Galatasaray’ın kazançlarında birinci rolü oynamıyor mu? Neden başlangıçta yok? Efendim perşembe Lazio maçı var da ondan diyemezsin Mustafa hoca. Çünkü senin bütün oyuncuların ancak üç haftada bir oynamayı tercih edecek güçtedirler ama Sabri her gün oynayabilecek fiziki güce sahiptir ve de en önemlisi ruha... Semih nereden çıktı hocam? Kaç haftadır ortalıkta yok... Denayer bek olarak mı alındı? Tabii ki hayır! Hep yazdık, hep söyledik; Olcan oynarsa en fazla sol bek oynar diye... Ve de hep yazdık. Hep söyledik; bu Carol üçüncü sınıf oyuncu. Galatasaray’da yedek bile olmaz diye... Umut mu? Bitmiş artık... Galatasaray’ın koca Florya arazisindeki alt yapı kadrolarının hiç birinde bir tek santrfor bile yok mu Allah aşkına? Mustafa hoca; Sabri hem önde, hem sağda oynamaya başladıktan sonra, Denayer, Chedjou, Olcan kurgusu sana bir şeyler anlattı mı acaba? Bu arada son dakikalarda Donk’un santrfora geçtiğini gördük. Vallahi Umut’tan üç kat daha iyi işler yaptı. Hani acaba yeni bir ön libero icat edip acaba denenmeye devam edilse mi? Öyle ya nasılsa Galatasaray çorbaya dönüşmüştür. Yasin bir rastlantı ortası yaptı, Podolski de kafayı vurdu, gol oldu. Desenize artık gelecek maçın iki oyuncusu belli oldu bile... İşte günümüz Galatasaray takımı böyle yönetiliyor. Pardon unuttum. Linnes Avrupa Kupası maçında oynayamıyor da, neden Mersin maçında yedekte kalıyor... Hani Linnes, önünde Sabri ile oynansa, maç bu kadar çabuk ve kesin elden çıkar mıydı hocam? Böyle bir kurgu olsaydı, rakibin sol kanadı acaba hangi arızaları verirdi? VE orası kapatılmak istendiğinde de, orta alanda rahatlayacak Selçuk ve Sneijder gibiler daha yıpratıcı, daha yapıcı olamazlar mıydı? Yaz yaz doğru reçete bitmez...
Geçen sezonun ilk maçında Mersin İdmanyurdu-Beşiktaş maçını tribünden izlemiştim. O gün bu Nakoulma için neler yazmış ve neler söylemiştim, hatırlayan var mı acaba? Bizim üst sıra takımları Edirne ötesinde meçhullere çuvalla para dökerken acaba bu yanı başlarında duran silindiri görmezler mi? Yoksa Fatih Terim’in bonservislerini yeni kuralla ucuzlattığı(!) yerlilere mi para dökecekler bundan böyle?
Tamam; Galatasaray ligde üçüncü bile zor olur. Ama bu kafa ile ne bizim kupada yürür, ne de Lazio’yu eler... Eldeki malzemenin ne olduğu hâlâ keşfedilemezse, sonuç hüsran olur... Ben yazayım mı ideali? Muslera- Linnes, Chedjou, Hakan, Olcan- Donk, Selçuk, Sneijder- Sabri, (birisi), Podolski...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.