1300 yıldır isimleri farklı olsa da, aynı Medeniyetin kurduğu, İslam temelli, etnik ayrışmaya karşı durmuş devletler zincirleri içinde yaşamışız bölgede..

Son bin yılın en büyük Medeniyet Devletlerini kurmak ve halkımızı bir araya getirmek Türk, Kürt, Arap, Acem, Şii, Sünni, Alevi, Süryani, Ermeni, Rum, Yahudi demeden bir araya getirmek ve Dünya Devleti olmak Necip Milletimize nasip olmuştur. Büyük Selçuklu Devleti ve Devlet-i Aliye… Osmanlı Devleti….

100 yıl içinde, Hindistan’daki Babür İslam-Türk Devleti, İran’da yönetici Türk Kaçar Hanedanlığı yıkılmış, Ortadoğu, Balkanlar, Kafkasya ve Kuzey Afrika’da büyük medeniyet kurmuş Osmanlı paramparça edilmiştir.

Birinci Dünya Savaşı devam etmektedir. Gerek emperyalistler açısından gerek bizim tarafımızdan..

Bölgede düşmanlarımız 150 yıldır İngiltere ve ABD’dir. Siyonizmin ve Haçlı İttifakının Şeytanla (Müslümanlar) kıyametten önceki büyük savaşı (Armegedon)’nun Lideri İngiltere ve ABD’ni kabul etmişlerdir. Peki, bunun anlamı ne? Medeniyet Coğrafyamız kıyamete kadar Haçlı-Siyonist İttifakının hedefindedir. Bu şer ittifakının da şu anda başında ABD ve İngiltere vardır.

Malum Mondros Mütarekesi ile Türk Ordusu silah bırakırken, bulunduğu hatlarda durması gereken İngiliz Birlikleri durmamış, ayaklandırdıkları Arap aşiret ve yağmacıları ile ileri harekatına devam ederek Musul, Kerkük gibi vilayetlerimize girmiştir. Gerekçeleri de ne biliyor musunuz? “Ordumuza ateşkesi bildiremedik!”

Bakın, şu anda durum farklı mı?

ABD ve Müttefiklerle anlaşmalarımız var değil mi? Dünya kamuoyu ile de paylaştığımız.. Sonuç! İngiltere IŞİD’i, ABD PYD’yi doğrudan kontrol ediyor, içlerindeki subayları ile doğrudan bu örgütleri eğitiyor ve yönetiyorlar. Özet; bunlara asla güvenemeyiz.

Gelelim bölgedeki diğer devletlere ki, tamamı İslam unsurlardır. İran, Akdeniz’e inme fırsatlarını zorluyor. Rusya Suriye’de adeta Akdeniz’de kıyıbaşı tuttuğunu düşünüyor ve yakaladığı bu imkanı kaybetmek istemiyor. ABD ve İngiltere, Birinci Dünya Savaşı sonunda elde ettiği işgali tamamlama derdinde..

Ya bölge halkları! Zamanında kullanılan Arap Aşiretlerinin yerini şu anda da bir gurup Arap ve maalesef parçalanan Kürtler’in içinde seküler YPG/PKK aldı. Şii Araplar ve Türkmenler duygu olarak Anadolu’dan kopartılmış durumda. Duygu bağları daha çok İran ile.. Darbeye kadar Türkiye ile İslam Ordusu kuran S. Arabistan’ın darbe ve sonrasında sesi çıkmıyor, ilave FETÖ ile s. Arabistan devlet televizyonu program yapıyor.

Türkiye ne yapmalı?

Türkiye dostlarını iyi seçmeli, duygusal ilişkiler yerine gerçekçi programlar yapmalıdır. Darbe süreci de şunu göstermiştir ki,Ülkem ve Milletim kimseye arkasını dönmemeli. Hain evin içinde maalesef ve kapı kilit tutmayacak.

