Şayet bir takım, iki maçı bazı kötü hava koşulları sebebiyle ertelenmiş olup, bu maçlara normal takvim aralarında çıkıp da ikisini de kazanıyorsa, o takım iyi takımdır. Bu kuralı ben koymadım. Futbol literatürü böyle diyor. Haksız da değil... Çünkü bu takım bir de zirve mücadelesi veya tam tersine düşmeme kavgası veriyorsa, o iki maçı da kazanması büyük başarıdır. Çünkü söz konusu şampiyonluksa ve de rakibi onu bu eksiklikler yüzünden puantajda geçmişse iş daha stres yüklüdür.

Evet, Beşiktaş Karadeniz gezisinden altı puanla dönerek liderliği tekrar ele geçirdi. Bu defa rakip sadece ismi kalmış Trabzonspor’du ama Beşiktaş takımında da bizim basına göre Oğuzhan kasığı yırtık olarak oynayacaktı. (Hadi be oradan) Gökhan Töre yoktu. Ama asıl büyük handikap tandemde yaşanıyordu. Yeni alınan iki yabancı da statüye tosladıklarından oynayamayacaklardı. Yerlerine isi çakma stoperler olacaktı. Sol bek Tosiç ve orta alan oyuncusu Necip... Hoş Necip, bugüne kadar kaleci hariç her yerin adamı oldu ama...

Trabzonspor’da da sakat, cezalı birçok eksik vardı. Hoş tam olduklarında da eski Trabzonspor’dan gram bir eser sunamıyorlardı ya... Önde boşu boşuna, hem maddi sıkıntı çekilirken alınmış bir Muhammed ve de telefon direği Cardoso... Erkan, sanki bana ne oynuyor... Okay yetersiz kaldı. Marin tek başına ne yapabilirdi ki? Yeni kaleci oynadı da maç sadece 2-0’la bitti. Her zaman yazdık, söyledik; Yusuf’u bek oynatıp harcamayın diye...

Oyunun başlarında Trabzonspor şöyle bir eser gibi oldu. Bundaki en büyük sebep de Beşiktaş takımının arkadaki tandeme güvenemeyişi idi. Atiba öne fazla çıkamıyordu bu yüzden... Oğuzhan zaten maçın başlarında üst düzey zorlamaya cesaret edemiyordu. Sosa tek kalmıştı. Kerim yıpratıyor, Quaresma ise rakip çözmeye çalışıyordu. Devrenin yarısına doğru Beşiktaş, çekinmenin liderlik getirmeyeceğine inanıp maçı karşı tarafa yüklemeye başladı. Gomez kaçırdıkça kaçırdı. Hakem yüzde yüz penaltıyı es geçti.

İçeriye berabere gidildi. Dönüşte Beşiktaş takımını resmen coşmuş olarak  görmeye başladık. Trabzonspor artık tamamen teslim olmuştu. Önce Gomez attı sonra da oyuna sonradan giren Olcay... Özveride bulanan diyelim, Oğuzhan da yerini Tolgay’a bıraktı birinci golden sonra... İkinci golü atan Olcay da birinci golü attıran Quaresma’nın yerine girdi. Yani hoca ağırlığı var demektir bu...  

Beşiktaş için maçın skor önemi çok önemliydi. İyi futbol ikinci planda idi, ama kazanırken özellikle de ikinci devre oynayarak kazandılar. Trabzonspor mu? Acilen bir ismi olan önemli hocaya ihtiyacı var. Buna paralel de oyuncu kadrosunda ciddi bir değişime... Tabii büyük paralar harcayarak değil...