Kemal Belgin

Kemal Belgin

Fenerbahçe ve...

Fenerbahçe ve...

YUKARIDAKİ başlığı eksik bıraktım değil mi? Nesi mi eksik? Tabii ki finalde Fenerbahçe’nin rakibinin hangi takım olacağı eksik. Şaştınız mı? Öyle ya Galatasaray deplasmanda Rizespor’u 3-1 yendi, artık bunun rövanşı mı kaldı diyeceksiniz. O halde açalım...Galatasaray, Rize’de sahaya öyle bir kadro sürdü ki, şaşmamak mümkün değildi. Ama ne var ki eldeki malzeme de bundan öte daha iyi değildi. Bu gerçeği de önümüze koyarak yazalım o zaman... Orta alanda Emre ve Bilal görünüyordu. Sneijder de önlerinde. Yani ciddi bir karşılama komitesi, ciddi bir savunmaya gerilerken yerleşim olgusu görmek mümkün değil... Nitekim Rizespor daha maçın 2. dakikasında Galatasaray savunmasını 4’e 1 yakaladı. Ama sağ bek Orhan golü beğenip beğenip birine attırabilecekken tuttu kaleye çaprazdan vurdu. Gol de güme gitti. Galatasaray’ın bu arızalı orta alan kurgusuna karşılık Rizespor ne yaptı? Hiiiç! Onlarda bir orta alan kurmuşlardı ki sormayın gitsin... Merakım odur ki, iki takımın orta alan karşılamalarında toplam kaç faul yaptıklarıdır. Maçın sırrı da burada yatıyor işte... Sneijder’in sakatlanması ile Galatasaray krize girecek sananlar oyuna giren Olcan’ın daha bir tahripkar olduğunu unuttular tabii... Hele hele Rizespor on kişi kalınca, rövanşın tehlikeye girme ihtimali de düştü. Ancak Hakan bana göre çok haksız atılınca oyun kafa kafaya geldi ve 2-1 oldu... Şunu da anlayamadım. Üç ayda bir oynayan Yasin tam o üç aylığını yaşarken yerini Tarık’a bıraktı ve üç dakika sonra Rizespor’un şık golü geldi.

Sonuç olarak Galatasaray’ın elinde 3-1’lik bir skor var. Rizespor 2-0 kazansa bile elenecek. Bence mi? İstanbul tarafında tur çok kesin değil... Rize tarafında mı, yemeden iki gol bulunabilir mi, buna çalışacaklar önce... Yani, Rize’deki koşullar işi yüzde 75 Galatasaray, yüzde 25 Rize yaptı. Galatasaray’ın sezon içinde sadece iki maçta gol yemediğini de dikkate alalım derim.

Sonra Konya’ya geçtik. Sen misin ligde Fenerbahçe’yi yenen... Aykut hoca sandı ki, açılıp saçılıp, hücuma altı yedi kişi ile kalkıp turu garanti edecek. Oysa Konyaspor’un kadrosu öyle oynayamazdı. Tıpkı ligdeki gibi tam takım topun arkasına geçecek ve kontrayı kollayıp öyle veya böyle maçı kazanmaya bakacaktı. Tabii ki Pereira’nın altı oyuncusu rotasyona uğramış takımı da Aykut hocaya gaz veren bir başka unsur idi. Belki de Fenerbahçe bu rotasyonu yapmasa, Aykut hoca da tıpkı lig maçındaki gibi yönlendirecekti takımını. Ama bir teknik adam rakipten önce kendi takımının potansiyeli bilmeli ve kurduğu oyun planından vazgeçmemelidir. Ancak skor oyun içinde bazı küçük değişiklikler gerektirebilir.  Geçen gün ne yazmıştım. Bu ülkede bütün yerli yabancı hocaların yeniden bir testten geçmeleri gerekir demiştim.

Peki, Pereira ne yapmıştı? Bakınız burası da çok önemli... Kupayı ligin arkasına atıp önemsemeyebilirsiniz. Ama orası Fenerbahçe’dir... Kupa da, hoş Aziz Bey kendi sesi ve görüntüsünden, hem de kendi stadında, “Herkes şunu iyi bilsin Fenerbahçe’nin kupada hiç bir iddiası yoktur” demişti ama oyuncu ve hoca en azından kendi kariyerleri açısından düşünmelidirler. Ve bir büyük takım, kalecisi de dâhil, savunmasının beş oyuncusundan dördünü bir sonraki maça değiştirerek çıkamaz. Bakınız orta alanı veya ileri üçlüsü demiyorum. Savunma, sistemlerin, kurguların, oyun planlarının başlatıldığı yerdir. Sakatlık, ceza gibi aksilikler hariç yüzde doksan değişime uğrayamaz. Pereira dua etsin de Aykut hoca bunun gazına geldi. Yoksa ligdeki gibi bir oyun tezgâhlasa bu ağır değişime uğramış savunma ne hale gelirdi tahmin edemezsiniz. Sonuçta Fenerbahçe finale kaldı... Aykut hoca... Hele hele bu oyunu oynayacaktınız da kalecinizi niye değiştirdiniz hocam diye sorarlar adama?

Tam bitirirken aklıma ne geldi. Konyaspor’da Volkan diye bir oyuncu var. Bir şişirildi bir şişirildi ki, hayret! Yapmayın, etmeyin... Olabilecekleri daha bırakın olmayı, çiçek bile açmadan yok ediyorsunuz. Pardon unutmadan... Pereira dua temledir ki, Markoviç sezonu kapattı. Yoksa Volkan Şen diye takımı sırtına almış götüren o oyuncu hala kulübede mahkum idi. Hatta belki de Caner gibi postayı koyup yürümüştü...

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Kemal Belgin Arşivi