Ve sonun tekrarı!
HATIRLAR mısınız, Beşiktaş geçtiğimiz sezon da önde götürdüğü ligi son maçlarda Galatasaray’a teslim etmişti. Ve bu teslimiyet süresince en büyük suç payı teknik direktör Bilic’de idi. Ben böyle yazmıştım. Ama bizim ünlü otoriteler neler neler dökmüşlerdi ortaya... Peki, neydi Bilic’in çarpıcı hatası? Şuydu; Son maçlarda paniğe kapılıp Denbaba ile oynarken oyuna hem Cenk’i, hem de Pektemek’i almıştı. Yani gol atacağım diye üç santrforu birden oyuna atmıştı. Ben de demiştim ki, “Dünyanın her yerinde, özellikle de büyük takımlarda, büyük liglerde teknik adamlar öndeki oyuncuların yani santrforların adedini düşürdükçe düşürdü, hatta bazıları sıfırladı bile...”
Gelelim Kasımpaşa maçına... Aynı hayatı bu defa da Şenol hoca yaptı. Maçın hayati olan son bölümlerinde diyelim... Zaten Kerim’i çıkartarak Kasımpaşa’nın kenarlara açılmasına önledi, sonra da Cenk’i de alarak artık bunun imkânsızlaşmasına çanak tuttu. Böylece Beşiktaş’ın Quaresma, Olcay, Kerim ve Gökhan olmadığında artık iyiden iyiye göbeğe yoğunlaşan hücum aksiyonları kilit altına alınabilecekti.
Ben bir başka özelliğe daha değineceğim. Hedefe giden yolda sadece a planı ile yürüyorsanız size birileri mutlaka taş koyacaktır. O halde sizin B ve C planlarınız olmalıdır mutlaka... Örnek mi? Zorlu bir takım olan Kasımpaşa ile oynuyorsunuz. 1-0 öne geçtiniz. O da kazara oldu ha... Çünkü Oğuzhan Sosa ile duvar yapmaya çalıştı, ama Sosa topu ayağından kaçırınca peşine düştü ve rakip de buna hazır olmadığından şık bir plase ile golü yaptı. Gelelim planlara... Dediğim gibi eleman olarak hiç de küçümsenmeyecek takım olan rakibiniz önünde skor avantajını yakaladınız. Acaba biraz ekonomiye gitmeyi düşünmez misiniz? Yani iyi top yapan orta alanınızla öndekilerin de katılımı ile aktif dinlenme gibi... Bu sırada rakip beraberlik için size karşı aldığı önlemleri bırakıp başka işlere başvuracaktır. Siz de bundan ikinci gol olarak yararlanabilirsiniz. Ama siz ne yaptınız; iki, üç veya dört peşine takıldınız. Sanki averaja ihtiyacınız varmışçasına... Oysa siz ikili averajı kaptırmıştınız çoktan. Bu nedenle on sıfır da kazansanız bir önemi yoktu. Ama yediğiniz gollere bakınız Şenol hocam... Biri seksen metre kontra pas sonrası, diğeri de yine bir sağ kontra aksiyondan... Ve de yemediğiniz altı tane daha var...
Özetle, yok Beşiktaş maçtan bir gün önce stadı gezmiş de, yok Fenerbahçe’nin beraberliği fazlaca işlenmiş de... Ünlü yorumcular saydılar da saydılar. Ama hiç biri üç santrforun da bir ara sahada olduğundan, Beşiktaş’ın A planından başkaca planı olmadığından söz etmedi. Sadece Kasımpaşa’nın Beşiktaş’ın orta alanına kilit vurduğundan söz ettiler. Ama bunun nasıl yumuşatılacağından hiç mi hiç söz etmediler. Pardon unutmadan... Acaba bu satırların yazarı Beşiktaş’ın aldığı yeni yabancı kaleci için daha ilk günlerde neler yazmıştı? Hatırlıyor musunuz?
Ben Fenerbahçe-Osmanlıspor maçı ile ilgili yazdığım yazının sonuna bir de görüş koymuştum. Demiştim ki bu son kayıp olur... Peki, şimdiki 63-60 nasıl biter? Bence Fenerbahçe lehine üç veya dört puanla farkla... İnönü yeni adıyla hayırlı uğurlu olsun! Ben Fikret başkanın yerinde olsam yatağı yorganı oraya taşır, oradan her gün basın açıklamalarıyla yaşarım.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.