İzlanda’ya tüyo!
Korkum odur ki, Fatih Terim, tıpkı geçen maçta olduğu gibi bu İzlanda›ya tuhaf bir takım çıkarsın. Yani 3-5-2 ile bizi duman etmişlerdi Fransa yoluna giden maçta...
Peki, ne mi olmalı Kaleci Volkan’ın önünde Şener, Ömer, Topal ve Caner galiba tartışmasız bankodur. Bu konudaki alternatifler şimdilik çok kısıtlı. Ön liberoda sanırım Tolga oynar... Kaan ve Hakan olmalıdır önünde. Hem kesici, hem de dağıtıcı olarak. Ozan Tufan oynamaz mı diyeceksiniz, oynamalıdır da, Kaan›la değişerek. Biri başlamalı, diğeri sonra girmelidir. Bir ön kenarda Emre Mor ve Volkan Şen ve ortada da Cenk Tosun...
Neden bu takım mı İzlanda fizik olarak kuvvetli, vücut ölçümü olarak da bizden daha geniş ve güçlü... İkili mücadelelerde bizi geride bırakırlar. Ancak ne var ki bizim takımın topla arkadaşlığı rakibine göre daha sıcaktır. Dolayısıyla da rakiple fazla yakın temas kurmadan, al-ver-kaç işini denemeliyiz sıkça... Topla adam geçmede ise Volkan Şen ve Emre Mor gibi iki yetenekli ismimiz var. Bu isimler topla buluştuklarında onları seyretmek en ciddi yanlışlarımızın başında gelir. Bu yüzden de bunlar rakipleri tarafında indirilince çok sinirleniyor ve kart görüyorlar. Demek ki bunlar topla buluştuklarında onlara kendimizi sık sık gösterip pas alış verişine girmemiz gerekiyor. Onlar da sık sık kafalarını kaldırıp pası düşünmelilerdir. Böylece rakipleri ekarte edebiliriz. Hem de başımız derde girmeden... Rakip İzlanda topluca oynamayı da bizden iyi becerebilmektedir. Yani takım oyununda bizi geçmiştir. İşte bu yüzden de top ve pas aralarını çabuk kapatmalıyız.
Şöyle bir genel kadro anlayışı ve oyun planı yaptım kendimce... Tabii ki patron Terim hocadır. Ama Ukrayna maçından sonra devre arasında arkadaşlarla ilk yarıyı değerlendirdik ve şaşırdık demesine de şaştım. Hele hele Gökhan Töre’nin kadroya alınmayışını, “Maç oynama süreleri çok az bu yüzden kadroya almadım” demesi benim çok şaşırttı. Ama kimse bunu eleştirmedi. İşte bizim medyamız bu kadar gazeteci değil. Oysa Terim bu sözleri kullandıktan sonra ona şu soru sorulmalıydı; “Peki hocam, altı ay hiç maç oynamamış Arda’yı nasıl ilk on bire koydunuz defalarca…” Acaba ne cevap verirdi Bakınız tekrar edeyim; bendeniz Terim’in malum oyuncularla ilgili aldığı kararları hiç eleştirmedim. Üzerinde bile durmadım. Ama dedim ya, gazetecilik var serde... Hele hele 50 yıla bir sene kalmışken... Allah’ıma şükürler olsun başka iş de hiç yapmadık yarım asırdır...
Milli Takım’a başarılar dileyeyim. Bir de şu bayrak formamızı yeniden giyebilsek...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.