FETÖ ile Akşener arasındaki fark!
Öyle zamanlar vardır ki, bütün kavramlar anlamını yitirir. İşte sözün bittiği yerdir orası. Hani hep deriz ya, “At binenin, kılıç kuşananındır” diye…
İyi de sizin kılıç kullanma ve ata binme beceriniz her zaman yeterli olmayabiliyor. İşte o an, bir başka söz devreye giriyor. Kurda sormuşlar ‘neden ensen kalın’ diye. Kurdun cevabı malum: Kendi işimi kendim görüyorum da ondan…
Ama hiçbir dönemde anlamını yitirmeyen sözler de var…
“Emrolunduğumuz gibi dosdoğru olmak zorundayız!”
Eğilmek, bükülmek, boyun eğmek yok.
Zira, “Haksızlık karşısında susan dilsiz şeytandır”
Meseleyi aktüel siyasi konulara getirecek olursak, yakın tarihimizde bir rahmetli Erbakan Hoca vakası var.
Uzun uzadıya anlatmaya gerek yok.
Erbakan Hoca bu ülkeyi yıllarca yönetecek beceri ve kabiliyette olduğunu bugün hiç kimse inkar edemiyor.
Ama bu ülkede Erbakan Hoca, delik deşik edildi. Bölündü, parçalandı, diri diri mezara gömüldü ‘aman bir daha kalkmasın’ diye üzerine de beton döküldü.
Ama onun öğrencileri engellenemedi.
Şimdi yeniden Türkiye’ye bir kez daha siyasi dejavu yaşatılmak isteniyor.
Son on yılda siyasilerin ve biz seçmenlerin dilimize pelesenk ettiğimiz ifade şu değil miydi? “Türkiye’de muhalefet boşluğu var!”
El hak doğrudur. Hem Cumhurbaşkanımız hem de Başbakanımız müteaddit defa bu eksikliğe dikkat çekmiştir.
Peki fiiliyatta durum nedir?
İşte MHP’deki kongre tartışmaları bu noktada turnusol vazifesi görmektedir.
Çarpıcı birkaç örnekle açıklamaya çalışalım.
Hatırlarsanız bizim mahallenin medyası yıllarca Bahçeli’yi eleştirdi. Demedik söz bırakmadı. Elbette haklı oldukları noktalar vardı, haksız oldukları noktalar vardı.
Ama Bahçeli yönetimindeki MHP’nin, son seçimlerde sergilediği performans da ortada.
PKK Partisi HDP’nin yarısı kadar milletvekili çıkarmak, TBMM’de HDP’nin gerisine düşmek, oy alabilmek için en mümbit ortam hazırken 2 milyonun üzerinde oy kaybetmek her şeyi açıklamaya yetiyor.
Hal buyken ortadaki muhalefet boşluğunu doldurmak isteyen kadrolara reva görülen bin bir türlü entrika, MHP gibi bir partiye yakışmayan ‘acınası girişimler’ bu milletin gözü önünde cereyan ediyor.
Olup biten bir yerlere tek tek kaydediliyor.
Tıpkı tarihte olduğu gibi…
28 Şubat Süreci’nde Paralel Yapı’nın lideri Fetullah Gülen ve benzeri figürler, kaçacak delik ararken; Meral Hanım aslanlar gibi direniyor, mazlumun hakkını kahramanlar gibi savunuyordu. Ayrıca bunu daha sonra siyasi ranta da tahvil etmedi. Zerre kadar istismara başvurmadı.
Bugün ABD’ye kaçıp diyet olarak Siyonistlere uşaklık yapan FETÖ ile Meral Akşener’i aynı kefeye koymak hangi vicdana, hangi ahlaki değerlere sığar Allah aşkına!
Gülen ile Akşener nasıl bir arada gösterilebilir?
Varsa aleyhinde bir delil, delikanlıca çıkılıp ortaya konulmalı. Yoksa her türlü iftira bumerang gibi döner bir gün sahibini vurur.
Daha açık söyleyelim.
Meral Akşener, Fetullah Gülen’den milyon kat daha erkektir.
Geceyle-gündüz, siyahla-beyaz, melekle-şeytan nasıl bir değilse; FETÖ ile Akşener’de bir değildir.
Aralarında dağlar kadar fark var. Biri başka vadinin, diğeri başka vadinin insanları.
Akşenerler kolay yetişmiyor.
Mücadelemizi hak ölçüsünde yapalım.
Büyük şeytanları sevindirmeyelim!
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.