Rusya’nın hamleleri...
Geçen ay Gürcistan’la yaptığı savaş sonucunda Batı’nın aldığı tavırlara karşı Rusya’nın “eski günlerdeki gibi” denilebilecek tepkiler sergileyip, soğuk savaşı andıran beyanatlar verip donanmasını Karayipler’e kadar göndermesinin manâsını en iyi, eski KGB ajanı, şimdilerin milyarder işadamı Alexander Lebedev ortaya koydu ve “Bu hamlelerle yatırımcıları korkuttuk, ondan başka hiç kimseyi korkutamadık” dedi.
ABD’nin çevreleme politikasına karşı Rusya da reaksiyon geliştiriyor ve yeni düzenden pay kapmak için hamle üstüne hamle yapıyor.
AB gözlemcileri hafta başı Güney Osetya’da incelemelerde bulundular ve 10 Ekim’e kadar çekileceğini taahhüt etse de Rusya’nın, bölgeden çekileceğine dair hiçbir işaret göremediler.
Bu arada, Rusya Devlet Başkanı Dmitri Medvedev önümüzdeki 12 yılın askerî hedefini belirledi ve 2020 yılına kadar caydırıcı bir nükleer güce ulaşmanın öncelikli hedef olduğunu, ordunun modernizasyonu ve gelişimi için 50 milyar dolar harcanacağını 28 Eylül’de açıkladı.
Bir gün sonra (29 Eylül) sabah saatlerinde ‘oyun’da yeni bir perdenin ‘ilk ışıklar’ı belirdi. Amerikan savaş gemisi USS Mason destroyeri ile Rusya’ya ait savaş gemisi Ledni Karadeniz’e açılmak üzere Ege Denizi’nden Çanakkale Boğazı’na giriş yaptı. (Tevâfuk, o saatlerde Çanakkale Boğazı sahilinde oturmuş geçen gemileri seyrediyordum.)
Bir gün sonra (1 Ekim) Blackjack olarak bilinen bir Rus nükleer bombardıman uçağı Topoloev’in 90 saniyede radara yakalanmadan İngiltere kıyılarının 30 kilometre açıklarına yaklaştığı haberi yayıldı. İngiltere’de şok etkisi yapan bu Rus hamlesi de son günlerin mesaj yüklü bir çıkışı olarak kayıtlara geçti.
Aynı gün (1 Ekim) Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği (SSCB)’nin son devlet başkanı Mihail Gorbaçov’un tekrar siyasete girmeye hazırlandığı, yeni bir parti kurup Putin’i alt etme peşinde olduğu, başta görüşlerini aktardığım Lebedev’le birlikte hareket edecekleri, yukarıda birkaç örnek verdiğim son dönem icraatlardan hiç memnun olmadıkları haberi de ajanslar tarafından geçildi. Gorbaçov ve Lebedev şimdiden, görüşlerini yaymak için Rusya’nın muhalif gazetesi Novaya Gazeta’nın yüzde 49 hisselerini satın aldılar bile...
Bir gün sonra (2 Ekim), tarihte ilk defa inkâr-ı ulûhiyet fikrini devletleştiren Bolşevikler tarafından hapsedildikleri evin bodrumunda beş çocuğu ve hanımıyla birlikte katledilen son Çar II. Nikola’nın kanunsuzca öldürüldüğü ve itibar iadesini hak ettiğine dair kararı Rusya Yüksek Mahkemesi’nin aldığı gün ve Rusya’nın kuzey batısındaki St. Petersburg şehrinde görev yapan bir teğmenin kışladaki olumsuz şartları eleştirdiği rap videosunu You Tube’da yayınladığı için Sibirya’ya sürüldüğü gün, Devlet Başkanı Medvedev’in “toplumu öldüren hastalık” diye tarif ettiği rüşveti önlemek maksadıyla Rus siyasiler için “Nereden buldun?” yasasının çıkacağı açıklandı.
Aynı gün (2 Ekim) Karayipler’de Venezuela ile ortak tatbikata hazırlanan Rusya, Bolivya ile de iyi ilişkiler geliştirmek istediğini açıkladı. Tatbikattan önce Libya’ya da uğrayacak olan Rus gemilerinin Pazar günü Cebelitarık Boğazı’ndan geçeceği ve gemilerin içinde nükleer silah taşıma kapasitesine sahip bir kruvazörün de bulunduğu bildirildi. Bazı ‘uçuk’ çevrelerce Latin Amerika’da sol eğilimli partilerin iktidara gelmesi ve son askeri açılımlar “Moskova’nın bölgeye geri dönüşü” olarak yorumlandı bile...
Hadi son bir haber daha verelim, ondan sonra kısa yoruma geçelim: Aynı gün (2 Ekim) Star’dan Ardan Zentürk “Amerika’nın bahçesinde bir siloviki...” başlığı ile Rusya’nın bir başka hamlesini yazdı. Zentürk, Sovyetlerin derin devletinden Rusya’nın derin devletine yatay geçiş yapmış, dev ekonomik kurumların ve bölgesel yönetimlerin başına geçmiş bürokrat tiplerine verilen isim olan silovikilerin ‘iki numarası İgor Sechin vasıtasıyla (silovikilerin bir numarası Putin’dir) Rusya’nın Güney Amerika’yı kaşımak istediğine dikkat çekti. İflah olmaz bir eski tüfek ve Batı düşmanı olan Sechin’in oyunlarına, şayet ABD de Çeçenistan üzerinden karşılık verirse işte o zaman zaten şimdiden barut fıçısı gibi olan Kafkasya iyice kaynayacak.
Rusya, bir yandan yıllık 200 - 300 milyar doları bulan rüşvet piyasası ve yolsuzlukların kıskacından çıkmaya çalışırken bir yandan da “çingene döşeğinde padişah rüyaları görmeye” ve soğuk savaşçılık oynamaya devam ediyor. Tüm bunların manasını ve yukarıda son günlerde birkaç sinyalini yaşadığımız yeni Rus hamlelerinin İslâm dünyasına ve Türkiye’ye yansımalarını bir başka yazıda tartışalım...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.