Rekabette pazar analizi!
Galatasaray gündüz vakti, Fenerbahçe ise akşam vakti çıktı sahaya... Aslında bu maç programı tam anlamıyla bir ayıp idi. Çarşamba Şampiyonlar Ligi oynayan Beşiktaş kalkıp Rize’ye uçacak ve cumartesi günü oynayacak ama Avrupa maçı olmayan ve son lig maçını cumartesi oynamış Galatasaray pazar oynayacaktı. Bu ayıbı önümüzdeki haftalarda yaşamaya devam edeceğiz. Çünkü işin başındaki vatandaş bu işten çakmıyor. Eh federasyon yönetimi de hiç çakmadığına göre, vah futbolcularıma...
Neyse önce gündüz maçından başlayalım analize... Galatasaray’ın şimdilik ezberlenen takımı vardı sahada. Buna karşılık Eto’osu cezadan dönmüş ve kenara atılmış bir Antalyaspor. Galatasaray koca bir ilk yarıda, saymadım ama, herhalde 250’nin üzerinde pas yapıp buna karşılık, tek pozisyona giremeden soyunma odasına döndü. Neden mi Çünkü Galatasaray’ın rakip yarı alana yerleşerek yaptığı sayısız pas tam anlamıyla yalan pastı. Bekler çıkıyor, orta alana atıyor, orta alan alıp arasında gezdiriyor topu. Sonrasında da büyük oranda Bruma alıp alıp dalıyor ve kaybediyor, Yasin ise tam anlamıyla yalancı pehlivan gibi oradan oraya atıyordu kendini... Eren mi ! Bu arada bir kontrada Galatasaray kafa golünü de yemiyor mu
Sonrası mı Acele yok. Danilo isimli sağ ön adamı 28. dakikada sakatlanıp yerini idmansız, kadro dışından dönmüş Eto’o’ya bırakınca Antalyaspor’un bir anda kontraya çıkışları sadece Charles’e kalıyordu.
İkinci yarıda ise sahada Podolski ve Cavanda’yı gördük. Galatasaray bu değişikliklerle ne hale gelmişti İlk bakışta Podolski Eren’e yakın oynuyor, orta alan da Selçuk’la Tolga’ya kalıyordu. Yasin veya atağında yönüne göre Bruma içeri kat ediyor, Cavanda ve Carol da hücuma çıkıyorlardı. Antalyaspor Eto’o’nun oyunda oluşu nedeniyle biraz yayılmış ve rakibine alan bırakmaya başlamıştı. 66. dakikada Selçuk harika bir frikikle Galatasaray’ı ve de seyircisini ayağa kaldırdı. Sonra hakem abimiz Cavanda’nın Motta’ya yaptığı penaltıyı atladı. Ve Podolski ki, maç eksiğine rağmen iki harika şutlu işi bitirdi.
Hemen Ankara’ya döndük. Alışkın olunan iki beki sakat Fenerbahçe, bir de ilerideki batan silahı Lens’ten de yoksun idi... Ama yine önde Sow vardı da, Stoch veya Alper yoktular. Yani Advocaat düşündüğü, planladığı oyunda eksik davranmıştı. Buna karşılık Osmanlıspor hemen hemen tam kadro ile sahaya çıkmıştı. Yani Fenerbahçe için bu zor bir deplasman oyunu olacaktı. Hoş bizim futbol yorumcularımız için Fenerbahçe’ye artık rakip dayanmaz idi. Kâğıt üzerinde ev sahibinin futbolu ile işi daha da zora sokacağını tahmin etmek zor değildi. Ama ne var ki. Osmanlıspor, Avrupa Kupası grup maçlarına da katılma gibi bir başarı elde edince, burnu büyümüş ve saha içinde olmadık işleri zorlar hale gelmişti. Ön liberoları Mehmet ve Musa her kazandıkları veya onlara sunulan toplarla Fenerbahçeli rakiplerine çalım atma sevdasına tutulunca kaptırılan toplar Volkan Şen’le Osmanlıspor ceza alanının içine kadar taşındı. Üst üste kornerler attı Fenerbahçe... N’Daye de aynı çalım sevdasından kopamadığı için de Mehmet Topal da rahatlıkla hücumlara katıldı. Ama oyunun hemen başlarında kaleci Volkan’ın topla auta çıkmakta olan Regrettin’i indirince penaltı Fenerbahçe filelerine gitti.
Devrenin geri kalanı yalandan mücadele ve Volkan Şen’in devamlı hakemi paylaması ile geçti. İkinci yarıda Fenerbahçe Van Persie ile 4-2-4’e dönerek intihara teşebbüs etti ama... Osmanlıspor teknik heyeti bu yanlışa sanki ortak olurcasına bir iş yaptı. Fenerbahçe’nin kelle sayısı ikiye düşmüş orta alanı üzerinden N’Daye’yi çekip onlar da ileri sapladı. Oysa bu adam eksiltmede usta olan oyuncu orta alandaki görevinde kalabilseydi, düşünebiliyor musunuz Fenerbahçe savunmasının göbeği ne hale gelirdi... Ama yanlışa ortak olununca Van Persie’nin golü de erken patladı. Hollandalı hocanın sekiz dakika arayla sahaya sürdüğü Alper ve Stoch’tan biri oyuna Sow’un yerine başlasalardı Osmanlıspor bu maçtan puan alamazdı derim.
Maç 1-1 bittikten sonra bizim spor medyasının üç haftadır bulutlar üzerinde dolaştırdığı Fenerbahçe için neler yazacağını hiç merak etmeden ben bu satırları yazdım. Zaten aynı akşam ekranlarda da yazılacakların kopyası vardı. Eeee skor tabelası 1-1 idi ya... Buradan hareketle, acaba Fenerbahçe dörtlü forvete döndükten sonra mı, yoksa üçlü oynarken mi daha çok pozisyona girdi, bunu sorgulasınlar bakalım...
Bir de şu var bu maçla ilgili... Hollandalı, Van Persie’nin oyuna alınışı büyük risk olarak yorumladıktan sonra, oynamayan sakatların de eksikliklerinin hissedildiğini söyledi. Yani yanlış yaptı...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.