O DOĞRUSUNU YAPAR YA DA “BİR GEMİYİ İKİ KAPTAN BATIRIR.”
Vatan ve Millet Sevginiz, siyasi ikbal beklentinizin ve şahsi menfaatinizin önüne geçebiliyorsa benzer tedbirler düşünürsünüz.
“BAŞKANLIK SİSTEMİ GETİRİLECEKTİR: Devlet Başkanlığı olan Cumhurbaşkanlığı ile Hükümet Başkanlığı olan Başbakanlık birleşecek, icraya kuvvet, sür’at ve müessiriyet sağlanacaktır.” Bu ifade nerede yazıyor peki? Milli Selamet Partisi 1973 Seçim beyannamesinde..
Başka; “İcrayı, cumhurbaşkanlığı ve başbakanlık olarak ikiye bölemeyiz. Her konuda bütünleşmeci olduğumuza göre, icranın başında da bütünleşmeci olmalıyız. Türk tarih felsefesi ve tarihinde icra organı hiçbir zaman bulunmamış yani tek bir başkan tarafından yürütülmüştür. Milliyetçi Türkiye'de de demokratik milli cumhuriyet ilkesi içinde başkan, Türk milletinin yürütme organının tek başı olacaktır. Tek başkan sistemine uygun olarak, yasama organı yönünden de tek meclis sistemini savunuyoruz. Avrupa krallık veya federal devlet rejimlerinin bir mirası olan senatonun, millet meclisi yanında yasama işlerini geciktirdiği bir hüviyet taşıması dolayısıyla kaldırılmasını istiyoruz.”
“Milliyetçi Hareket, Tek Başkan, Tek Meclis Sistemini savunur.” Bu satırlar nerede yazıyor? Merhum Türkeş’in “MİLLİ DOKTRİN DOKUZ IŞIK” kitabında..
Başka kim istedi Başkanlık Sistemini? Merhum Özal..
Peki, fiili olarak başkanlık sistemi olmasa da partili Cumhurbaşkanlığını kimler yaptı? M. Kemal Paşa.. Hem CHP’nin Genel Başkanı hem de Cumhurbaşkanı oldu. Ebedi Şef… İ. İnönü aynı şekilde. Bayar da buna dâhildir.
Peki, mevcut yapının asıl maksadı ne?
Mevcut yapı iş yapmama sonuç almama, güvensizlik, karşılıklı kontrol, takip, atılımları engelleme ve yoğun bürokrasi üzerine kurulmuş.
İngiltere, sözde çıktığı tüm ülkelerde statik yapılar ve kurumlar oluşturmuş. Mısır, Pakistan, Hindistan, Türkiye.. Hepsinde benzer sistem sorunları mevcut. Adeta Avustralya’ya atadığı genel valinin benzeri bir fonksiyon icra etsin diye Devletin başına halkın seçmediği bir Devlet Başkanını dayamış. Yürütmeyi sürekli kontrol ve takip eden, engelleyen… Malum Özal’a kadar da hepsi asker.. Diyeceksiniz ki Bayar sivil! Pardon!...
Başkanlık Sistemi sürecini R. Tayyip Erdoğan’a endekslemek maksatlıdır. Ölümsüz mü bu insan? Hayır! Peki, neden o öne sürülür? Çünkü sistemin çürük ve çarpık olduğunun onlar da farkında. Başka bir mazeretleri yok ki!
Şimdi diyorlar ya; “Düşük Profilli Başbakan!” Kimse enaniyete kapılmasın. Sakın! Tayyip Bey gibi çok çalışkan, fedakâr, son 50 yılı siyasetin ve halkın içinde yaşamış bir adamla çalışmak, O’nunla uyumlu ve senkronize olabilmek zaten çok çalışmayı, hızlı hareket etmeyi, hemen karar vermeyi, önalmayı, meseleleri çabuk kavramayı gerektirir. En önemlisi de sorumluluklarının bilincinde olmayı ve cepheyi zaafa uğratmak değil tam tersi güçlendirmeyi.
Silahlı Kuvvetler’de Komutanların karargâh komutanları vardır. Kurmay Başkanları.. Onların görevi karargâhın ve kıtaların uyumla çalışmasını sağlamak ve Komutanın işini kolaylaştırmaktır. Bu insanlar Komutan kadar da değerlidir.
“Düşük Profilli Başbakan!” Ne alçakça!
AKPARTİ’nin bakanları, Başbakan yardımcıları Genel Başkan Yardımcıları yetenekli, birikimli, liyakatli insanlardır. Hani Fatih Muhammed Han diyor ya; “Bizim düşündüklerimizi siz hayal bile edemezsiniz.” Bu kötü tanım yerine “Fedakâr Yardımcılar”dır bizim bakışımız.
Bu arada, MHP’de olanları da dikkatinize sunuyorum. Ülke dere geçiyor. Etraf ateş, kan.. Ülke içine sıçramış kan ve ateş… Çözüm için en başta kararlılık gerekiyor. Kararlılığın tezahürü için Başkanlık Sistemi. Devlet Bahçeli Bey meselenin farkında. Devlet ve millete karşı sorumluluk duyan bir Devlet Adamı. Açıkça “Yasal destek de veririz.” dedi. Başkanlık Sistemi’ne geçişte MHP’nin duruş ve kanaati çok önemli.
Ayrıca cemaat halen her şeyin tam ortasında. Malum seçimlerde CHP ve HDP’ye oy istediler. Bir kısım insan bu yüzden ayrıldı. BBP’ni denediler. Sonuç alamayacaklarını gördüler. Şimdi MHP ve Ülkücü potansiyeli elde etme derdindeler. Tabanı elde etmeleri çok zor. Özellikle geçmişte emniyette Ülkücülere çok kötü davranmışlardı. Ama tepeyi ele geçirmeleri daha kolay. Onlar aracılığı ile tabanı aldatmaları da.. Bakın MHP’nin yargı sürecini karıştıran hakimler de paralel soruşturmadaki adamlar çıkar..
MHP’nin kongresi Milletimiz için çok önemli. MHP millet menfaatine olan konularda çok doğru davrandı. Bunda da Devlet Bahçeli’nin duruşu çok önemli. Bu duruşa Milletimizin ihtiyacı var. Ülkücüler sokağa çekilemediyse bunda Devlet Bey’in payı çok büyük.
Ey Milletim. Malum “Bir gemiyi iki kaptan batırır.” Birbirine güvenmeyen iki başlı yürütmeden sonuç alınamaz. Bu garabetten kurtulunmalıdır. Başkanlık Sistemine AKPARTİ İktidarında ihtiyaç yok. Ama Millet ve Devletimizin istikrarlı geleceği için var. Cumhurbaşkanımız bunun mücadelesini veriyor.
İnsanlarımıza soruyorum “Ne oluyor?” diye.. Çoğunluk Cumhurbaşkanımız ile ilgili olarak; “O yapıyorsa doğrudur.” diyorlar. Aynı samimiyeti AKPARTİ’nin tüm kadrolarından bekliyoruz. Şahsi ikbal, menfaat ve hırslardan artık arınılmalıdır. Milletimizin bu teveccühüne layık olmak için daha çok gayret gösterilmelidir. Cumhurbaşkanımız menfaatsiz desteklenmeli, kararlılıkla yanında durulmalıdır.
Zor günler birlikte aşılır. Ne diyor M. Akif;
“Girmeden tefrika bir millete, düşman giremez;
Toplu vurdukça yürekler, onu top sindiremez.”
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.