Acaba başka yazan oldu mu?
Beşiktaş mutlu sona giden yolda, bana göre ligin en zayıf üç takımından biri olan, Kayserispor’u, muhteşem bir taraftar topluluğu önünde birbirinden şık ve ustalık kokan goller atarak farklı yendi. Tamam... Peki, benim bu yazımda yine çok değişik ve kimsenin ucundan kenarından geçmeyeceği ve geçmediği önemli bir noktaya değineceğim.
Mesele nedir mi? Beşiktaş, akıcı futbolu ve özellikle de Sosa ile Oğuzhan’ın Atiba’nın da sık sık katılımı ile rakibin savunma programını bozucu ataklarda bulundu. Ve bu yüzden de atılan gollerin hepsi jeneriklik bir futbol sanatı gösterisi oldu. Şimdi meseleye gelelim. Beşiktaş takımı sahaya çıkarken yedeklerini de katarsak toplamda beş sarı cezası sınırında oyuncuya sahipti. Bunlar Oğuzhan, Gomez, İsmail, Necip ve Olcay [Bağlantı] ’dı... Necip kenarda idi ama diğer dördü sahadaydı.
Ve Beşiktaş 10, 23, 34. dakikalar olmak üzere yukarıda tarif etmeye çalıştığım gollerle maçı bitirdi. Kayserispor takım olarak özellikle önden başlayarak ortada iyi basıyordu ama savunmasının içine kenarlarına çabuk sarkan ve öldürücü paslarla inen bir Beşiktaş’la boğuşmak zorunda kalıyordu.
Neyse, her şeye karşın Beşiktaş maçı sanki ilk yarıda bitirmişti. Bir de 68. dakikada penaltı olmaz mı? Gomez dışarı attı. Ve maç hâlâ 3-0 devam ediyordu. Beşiktaş’ın şampiyonluğa giden yolda gelecek hafta ezeli rakiplerinden Galatasaray’la deplasmanda maçı vardı. Galatasaray, UEFA’dan aldığı cezayı ucuz atlatmak adına ya ilk beşe girecekti ki, bu da ligde kazanmayı gerektiriyordu, ya da kupayı kapacaktı. Yani Beşiktaş’ın o maça ideal kadrosundan kayıpsız çıkması gerekiyordu.
Merakla bekliyorsunuz değil mi? Sen Şenol hocam, Oğuzhan’ı çıkarmak için neden 71. dakikaya bekledin? Olcay için de 86 dakika... Quaresma’yı alacağına Gomez’i alıp Cenk’i soksana maça... Oyuna soktuklarının arasında da bir sarı kart sınırlısı var. Ki bu oyuncuya her zor zamanda sarılmışsın... Bu oyuncu da Necip’ten başkası değil... Olcay’ı yerine Necip’i atıyorsun sahaya... Olur mu hiç? Savunma göbeğindeki sıkıntıda Tosiç’i kullandın. Tamam. Ya İsmail sarı kart görseydi ne olacaktı? Ben olsam ne mi yapardım? Önce 3-0’dan sonra Gomez’i alıp Cenk’i alırdım. İsmail’i alıp, Tosiç’i sol kenara göbeğe de birini atardım... Oğuzhan’ı alıp onun yerine de kulübeden bir orta alan atardım... Böylece ilk on bir de bulunmaya Necip ve içerideki üç kişi sarı kart tehlikesinden kurtulmuş olurlardı. Bir tek Olcay kalırdı ki, alternatifi Kerim var, Gökhan var...
Bilmem anlatabildim mi? Değişik oldu değil mi, bütün okuduklarınız ve gördüklerinizden, dinlediklerinizden... Hedefe giden yoldaki durum mu? Hâlâ bir beraberlik marjı duruyor Beşiktaş’ın...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.