Mahkemeler yetmez, CHP’den beraat etmek lazım

Mahkemeler yetmez, CHP’den beraat etmek lazım

Fırat-Kılıçdaroğlu düellosunun üzerinden günler geçti. Ama tartışmalar sürüyor. Kılıçdaroğlu tatmin olmadım diyor, Baykal, CHP ve Ergenekon medyası da tatmin olmadığını söylüyor. Yani, günlerce merakla beklenen düellonun sonucu elde var sıfır. Daha önce de yazmıştım. Aslında Fırat’ın ortaya koyduğu belgelerin çoğu mahkeme kararlarına dayanıyordu. Fırat, birçok iddiayı mahkeme kararlarıyla çürüttü. Yargıda aklanan bir kimseyi elindeki tapu gibi kararlara rağmen kimse yeniden yargılayamaz. Bunu Baykal ve avenesi de biliyor. Üstelik AKP’ye mesafeli olduğu bilinen Yargı’dan takipsizlik kararı almak bir AKP’li için hiç de kolay değil. Geçmişte Yargıtay’ın Başbakan Erdoğan’ı alenen tezyif eden, hayvanlar âlemi diyerek çevresini ve kendisini aşağılayan, kimi karikatürleri eleştiri sınırlarında saydığı düşünülürse, bu kararların anlamı daha iyi anlaşılır. Tartışmadan sonra, Fırat ne derse desin CHP’nin mızıkçılık yapacağı baştan belliydi. Çünkü mahkemelerde aklanmak CHP’ye yetmiyor. Bir de CHP tarafından yargılanıp, berat etmek lazım. CHP uzun yıllardır kendini bu ülkenin yegâne sahibi olarak görüyor. Bu ülkede olup biten her şeyin kendisinden sorulması gerektiğine inanıyor. Bu bakımdan aklanabilmek için mahkemeleri değil, CHP’yi ikna etmek şart. CHP’nin, demokrasinin gerekleriyle bağdaşmayan bu tavrı, belki mensuplarına, yöneticilerine basit bir tatmin duygusu veriyor olabilir, ama Türkiye’nin önünü tıkadığı da bir gerçek. İnsanlar muhasebe ediyor, yaptıklarını, yaşadıklarını gözden geçiriyor, yanlışlarını eleyerek, yeni bir sayfa açıyor, değişime kendi değerlerini yeniden üreterek ayak uydurmaya çalışıyor, ama CHP olduğu yerde duruyor. Sadece durmakla kalsa yine iyi, başkalarına da fren olmaya çalışıyor. Birkaç yıl önce yaşanan tartışmaları hatırlayınız, Başbakan değiştim, Milli Görüş gömleğini çıkardım diyerek AKP ile yeni bir siyasi başlangıç yaptığını söylemişti. Milli Görüş kadrolarıyla çalışma ısrarı dışında, icraatlarıyla da bunu ispat etmişti. CHP, Erdoğan’ın bu çıkışına, hayır değişmedi, irticacı, gerici, milli görüşçü gibi suçlamalarla mukabele etmişti. O sıralar uzun yıllar bir terör örgütünün içinde kalıp, sonra nedamet duyup ayrılmış biriyle konuşmuştum; “Ulan CHP’nin bu tavrını görünce pişman olduğuma pişman oluyorum” demişti. CHP kimsenin iyiye, güzele yönelmesine vesile olmuyor, bilakis yöneleni de yolundan çevirmek için elinden geleni yapıyor. CHP veya CHP’liler bu ülkenin efendisi değil. Kimsenin görüş ve düşüncelerini CHP’nin çağdışı kalmış, zamanın dışına düşmüş düşünceleriyle test etmek gibi bir mecburiyeti yok. CHP’nin uzun yıllardır bu ülkeye bir hizmeti de yok. Aksine son elli yıldır CHP Türk demokrasisine ayak bağı olmaktan başka hiçbir işe yaramamıştır. Onu Atatürk’ün kurması ona bugünkü görüş ve düşünceleriyle hiçbir itibar ve ayrıcalık kazandırmaz. Bir dönem sol örgütlerin döl yatağı olduğu da dikkate alınırsa, hiç kazandırmaz. CHP bir mahkeme, Baykal bir savcı, Türk milleti de suçlu değil. Onun için CHP, benim verdiğim hüküm dışında iç bir karar geçerli değil tavrını bırakıp, önce kendini aklamaya çalışmalıdır. Çünkü CHP’nin yargılamaya çalıştığı millet, onu çoktan yargılayıp mahkûm etmiştir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi