DEĞERLİ okurlar; 1994’de Amerika’da oynanan Dünya Kupası’ndan sonra futbolda birçok yenilik oluştu. Başta da tandem savunmalı ön liberolu düzen... Bu en çarpıcı oluşumdan sonra sahanın tamamının kontrol altında tutulması, yani bunun alan savunması içinde presle gerçekleştirilmesi falan gibi yenilikler... Buradan hareketle de idman sistemleri, maça hazırlanma stratejileri de gelişti, daha doğrusu yenilik kazandı. Hal böyle olunca da futbolcularda yüksek fizik kondisyon aranır oldu.

Ancaaaak, yüksek fizik kondisyon açısından en son noktaya kadar gelişmişseniz bile 105x68 boyutlarında olan bir alanda aynı tempoyu göstermeniz mümkün değildir. Bunu yapmaya kalkışırsanız oyuncularımızın hayatlarıyla bile oynarsınız. Büyük takımlar, yani oyuncuları yüksek kalitede olanlar doksan dakikalık futbol maçı süresi içinde, öne geçmede kolaylıkları da olduğundan, genelde aktif dinlenmeye geçerler bu yüzden... Yani topu kendilerinde kısa pas tezgâhı içinde dolaştırarak dinlenirler. Şöyle bir ölçüm almaya kalkarsanız, bir toplam 20-25 dakika tutar bu stratejinin uygulanması...

Buraya kadar bunları neden yazdım değil mi Efendim; ekranın büyük yorumcuları Beşiktaş’ın Akhisar takımı karşısında iyi oynamadığını, ama maçı öyle veya böyle aldığı görüşünde birleştiler. Ama gözden kaçırdıklarının arasında bu takımın beş gün önce Benfica ile rakip sahada bir Şampiyonlar Ligi maçı oynadığı gerçeği vardı. Üstüne üstelik bu takım neredeyse yarı yarıya yenilenme gibi bir durum içerisindedir. Bu maça da o günden bu yana dört değişiklikle çıkmıştır. Çok şık bir golle öne geçtiği maçın devresi biterken de ikinciyi de bulmuştur. Bu aynı takım bu maçtan bir beş gün sonra da derbi maçı oynayacaktır. Dolayısıyla Beşiktaş’ın ikinci yarıdaki bölümün büyük kısmında aktif dinlenmeye geçtiğinin farkına bile varamamıştır yorumcular... Öylesine ki, teknik direktörü 59. dakikada iyi de savunma yapan sol öndeki kaptanını çıkartıp yerine bir orta saha adamı olan Tolgay’ı almıştır. Gökhan sakatlanıp çıktıktan sonra da yine topu tutan, paslaşan Adriano oyuna girmiştir.

Yine bir önemli olgunun farkına bile varamamışlardır. Talisca denen genç yıldız bu maçın içinde üç ayrı bölgede görev yapmıştır. Önce Olcay’ın bölgesi olan sol öne geçmiş, son 13 dakika da Gökhan Gönül’ün yerinde sağ bek oynamıştır. Neyse daha fazla detay yazmaya gerek yoktur. Bunların hangisine hangi gazetede ve ekranda rastladınız ki