İstismara Karşı Koyma Derneği!
Türkiye’de ne kadar dernek var bilmiyorum. Galiba faal durumda olanların sayısı yüz bini geçmiştir. Bir o kadar da faaliyetlerine son veren dernek varmış. Dernek de nerden çıktı demeyin durun anlatayım.
Malum bugün 27 Mayıs. Merhum Başbakan Adnan Menderes’i idama götüren sürecin başlangıcı… Peki Menderes’i neden idam etmişlerdi? Bana sorarsanız tek bir cevabı var: Mason olmadığı için.
Ya Polatkan ve Zorlu? Onların idamının da tek bir gerekçesi var. Mason değillerdi. Bu memleketin öz evladı olan, bu üç kahraman; Masonlara karşı koydular, direndiler. Mason olmamanın gereğini yerine getirdikleri için de bedelini canlarıyla, kanlarıyla ödediler.
Daha hayattayken bir milletin sevgilisi oldular, gönüllere taht kurdular. Adlarına ağıtlar, aziz hatıralarına türküler yakıldı. Ama iktidarları döneminde asla istismara sapmadılar. Ne kendileri ne de hayatlarını kaybettikten sonra yakınları zerre kadar istismara başvurmadı.
İdama giderken bile son sözü “Allah memleketi korusun, millete zeval vermesin, haydi Allah'a ısmarladık.” diyen Fatin Rüştü Zorlu “Şimdi Cenâb-ı Hakk'ın huzuruna çıkıyorum. Sakinim. Huzur içindeyim. Allah memleketi korusun. Benim için üzülmeyin” diye ailesine haber gönderen Hasan Polatkan, kelime-i şehadetten önce “Oğlum Yüksel’in devlet tarafından okutulmasını istiyorum. Kaleminden altın damlasın” öğüdünü veren Menderes’ten istismar beklenebilir mi?
Oysa ki; bu ülke ne istismarlar gördü. Dinin, imanın, başörtüsünün istismar edilmedik tarafı bırakılmadı bu ülkede. Örnekleri tekrar hatırlatmaya gerek yok sanırım. Paralel Yapı ile birlikte istismar nirvanaya yükseldi. İnsanlar adeta dinden soğutuldu. Şeytanın bile aklına gelmeyecek bin bir türlü istismar, kumpas, tezgah insanları nefret ettirdi. Son sığınak ve toplumu bir arada tutmada çimento vazifesi gören dinin üzerine asit döktüler.
Toplumdaki insanların bir birine olan güveni temelden sarsıldı. İşlerine gelince öyle işlerine gelmeyince böyle yazdılar. Hiçbir zaman kalemlerinden altın damladığını görmedim. Sinsice toplumu kutuplara ayırdılar.
Vay efendim neymiş, ‘Ergenekon diye bir terör örgütü varmış. Falanca muhafazakar gazeteden şu kadar filanca gazeteden bu kadar yazarı öldürmek istemişler. Legal, illegal eylem planları yapılmış. Yer altına silahlar gömülmüş, Fatih Camisini yakacaklarmış vs vs.’
Peki ne oldu? Dediklerinin binde biri gerçekleşti mi? Yooo hayır gerçekleşmedi.
Ama Ergenekon istismarından bu ülkede köşeyi dönenler oldu.
Tıpkı 28 Şubat sürecini istismar ederek köşeyi dönenler olduğu gibi…
Sakın o dönemde muhafazakarların mağdur edilmediğini düşündüğümü zannetmeyin.
Hiç suçu günahı olmayan gariban insanlar katsayı saçmalığı ve başörtüsü yasağı ile mağdur edildi o dönem.
Fakat bazı çevreler yangının üzerine körükle gittiler mağduriyetin daha fazla tırmanması için. Muradlarına da ermediler değil. Bedeli siyaseten rahmetli Erbakan Hoca öderken, birileri kasalarını, keselerini doldurup, servetlerine servet kattı.
Profesyonel provokatörler, bu yüzden bir mağduriyeti bin gösterdiler. Hatta keşke daha fazla mağduriyet oluşsa da biz de bunu daha fazla istismar edip daha fazla ranta kavuşsak diye ellerini ovuşturanları hatırlıyorum.
“Ama hala derneğin nerden çıktığını anlatmadın” dediğinizi duyar gibiyim.
Dernek “istismardan” çıktı.
Allah ömür verirse bir dernek kurmayı düşünüyorum.
Adı da: “İstismara Karşı Koyma Derneği” olacak. Tıpkı İstihbarata Karşı Koyma gibi…
Malum bu ülke iki şeyden çok çekti.
1-Terör
2-İstismar
Bizim de belki bu aziz vatana böylece bir katkımız olmuş olur.
Ne dersiniz?
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.