Hocan Pereira ise... Ve de bir takımcık!
Kâh gazetede, kâh ekranda yazarlık ve yorumculuk yapıyorsan seni takip edenleri zamanında bilgilendireceksin. Seni takip edenler, daha iş başlarken yönlenecekler. Kafalarında günler geçtikçe senin yorumlarının, yazılarının etkileri gederek artacak. Yazdığı gibi, söylediği gibi bir bir her şey oluşuyor gibi sözlerle kulakların dolacak. O zaman görevini layıkıyla yaptığını anlayacak ve aynı şevk, aynı sıcaklıkla devam edeceksin. Hatta bilgi hazneni de giderek zenginleştireceksin.
Yukarıdaki paragraf sanırım beni takip eden okurlarım tarafından dikkatle okunur. Özellikle de sayısız maddelerle sözüm ona beni eleştirenler tarafından...
Neyse maça bakalım şimdi... Önce şunu sorgulamak isterim... Hani spor medyasının neredeyse ben ve Ömer Üründül hariç, “Takımı yazarken önce onu yazarım” diye birleştiği Van Persie acaba hangi “Uf’la” İstanbul’da kaldı? Neyse herkes gereken dersi alacaktır zamanla... Bendeniz daha İstanbul’a indiğinde ve de henüz idmana bile çıkmamışken bu teknik adam için neler yazmıştım, başta Harun kardeş olmak üzere anımsanıyor mu acaba? Efendim yarı yolda aldığı Olimpiyakos’u şampiyon yapmış. Eh, Yunan liginde genelde kim şampiyon oluyor ki? Neyse... Maçı öyle veya böyle, biraz da rakibin oyuncu profili ve oyun yapısı sebebiyle beraberliğe kilitlemişsiniz gibi... Diego neden çıkıyor ki? Sadece karşılama işi yapan rakibin aralarına kiminle sızacaksın? Sonra Volkan neden çakır ki? Bahanen; yorulmuş da savunmaya gereken yardımı yetiştirmede eksik kalmaya başlamış. Vay be! Demek ki Nani her rakip atakta Fenerbahçe savunmasının içindeymiş de biz görememişiz. Caner’le aranda ne geçti ki? Yoksa Caner’in bazı Avrupa takımlarıyla anlaştığı şeklindeki haberlere inandın mı? Ya da tependeki zat “Gidiyor, ye onu diye” emir mi verdi? Sanki Konyaspor öyle müthiş kanat akını yapan takım ki, Hasan Ali savunması daha yerinde olduğundan onu tercih ettin. Yahu Konyaspor senin kalene ikinci atağını 24. dakikada yapmış, attığı golden sonra... Sousa senin gibi Portekizce konuştuğundan mı oyunda kaldı da, yerine Ozan alınmadı?
Aykut Kocaman bir takım kurmuş. Ve de elindeki oyuncu profili ile ancak kendi alanında birikerek oynanabileceğine kanaat getirmiş. Tamam da, o da Holmen ile Meha’yı nasıl olup da bu kadar uzun süre oyunda tuttu. Hele hele o Meha ki şutlarıyla ün yaptı, iki adet kaleyi cepheden görmesine ve de karşısında hiç bir markaj yokken kaleye vurmayarak seni hayal kırıklığına uğratmadı mı hoca?
Devam edeyim mi Harun kardeş? Konya’nın ilk golünde Ali isimli oyuncu topla kaleye doğru yönelmiş geliyor... Bir takımın stoperlerinden oraya en yakın olanı kademeye koşar ve onu en azından topu rahat kullanmamaya zorlar. Bunu iyi oku. Kimse ekrandan sözünü bile etmedi, gazeteye tek satır yazmadı. İşte o oyuncu o pozisyonda ona en yakın olan bizim spor medyasının yere göğe sığdıramadığı Kjaer idi. Altı pasta Ali’yi bekledi. Bekledi ki, oralarda bir takım arkadaşı bulunuyorsa ona versin diye... Verdi de... Gol de oldu. Aynı Kjaer maç boyunca topu taca atmakla bir rekor da kırdı haberin var mı?
Biter mi? Sahadaki iki futbol arasında mini bir tartışma var. Ama Pereira sahaya dalıp topu rakip takımın oyuncusunun göğsüne çakıyor ve al at diyor. Cüneyt Çakır gibi bir uluslararası hakem de teknik direktörle futbolcuyu öpüştürüyor... Şimdi anladınız mı Avrupalı ile yerli arasındaki farkı? Yapsa ya Cüneyt hoca bunun benzerini Avrupa Şampiyonası’nda...
Osmanlıspor maçından sonra Fenerbahçe’nin son puan kaybıdır diye yazmıştım. Pereira’nın yukarıda saydıklarımı yapacağını ummuyordum. En azından Aziz Bey tribünde iken...
Galatasaray maçı mı? Vallahi bana göre Rizespor takımındaki oyuncuların Galatasaray’dakilerin çoğundan daha iyi, daha kaliteli olduğunu iddia edebilirim. Eh başlarında da en azından Hikmet Karaman gibi yıllardır hocalık yapan biri var. Galatasaray’da kim mi var? Vallahi ismini telaffuzu bile beceremiyorum. Bitirmeden; ben Galatasaray’ın yerinde olsam, şimdiden Podolski’yi çağırır kendisine takım bulmasını söylerim. Para paradır Sayın Özbek! Hele hele bu günlerde... Çarşamba mı? Sanırım yarısı boş bir stada oynanacak. Tabii bu satırlar okunduğunda Beşiktaş ne yapmıştı henüz belli değildi. Yani birbirine bağlı hepsi...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.