Çözüm, Suriye’de barışı sağlamaktan geçiyor
Sığınmacılara vatandaşlık hakkı verileceği haberleri gündemin birinci sırasına gelip oturdu. Özellikle Meclis’te grubu bulunan muhalefet partileri bunu iç politika malzemesi yapmaya çalışıyor. Elbette muhalefet muhalefetliğini yapacak ama, ülkemize sığınmış olan 3 milyon Suriyeliye vatandaşlık hakkı vereceğiz demekle bu iş olmaz. Çünkü, çok boyutlu bir olayla karşı karşıyayız. Dünkü yazımda da belirttiğim gibi konunun tartışmaya açılması doğru olmakla birlikte olayın detayları toplumla paylaşılmadan tartışılmasının hayırlı bir sonuç vermesini beklemek de yanlış olur. Salı günü Meclis’te yapılan konuşmalarda bile vatandaşlığa geçirilmesi düşünülen Suriyelilerde aranan şartlar konusunda net ölçüler ortaya konulabilmiş değil. İçişleri Bakını yoruma açık, herkese göre anlam kazanacak bir takım cümleler sıraladı. Söz elimi araştırma yapılarak, Türkiye’ye yararlı olacakların vatandaşlığa alınacağını söyledi. Faydalı olacak denirken ölçü nedir Söz gelimi üniversite mezunları mı alınacak Yoksa tahsil önemli değil de meslek sahipleri mi tercih edilecek Yapılan açıklamalarda kesin olan bir şey var o da terör olaylarına karışmamış olmak… Türkiye terörle mücadele ederken geçmişinde teröre kıyısından köşesinden bulaşmış olanlar bile vatandaşlığa alınmayacaktır… Sanırım bunu söylemeye bile gerek yok.
Dünkü yazımda da kısaca üzerinde durduğum TOKİ’nin vatandaşlığa alınacaklara ev vereceği hususunda yapılan son açıklamada TOKİ’nin ev vereceği sığınmacıları borçlandıracağı, yani bedava verilmeyeceği ifade edildi. İyi de cami kapılarında, trafik ışıklarında dilenenleri borçlandırsanız ne olacak, o parayı nasıl tahsil edeceksiniz İkinci soru ise bu borçlandırmanın süresi ne olacak Belirlenen sürede borcunu ödeyemeyenlerden verilen ev geri mi alınacak Çünkü bu ülkenin insanlarına verilen evlerde bu tür şartlar var. Kısacası, Suriyelileri vatandaşlığa alma kararı bir tek kişinin ayak üstü yaptığı açıklama ile mümkün olmaz/olmamalı. Bunun için Suriyeli sığınmacıların vatandaşlığa alınıp alınmamasının insanımıza sorulması, bunun için referanduma gidilmesi gerekir. Gönül elbette bu konunun hiç kimseyi üzmeden ve rencide etmeden karara bağlanmasıdır ama, ortada 3 milyon yeni vatandaş vardır ve bu toplumda ciddi gelişmelere zemin hazırlayabilir. Özelliklede toplumumuzdaki alt gelir grubunda olanların tepkisine yol açabilir. Bu tepkiyi kardeşlik görevinden kaçınmak şeklinde nitelendirmek de doğru olmaz. Bir insan elinde kendine yetecek fazlası varsa ihtiyaç sahipleri ile paylaşabilir. Ama kendisi yoksunsa elindekini paylaşmasını istemek ve beklemek gerçekçi bir yaklaşım olmaz. Hemen belirteyim ki, referanduma gidilmesi ve Suriyeli sığınmacıların vatandaşlığa kabul edilmesinin insanımız tarafından onaylanmasını gönül arzu eder. Ancak böyle olsa bile ciddi sorunların oluşacağı da kesin görünüyor. Bu bakımdan en sağlıklı yol Suriyeli sığınmacılarla ilgili en iyi çözüm eğer sömürgeci güçler izin verir ve imkan olur ise Suriye’de barış sağlanarak sığınmacıların ülkelerine gönüllü olarak dönmelerinin sağlanmasıdır. Bunun kolay olmadığını biliyorum. Hatta Suriye’de barış sağlansa bile sığınmacıların bir kısmının geri dönmek istemeyeceklerini de söylemek mümkün. Ancak, mültecilerin ülkelerine dönmesi ve orada bu insanlara yardımcı olunması Suriye’nin geleceği açısından da gerekli. Kaldı ki, Suriye de sivillerin büyük bir bölümü ülkelerini terk etmiş, meydan savaşan gruplara kalmıştır. Eğer, ülkelerini terk etmiş olan Suriyeliler geri dönmeyecek olursa, Suriye’nin geleceğinin belirlenmesinde bu insanların hiçbir rolü olmayacak, bir takım emperyal güçlerle işbirliği yapan örgütler belirleyici olacaktır. Böyle olunca da bunca yıl sonra Suriye çetelere teslim edilmiş olacaktır. Bu ise çatışmalar geçici olarak durmuş bile olsa, barış süreklik kazanmayacak, Suriye sorunu gündemimizdeki yerini koruyacaktır. Netice itibariyle sığınmacıların vatandaşlığa alınıp alınmamasına halkımızın karar vermesinde yarar var diye düşünüyorum. Bunu muhalefet partileri gündem getirdi diye peşin olarak reddetmenin fazlaca bir anlamı yoktur.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.