Biraz Uslu, biraz forma ve Darbe meselesi...
BAŞLIK uzun ama ne yazacağımızı hemen merak edersiniz diyedir. Önce isterseniz şu FETÖ teşkilatının sözüm ona darbe girişiminden söz edelim. Neyse ki, silahlı kuvvetlerin büyük çoğunluğunun polis güçleriyle ortaklaşa savuşturduğu bu sözüm ona darbede halkın büyük rol alması gerçekten de demokrasimizin asıl teminatının ne olduğunu ortaya koymuştur. Sözüm ona darbe diyorum, çünkü bu zavallılar için ancak böyle bir yakıştırma yapılabilir. Ama benim burada saptayacağım bir başka önemli konu vardır. Bütün televizyonları adeta basketbol turnikesi atar gibi hiç uyumadan izledim. Gazetelere henüz bakmadım. Ancak çok büyük eksiklik gördüm. Tabii ki bu benim kanaatim. Efendim; FETÖ örgütüne mal edildi bu ahlaksızca davranış. Ama benim kanaatime göre bu iş sadece o örgütün işi değil gibi... Acaba diyorum, Gezi’de ve 17-25 Aralık’ta başarılı olamayanlar ki, bunların bir bölümü de ne zamandan beridir ülkeyi ele geçirmeye çalışan solculardır, işin içinde değiller midir Tutuklanan suratlara baktım. Oralarda yakaladığım ifadelerde buram buram aşırı sol tütüyordu. Hani fırsat bu fırsat; FETÖ ayağıyla işi koparmak mı Avcunuzu yalarsınız artık. O devirler kapandı. Şimdi millet var. Bir başka açıdan bakınca da, 1960 darbesine de benziyor. Öyle ya dört kuvvet komutanı da tecrit edildi ve daha alttan yürütüldü işler. Tıpkı 1960›da bir üst teğmenin albayın apoletine sokak ortasında yapıştığı gibi... Pardon bitmedi... Şu bildiri var ya TRT spikerinin tehdit altında okuduğu. İşte o bildirinin imzasını duyunca evde kahkaha atmışım. Ne oldu, bu hale gülünür mü dediler. Yahu dedim “TSK diye başlayan bir bildiri Yurtta sulh komisyonu diye biter mi” Gerçekten de çok gülünçtü bu darbe!
***
Fenerbahçe’nin rakibi Fransız Monaco oldu. Dün kısa bir yazı ile kurayı özetledim. Ama baktım ki, akşam ekranlarda Mahmut Uslu’nun kura ile ilgili görüşleri geçiyor. Vay be; ben Mahmut Uslu beyi bir basketbol hocası, meraklısı olarak tanırdım. Meğerse futbolu daha üst(!) düzeyde takip edermiş. Diyorlar ki, “Biz iki hazırlık maçı sonrası hazır oluruz. (Maçların biri de iptal oldu ya) Ama ben Monaco’nun bizim maça kadar hazır olacağını beklemiyorum...” Vay be! Tam bu demeci verirken yanında bir bu işleri yakından takip eden gazeteci olacaktı ve şu soruyu soracaktı: “Mahmut Bey, bana Monaco takımından üç oyuncu sayar mısınız”
***
Bizim milli forma, tabii ki futboldan söz ediyorum, beyazdır, göğsünde kırmızı geniş bir bant vardır ve de bu bandın içinde de tıpkı bayrağımız misali ay-yıldız vardır. Şimdi mi Turkuaz renk... İçinde Turk kelimesi var ya sır gibi... İşte buradan esinlenerek icat edilmiş. Ve de mağazalarda müthiş satılıyormuş. Acaba bizim milli takımın forması diye mi, yoksa gençler için çekici bir renk olduğu için mi Bakınız başka ülkelerin milli takımlarında bayraklarında hiç olmayan renklerle bezenmiş formalar görüyoruz. Ama biz başkayız onlar başka... Her ülkenin sosyal yapısı başkadır. Ve de en önemlisi biz kimseye benzemeyiz. Baksanıza tanka karşı duran adam bulabilir misiniz dünyada Biz Kore savaşında da özellikle de Kunuri›de makineli tüfeğe karşı süngüyle gidip Amerikalıları kurtarmıştık. Ya Fatih hocam böyle işte! Hani siz Türkiye Futbol Direktörü olduğunuz için klasik forma çağrısını size yapıyorum... Yoksa sokağa dökülmüş millet de Turkuaz renk bayrak mı taşısaydı
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.