EVET, Matthaus’un Fenerbahçe’ye geldiği haberin Sabah’ta yayınlanışından bir gün sonra... Almanya... Şehir Münih... O günlerde, şimdi nasıldır bilemem, Sabah, Milliyet, Hürriyet hatta son günlerini yaşayan Tercüman Türkiye’deki nüshalarını Almanya’da ancak bir gün sonra yayınlayabilirlerdi.

Devam edelim... Sabah’ın o Matthaus haber sayfası Almanya’da... Ve de bu büyük yıldız futbolcu sabah villasında hafif bir kahvaltı yaptıktan sonra idmana gitmek için hazırlanırken eşi uyarır; “Lothar (Mathaus’un adı), kapının önü kamera ve fotoğraf makineli gazetecilerle dolu. Ne oldu “Ünlü yıldız telaşla cama koşup bakar ki eşinin söyledikleri doğrudur. Hemen dışarı fırlar ve sorar... Kalabalıktan ortak görüntülü cevap var... “Bak Lothar, sen Türkiye’de bir kulübe transfer olmuşsun. İşte gazete, işte senin çizgi resmin...” Mathaus bakar ki, basının söyledikleri doğru. Çünkü ellerinde o gün Almanya’da çıkmış Sabah vardır. Hemen konuşur; “Arkadaşlar böyle bir şey yok. Ben hâlâ Bayern Münih’in kaptanı ve oyuncusuyum. Bunu kim uydurmuşsa ona sorunuz lütfen...” Ve içeri girip hazırlıklarını tamamladıktan sonra idman yoluna koyulur. O da ne Bir de bakar ki bir kalabalık da orada. Yine ellerde o gazete... Orada da sorulara kısa ve net cevap verir Matthaus; “Tamamen yalan. İşte buradayım ve kaptanı olduğum takımın başında idmana çıkıyorum...”  Basının büyük bölümü idman sahasını yavaş yavaş terk etmeye başlar... Sadece idmanı takip etmekle görevli olanlar kalır.

Peki. Ben bu gelişmeye bizzat tanık mıyım Hayır! Ama o günkü ünlü Alman gazetesi Bild’in nüshaları bulursanız Almanların bizim basınla nasıl dalga geçtiklerini görürsünüz. Bu hikâye taaa en başından sonuna kadar iki gün Bild gazetesinde manşetten yer alır. Ya da Lothar Mattaus’u bulunuz ve sorunuz. Daha kolayı da var. Sevgili Metin Aşık sağ. Aslanlar gibi sabah yürüyüşleri yapar. Kendisine ulaşın, bu yalanı size o da anlatsın...

Düşünebiliyor musunuz; bir gazete araba kuponu yayınlayacak, yüksek tiraja ulaşıp arabaların parasını çıkarmak adına, spor bölümünü kullanacak ve sonunda bu kepazelik oluşacak. Hoş o dönemin genel yayın yönetmeni sütununda aynen şöyle yazmıştı: “Bırakın gazetecilik ilkesini falan, biz resmen ticaret yapıyoruz...” İşte böyle bir kafa o günkü spor müdürü ki, yalanın yapımcısı, tarafından Fenerbahçe yönetimine aday gösterilmişti de, bendeniz naçizane çalışmalarıyla önlemiştim...

Herkese sıhhat, afiyet, huzur içinde hayırlı Bayramlar dilerim...