Yine kazandım...
Efendim; bendenizi çok geniş bir spor meraklısı kitlesi var. Her takımdan... Kimi fanatiktir, kimi ılımlı, kimi ise hakiki kulüp taraftarı... Tabii ki gün geçmez, bunlar çeşitli konular üzerinde iddiayı gerdiğim de olur. Onlar da bundan, kazansalar da, kaybetseler de büyük keyif alırlar. Birbirimizi kızdırmaya da bayılır hani...
Şimdi gelelim bunun üzerinden sadede... Terrenao isimli bir İtalyan gelmişti sezon başında Fenerbahçe sınırları içine... Sınırları diyorum çünkü orası bir cumhuriyettir. Neyse... Adı da sportif direktör olarak konmuştu. Bu zat, neredeyse iki günde bir uçaklara atlayıp Avrupa’nın orasına burasına ulaştı ve yaptığı transfer hamleleriyle öne çıktı. Aziz Bey de eskiden beri tanırmış bu zatı... Neyse... Bu İtalyan bu icraatları yaparken bendeniz yukarıda belirttiğim bazı dostlarla iddiaya girdim. Dedim ki, “Bu Terraneo sezonu bitiremez. Yani buralarda bir yılı dolmadan kapının önüne konur...” İddiaların birinde ne vardı bilir misiniz? Kadıköy’de sadece iç çamaşırı içinde yürümek... Etme eyleme dedi dostlar. Yürütürüz bak dediler. Tamam dedim... Ben Aziz beyi tanıyorsam, tıpkı Cumhurbaşkanının davetine icap etmeyeceği hakkında girdiğim iddiaları da kazandığım gibi bunu da kazanacaktım. Neyse... Sonraki günlerde bazı gelişmeler oldu. Bu İtalyan kulübe mi, yoksa idman alanına mı girmesi yasaklanan adam oldu. Konuşma dediler, başını öne eğ otur. İtalyan senede de 1 milyon 650 bin avro alırmış... Yani yaklaşık bizim parayla beş milyon lira... Neyse... Tam beklediğim gibi yılını doldurmadan şutingen... Paralar da gitti. Geri kalan alacaklar da takır takır ödenecek nasılsa... Aksi olursa FİFA›ya dayanır bu İtalyan... Bunu da herkes bilsin ha... Geçmiş olsun! Kime mi? Tabii ki kulübün parasına... Bu kaçıncı mı oldu? Vallahi galiba ya üçüncü, ya da dördüncü sözüm ona sportif direktör. Nasılsa sponsorlar akıtıyor, yurdun dört bir yanından üye yağıyor... Ben bu sayıya CEO’ları da katıyorum... Sırada kim mi var? Eh, artık siz de bu konularda hayli ustalaştınız. Benden daha iyi tahmin edeceğinize bahse girerim...
Gelelim diğer mevzuya... Önder Özen diye bir teknik adam var... Şimdilerde Göztepe›de... Bir basın toplantısında bir genç gazetecinin sorusu üzerine patlamış! Demiş ki, “Ben Aziz Yıldırım ve ailesine bile gider yaptım. Benimle boy ölçüşemediler... Fikret Orman’a benimle medya üzerinden dalaşma yakarım seni dedim...” Of ki of... Bu zat, bir zamanlar Fenerbahçe alt yapısında idi.. Hani şu 2006’da Denizli kaybedilen şampiyonluktan sonra Aziz Bey” Artık yokum” diyerek yaklaşık 2,5 ay sırra kadem basmıştı ya... İşte Fenerbahçe, tarihinde ilk defa sezonu teknik adamsız açmış, bu Önder Özen de bir haftalığına sezonun ilk idmanlarını yaptırmıştı. Sonra Aziz Bey yurt dışından doğruca Ankara›ya aktı ve ortaya çıktı ve de iki- üç gün sonra Zico geldi. Önder Özen de gitti. Nereye mi? Üçüncü ligdeki Hacettepe›ye... Orada da yanılmıyorsam en fazla dört beş maç kaldı ve görevine son verildi. Sonra mı? İşte burada durunuz. Bu zat, NTV Spor gibi ülkenin o dönemlerde önde giden spor kanalında yorumculuğa başladı. Ve sonra oradan Beşiktaş sportif direktörlüğüne pazarlandı. Ancak bir yıl bile sürmedi bu görevi. Pat dışarı... Şimdi mi? İddiaya giren varsa gelsin... Göztepe›den gönderilirse, bir ekranda yeniden yorumcu olarak görürsünüz.
İşte bu ülke sportif alanda, özellikle de futbolda bu yüzden başarılı olamıyor. Kulüp veya milli takım olarak Fatih Terim’in eline geçtiği dönemler hariç... Buradan bakınca acaba diyorum, ekonomiden hiç anlamayan, cebindeki parayı bir gün bile bilmeyen, siyasete hayatında hiç kafa yormamış bendeniz de ABD›ye başkan olabilir miyim? Öyle ya bu Önder Özen buralara geldiğine göre...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.