Hilal Tv. ye Kardeşlik Görevim 1
Hilal Tv. açıldığında ne kadar sevinmiştik değil mi?
Şahsen ben etrafıma “bakın işte rahatlıkla seyredeceğiniz bir tv. açıldı. Sabah akşam bu size yetebilir. İzleyecekseniz bunu daha çok tercih edin. Haberleri yok ama o da olur ileride” diyordum.
Bunu derken içimden korkmuyor da değildim. Ya bu da ötekiler gibi olursa. En güzel saatine tefsir dersi koyan, ama sonunda çıvdıran, kuduran, ölçü tanımayanlar gibi olursa?
Hani bir karikatür vardı. Bir TV’yi izleyen kadın, ekrandaki Seda Sayan’ın kolundaki bileziği görmüş, söyleniyordu: “Aaa, bakın, benim bileziğim!”
Halktan “İslamî kanal açacağız” vaadiyle yardım toplayarak kurulan TV’ler gözümün önüne geldikçe, evet, korkmuyor da değildim. Çünkü “İslamî TV.” dediğimiz nice TV’nin en büyük Müslüman düşmanı olduğunu görmedik değil yakın tarihimizde. Onların dine, millete, vatana ve ümmete verdiği zararı inançsız, hatta inanç düşmanı TV’ler verememişti bir zamanlar.
Zavallı Müslümanları kimler sömürmedi. İşte M. Şevket Eygi’yi az çok takip edenler bunları iyi bilirler.
Her neyse, Hilal TV. açıldığında da böyle sevinmiş ve tavsiye etmiştik.
Peki, söyler misiniz Mustafa İslamoğlu kardeşim, yakışıyor mu sizlere, sabah akşam Ali Akın gibi, M. Koyuncu gibi çok düşük seviyeden tasavvuf ve tarikatlara kökten saldıran üslubu bozuk insanları orada küfür, hakaret, alay ve aşağılamalarını sergiletmek?
A. Bayındır gibi tefsiri inkâr edenlerin, tefsir yerine, Kur’an yerine sabah akşam bıyık altından gıcık gıcık gülerek tasavvufla alay etmelerine imkân vermek?
“Aydınlanma” felsefesinin hesabını bir kere olsun laikçilerden soramayarak, onun dahi suçunu zavallı Müslümanlara yükleyen, ikide bir “ben orijinalim” dediği için ben de diyeyim, evet, o orijinal adam B. Bayraklı ’ya imkân vererek tasavvuf ve tarikatlara ve topyekûn Müslümanlara hakaret ettirmek?
Ne yapmak istiyorsunuz?
Tefrika mı derdiniz?
Düşmanlık tohumları ekmek mi?
Neyin nesidir o Taslaman gibilerini çıkarıp da bütün mezheplere “paket program” diyerek hakaret ettirmek?
Ne yapmak istiyorsunuz M. İslamoğlu kardeşim?
Tasavvufa hakaret, mezheplere hakaret, eski selef ulemasına hakaret, hadislere hakaret, gerisini saymayayım, Buhari’ye hakaret…
Ne yapmak istiyorsunuz?
Fikir tarihimizde konuşulmuş, halledilmiş eski mevzuları gündeme getirerek zaten cahil bırakılmış ümmeti kimin hesabına parçalamak istiyorsunuz?
Ağır olduysa şöyle düşünün; demek biz dışarıdan böyle de gözüküyoruz?
Rica ediyorum, bir daha düşünün. Ümmete iyilik yapma imkânınız var. Bunu harcamayanı. Kendinizi harcamayın. Kıymetinizi bilin.
İlle de tasavvuf ve tarikatları eleştirecekseniz ki eleştirilecek yerler elbette olabilir, bari oraya bir de konunun uzmanını davet edin. Bir de doğru adam çıkarın yani. Tek taraflı atış sizin içinize nasıl siniyor?
Tasavvuf tarih içinde bu ümmete hizmet etmiş bir kurumdur. Eleştiri ille de kötü tarafını görmek değildir. İyi taraflarını da gündeme getirmektir. Bunu elbette bilirsiniz. Bunu size hatırlatmak hoşuma gitmiyor, ama mecbur kalıyorum.
Konuya kendim birkaç yazıyla devam etmek istiyorum.