Başkanlığı benimseyen anayasada ısrar!..
İKTİDAR partisi seçim kampanyası sırasında millete verdiği sözleri belli bir takvim içinde hayata geçirmek için bazı adımlar atıyor. Ancak bu adımlar millete tam olarak anlatılabilmiş değil. Bu da kafalarda bir takım tereddütler oluşturuyor. Söz gelimi taşeron işçilerin kadroya alınması kapsamının Başbakan tarafından genişletildiği şeklinde ifade edilmesine rağmen konuyu Maliye Bakanı da net bir şekilde anlatabilmiş değil. Çevremde yakınları taşeronların yanında çalışan bazı tanıdıklarım yapılan açıklamalar karşısında önce büyük bir sevinç yaşarlarken konuyu izah babında yapılan açıklamaların ardından getirilmek istenen düzenlemeyi tam olarak anlayamadıklarından olsa gerek sevinçlerinin yerini tereddüdün aldığını görüyorum. Bunun sebeplerinin başında kadroya alınacak işçilerin bir imtihandan geçirilecekleri ve imtihanı kazananlarla belli bir süreyi içeren sözleşme yapılacağı geliyor. Öte yandan belediyelerde çalışan taşeron işçilerin kurulacak belediye şirketlerinde istihdam edileceği hususu da konunun anlaşılmasını güçleştiriyor. Daha doğrusu oluşan beklentiye tam olarak karşılık vermediği düşüncesine sebep oluyor. Bu konuda tereddütlerin yersiz olup olmadığı önümüzdeki aylarda anlaşılacak. Ancak, her şeye rağmen taşeronların yanında çalışan işçilerin ister belediye şirketlerinde ister doğrudan devlet kadrolarına alınmaları ileri bir adımdır.
***
Öte yandan AB ile yapılan mültecilerin iadesi anlaşması ile birlikte önümüzdeki Haziran ayında Türkler için AB ülkelerine vizesiz seyahatin başlayacağı vaadi ve bunun için önümüzdeki bir ay içinde 30’u aşkın düzenlemenin Meclis’ten geçirilmesi gündemde. Başbakan Davutoğlu bu hususta muhalefet partilerini destek vermeye davet etti. Bir bakıma Haziran’da Türklere vizenin kaldırılması söz konusu gerekli düzenlemelerin en geç Mayıs başına kadar yapılmasına bağlı. Bu noktada vizenin kaldırılmasının ne getirip ne götüreceği, fazla bir iyimserliğe kapılmanın ne kadar yerinde olduğu ayrı bir konu. Bu konuya yönelik Saadet Partisi Genel Başkanı Sayın Mustafa Kamalak’ın, “Vizesiz Avrupa diyerek sanki cennete davet ediyorlar” sözleri üzerinde düşünülmesinde yarar var sanıyorum.
***
Terörün geldiği nokta üzerinde ayrıca durmak gerekiyor. Bazı yerleşim birimlerimiz teröristlerden temizleniyor ama her gün oralardan şehit haberleri geliyor. Bu da toplumda bir öfke patlamasının zeminini hazırlıyor. Tüm bu gelişmeler arasında bir de yeni anayasanın hazırlanması ve Meclis’e sunulması söz konusu. Başbakan Davutoğlu yeni anayasanın yazımına başladıklarını en geç bir ay içinde hazır hale geleceğini ve Meclis’e sunulacağını sıkça dile getiriyor. Meclis’te temsil edilen 4 partinin uzlaşması ile yeni bir anayasanın hazırlanmasının mümkün olmadığına bu köşede çeşitli kereler dikkat çektiğimi okuyucularım hatırlayacaktır. İktidar partisi gerçekten yeni sivil bir anayasa istiyorsa bunu kendi başına yapıp Meclis’e sunmak durumunda olduğunu da hatırlatmıştım. Başbakan Davutoğlu’nun son açıklamaları aynı noktaya gelindiğini gösteriyor. Ancak, Başbakan ısrarlı bir şeklide, “Başkanlığı benimseyen anayasada kararlıyız” diyor. Bu sözlerin bizce yadırganacak bir yanı yok. Çünkü iktidar partisi seçim kampanyası boyunca başkanlık sistemini, yeni anayasanın buna göre hazırlanması gerektiğini vurguladı. Ne var ki iktidar partisinin başkanlık sistemindeki ısrarı dört partinin oluşturduğu anayasa uzlaşma komisyonunun ikinci toplantıda dağılmasına sebep oldu. Yani, başkanlık sistemine diğer üç partinin karşı olduğu bir kez daha görüldü. Bu gerçek ortada iken iktidar partisinin başkanlık sistemini benimseyen bir anayasa taslağı ile Meclis’e gelmesi ortamı gerecek, belki atılabilecek bazı ileri adımların atılmasını da engellemiş olacak. Bu bakımdan halkın seçtiği bir Cumhurbaşkanı ile zaten yarı başkanlık sistemine geçilmiş olduğuna göre darbe döneminden kalmış anayasayı yürürlükten kaldıracak, özgürlükçü, siyasete siyaset dışı müdahaleleri engelleyecek bir anayasa taslağı ile Meclis’e gelinse daha iyi olmaz mı? Çünkü iktidar partisinin muhalefetten destek almadan başkanlık sistemini Meclis’ten geçirmesi bugünkü şartlarda zor görünüyor. Ama kapalı kapılar ardında bazı milletvekilleri ile bir anlaşmaya varılmış ise o ayrı bir konu. Ancak, böyle bir durum da siyaseti iyice gerecektir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.