Başka ne olabilirdi ki
FENERBAHÇE’NİN Manchester’e yenilmesi, hatta o rakipten fark yemesi kimseye garip gelemezdi. Gelmedi de... Karşıda Morinho vardı teknik adam olarak... Pogba, Rouney, İbrahimoviç gibi üstatlar da bulunuyordu. Bunlardan en büyük gol tehlikesi de kulübede kaldı maç boyunca...
Peki, Fenerbahçe’de nasıl bir kadro vardı Lens denen kanat oyuncusu Kadıköy’deki bir maçta kayıp düşmüştü. Ayağı, bacağı kırılmadığına göre bir aydan fazladır nerede ki acaba Yoksa o da emekli olduğundan mı buralara düşmüştü Wiel nerede Üstelik bu iki oyuncu henüz yaşlarını 30’a ulaştıramamış olmalarına rağmen onca büyük kulüp dururken Avrupa’da acaba buralara nasıl itilmişlerdi Acaba çok hassas sakatlıkları mı vardı
Neyse, devam edelim... Bu ülkede tek başıma da kalsam, görüşlerimden hiç bir gün sapmadın. Buradan hareketle Fenerbahçe savunmasının göbeğine alınan iki yeni adamla, Kjaer’in öyle büyük oyuncular olmadıklarını yazan, konuşan yine tek kişi oldum. Hafif takımlar karşısında abide gibi görünenler, rakip biraz dişli, biraz ustaca oynayan oldu mu güm diye devriliyorlar. Basit penaltılara sebep oluyorlar, topu oyuna sokmada hiçbir özellik gösteremiyorlar. Orta saha pas fukarası... Orta saha adam eksiltmede tam amatör. Ancak uzun pas isabet ettirirse iş yapmış gibi görünüyor. Ya da gelişmiş bir atağın sonunda gol yapabiliyor çok az da olsa...
Devam edelim... Bugünkü Fenerbahçe kadrosunda, şayet maç deplasmanda ise, hele hele rakip ciddi ise, ben takımı yaparken birinci isim olarak Emenike’yi yazarım. Ama Manchester’de yedekti. İkinci yarıda girdi, Fenerbahçe atak yapabildi, rakip savunmayı az da olsa zorlayabildi ve de attığı tek golde onun asistini izledik.
Özetle, Fenerbahçe Pereira’dan kurtuldu ama bu defa bir emeklinin eline verildi. Hoş, 75 milyon avroya kurulan takım bazılarının kaprisleri yüzünden dağıtıldı ve yerine iki sınıf alt bir kadro kuruldu ama yine de “ne ka köfte, o ka ekmek” anlayışıyla iyi bir teknik adamla bundan daha iyi yönetilebilir.
Asıl yere gelelim mi Aziz Bey günlerden bir gün Saraçoğlu zemini üzerinde yanında birkaç dostu da olduğu halde şunları söylemişti: “Herkes şunu iyi bilsin ki bizim UEFA Avrupa Ligi’nde bir iddiamız yoktur...” Gerekçesinin başında da bu kupanın maddi imkân sağlamadığı vardı. Bu nedenle ben Fenerbahçelilere fazla üzülmemelerini tavsiye ederim. Ancak ne var ki, bu Cumartesi, yani bugün Yüksek Divan Kurulu toplantısı var. Siz kıvranan Fenerbahçeliler bakın bakalım o heyet Aziz Bey’i nasıl alkışlayacak gene... Haa bir de o toplantılarda neredeyse iki yıldır söz alanların konuşmaları yayınlanmıyor. Yani sansür... Varsa dostunuz sorunuz bakalım o da alkışlamış mı İşte asıl mesele buradadır Fenerbahçeli okurlar.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.