Ordumuz, Suriye’de olmalıdır. Türkiye Suriye harekatı ile Halep’in lojistik yollarını açık tutmalı, ÖSO Unsurları ile Halep’in kontrolünü sağlamalıdır. Fırat’ın doğusunda ne YPG/PKK Unsurları, ne de SDG unsurları kalmamalıdır. Şu anda burada YPG ile birlikte ABD Özel Kuvvetleri bulunmaktadır. Menbic kesinlikle ele geçirilmeli, Fırat’ın doğusunda gayrimilli unsur kalmamalıdır. Menbic Halep’in doğudaki yolları üzerindedir. Menbic alınmazsa, ikmal ve ulaşım kontrol edilemez. Emperyalizm zaten tüm sınırları kavgalı hale getirmiyor mu?

Suriye’deki dik duruşumuz sonucu YPG/PKK’nın eziyet ettiği çoğunluk Kürt guruplar ÖSO’na katıldı. Başlangıç, harekatın birinci safhası Halep’in kontrolüdür. Görünen o ki, yakın geçmişte Türkiye’yi masaya oturtmayanlar, bu gün Halep Ateşkesini bizimle konuşmaya karar vermişlerdir. Biz her fırsatta Suriye’nin barışı için emek vermeliyiz.

Gelelim Rakka’ya…

Halep’ten sonra Rakka Harekatı dikkate alınmalıdır. Çünkü Anadolu’nun doğal savunması Antakya-Rakka-Musul Hattından geçmektedir. Rakka ulaşım ağları üzerindedir. Ancak, harekatın planlaması ABD ve İngiltere dost olarak dikkate alınmadan yapılmalıdır. Rakka ayrıca bizim Süleyman Şah’ımızın, Ertuğrul Gazi atamızın babasının kabrinin bulunduğu Caber Kalesi’nin bağlı olduğu vilayettir.

Tüm bu coğrafya bizden kanla kopartılmıştır. Suriye bataklığı diyenler, tarihi gerçeklerden yoksun ve hissiz adamlardır. Burada tek korkumuz şu olmalıdır. Kendinizden güçlü bir rakiple güreş tutuyorsanız, onun oyununa gelmeyeceksiniz. Siz oyun yapıyorsanız, kendi oyununuzu kontrollü oynayacaksınız ki, oyuna başladığınızda açık vermeyesiniz. Bu nedenle, Rakka Oyunu’nu kurarken çok iyi hesap yapılmalıdır. Rakka doğru hedeftir. Bu hedefe giderken, S. Arabistan, İran ve Rusya ile de mutlaka bir araya gelinmelidir. Bölgedeki en samimi müttefikimiz Katar’dır. Katar’da askeri üs oluşturulmalıdır. Aynı şekilde, Irak’ın kuzeyinde Barzani’nin kontrol ettiği bölgedeki askeri üssümüz güçlendirilmelidir. Buradaki Ateş destek unsurları arttırılmalı, menzil çoğaltılmalıdır.

YPG’nin güneye ve batıya ilerleyişi durdurulmalıdır. Gerekirse, Kamışlı’ya da bir askeri harekat düzenlenebilir.

Türkiye sosyal anlamda kendisine bağlı Türk, Kürt, Arap vb. tüm unsurları halk kesimlerini bir araya getirip örgütlemelidir. Özellikle körfez ülkelerine dönük yayın yapan Kürtçe ve Arapça kanalların sayısı arttırılmalıdır. Yakın tarihimizle ilgili diziler kesinlikle Arapça ve Kürtçe olarak da yayınlanmalıdır. Belgeseller aynı şekilde sürekli yayınlanmalıdır. Darbe de bize göstermiştir ki “EN BÜYÜK GÜÇ HALKTIR.” Bölgede halkın bize teveccühü devam ettirilmelidir.

Toparlarsak, Halep Mutabakatı ya da Rakka Barışı bizimle yapılmalıdır.