Türk siyasi tarihinin “en alçak saldırısı” bertaraf edildi. Çok büyük bir badireyi daha milletçe püskürttük elhamdülillah.

 Neden “en alçak” diyorum? Çünkü 5 bin yıl ötesine dayanan tarihimizde çok saldırılar yaşadık. Moğol istilaları, haçlı saldırıları, kurtuluş savaşımızdaki 7 düvelin meydan okumasında düşmanlar belliydi.

Ama FETÖ haricindeki 15 Temmuz saldırısının failleri tam olarak belirlenebilmiş değil. 11 Eylül saldırılarını dahi geride bırakan dünyanın en komplike saldırısını tek başına diazem yutup halüsinasyon gören kahpe FETO’mu gerçekleştirdi?

Bu kalkışmada ABD’nin, CIA’nın, MOSSAD’ın hatta İsrail’in rolü nedir? Henüz aydınlatılabilmiş değil.

Bu kafayla aydınlatılabileceğini de zannetmiyorum. Çünkü bakıyorum yine her zamanki işleyiş aynen devam ediyor.

Ortalık yine böyle bir felaketi nasıl olurda lehime çeviririm saikiyle hareket eden müptezellerden geçilmiyor.

Yine çarçaf çarşaf listeler…

Neymiş efendim. Adını şanını ilk kez duyduğumuz isimler ölüm listesindeymiş!

Birisi çıkıyor hiçbir belge ve bilgiye dayanmayan bir liste yayınlıyor. Sonra bir başkası çıkıyor daha farklı bir liste. O da beğenilmiyor bir başka liste daha. Listeler listeleri kovalıyor adeta.

İsim iliştirmeler, şahsi ikbal ve menfaat devşirme girişimleri, intikam hırsları gırla gidiyor. 

 Hatırlarsanız FETÖ’nün proje gazetesi Taraf’ın “Ergenekon ve Balyoz” kumpasından sonra da medyada liste savaşları yaşanmıştı.

Tabi her kapsamlı hadisenin, toplumsal olayın, felaketlerin ardından kazananlar ve kaybedenler oluyor.

Sadece dolar spekülatörlerinden söz etmiyorum. Bir de "duygu avcısı" siyasi spekülatörler var.

Medya spekülatörleri var.

İşte o malum listelere dikkatlice bakılırsa spekülatörler iyot gibi ortaya çıkıyor. Kendi elleriyle kendilerini ele veriyorlar. Lakin bizim milletimiz temiz, saf ve iyi niyetli.

Spekülatörlerin şeytanlıklarının milyonda birini dahi aklına getirmeyebiliyor.

Darbe sonrası CNN Türk’teki 5N 1K’da darbe girişimine dair anekdotları izliyorum.

Yaralı mağdurlardan 30 yaşlarındaki bir genç o geceyi şöyle anlatıyor:

“Evimizdeydik. Bir arkadaşım aradı. Kalkışma var dedi. Ben kalkışmanın ne olduğunu bilmiyorum. ‘Ne kalkışması?’ dedim. Arkadaşım ‘Meclis’i bombalıyorlar. MİT’i bombalıyorlar’ deyince yerimde duramadım. Babama ve kardeşime de haber verdim. Hep beraber gittik. Suratıma sert bişey çarptığını hissettim. Olayın sıcaklığıyla anlayamadım, kurşunmuş! Sonra baktım arkada babam yüzün kuyu yatıyor. Koştum kucağıma aldım. ‘Baba’ dedim. Ses vermiyor. Babam kucağımda can verdi. Kucağımda can verdi ya… Hani Filistin’de, Gazze’de televizyonlarda görüyorduk ya… Aynen öyle. Babam kucağımda can verdi.”

Suratındaki kurşun izini gösterdikten sonra gözyaşlarına hakim olamayan genç “Meclisimize, milletimize saldırsınlar yine giderim” diye ekliyor…

Bizim milletimiz işte böyle… Bu aziz milletin duygularını istismar edip sahte listeler yayınlayarak rant devşirmeye çalışan şeytanlarda oracıkta duruyor.

Ergenekon ve Balyoz’u tekrar hatırlayın.

Havada uçuşan listeleri, sahte mağdurları unutmayın.

Şu sıralar gözünüzü dört açın. Çünkü tecrübeli nebbaşlar cirit atıyor.