Bizim yüreğimiz yanıyor, birisi de çıkmış kurşun gibi laflar ediyor. Güya sorumluluğunu üstünden atacak. Suç, samur kürk olsa da kimse üstüne giymezmiş, çok doğru…

Lafa bakın: “Aktütün Karakolu’na yapılan hain saldırının ardından Genelkurmay 2. Başkanı Orgeneral Iğsız şok ifadeler kullandı. Sınırdaki 5 karakolun yerinin yanlış olduğunu söyleyen Hasan Paşa, “mali yetersizlik” nedeniyle taşımanın yapılamadığını söyledi.”

Bari bunu söylemeyin yahu şu acılı günümüzde.

Demek bu millet askere karakol yapacak para vermemiş ha!

Kim inanır buna?

Bütçenizi soran mı var?

Neyi istediniz de alamadınız?

Hangi faaliyetinizin maliyeti ne kadar, ne zaman hesap verdiniz ki harcamalarınızın?

Bir zamanlar yine hükümeti güç durumda bırakmak üzere aynı laflar edilmişti.

Karnımız tok bu ucuz edebiyata.

Başka bahanelerle örtün üstünü yaşanan ayıbın.

Kan akıyor, can gidiyor, siz “para yoktu” diyorsunuz.

Üstelik bir de fedakârlıktan bahsediyorsunuz: Jandarma kendi ödeneğinden yapıyormuş.

Yok, benim ödeneğimden yapacaktı!

* * *

Sen ey hükümet, karakol parası vermiyor musun bu askere?

Yok, veriyorsan, seni ayaklar altına veren bu sözlerin hesabını sormayacak mısın?

Bütçemizin ne kadarı savunmaya gidiyor kalk bir hesap ver.

Bizde ne kadar, komşu ülkelerde ne kadar bu, kalk bir hesap ver.

Yavrularımız parasızlıktan mı ölüyor, kalk bir hesap ver.

Yok, başka sebepler varsa, nedir onlar?

Kalk hesap ver ey hükümet!

Gaflet mi var? İhmal mi var? Beceriksizlik mi var? İçten ihanet mi var?

14 saat çatışma olmuş. Saldırı gündüz gözüne. Üçyüz – dörtyüz terörist saldırıyor. Yollar daha önce mayınlanıyor. Gün öncesi gelip yerleşiyorlar. Ama kimsenin haberi olmuyor.

Hani BBG evleri gibiydi? Yoksa biri bizi mi kandırıyor?


* * *

Niye bu kadar bütçeye katlanıyoruz? Niye bu kadar afra tafralara katlanıyoruz? Niye bu kadar dayatmalara katlanıyoruz? Niye bu kadar ilkel müdahalelere katlanıyoruz?

Niye mi?

Hepsi vatan için, evet, vatan evlatları için, ırz, namus, haysiyet ve şeref için…

Dinimizi bu vatanda özgürce yaşamak için…

Buna rağmen kandırılmaya, aldatılmaya artık tahammül edemiyoruz. “Siz bilmezsiniz” diye başlayan laflara artık karnımız tok. Afra tafralardan artık nefret ediyoruz. “İrtica” diye başlayan, “orta çağın karanlıkları” diye devam eden cümlelerden artık tiksiniyoruz.

Askere “hesap ver” diyemiyoruz. Diyemiyoruz, çünkü korkuyoruz. Aslı astarı olmasa da “halkı askerlikten soğutmak” suçlamasını bir kılıç gibi ensemizde hissediyoruz. Emir komuta zincirindeki yargıdan da korkuyoruz.

Oysa biz asker milletiz. Bu suçu nasıl işleriz?

Neyse, askerden korkuyoruz, ona hesap soramıyoruz. Ama ey hükümet, sana rey verdik, sana hesap sormaktan korkmuyoruz.

Öyleyse hesap ver ey hükümet, evlatlarımız parasızlıktan mı ölüyor?

* * *

Hesap ver ey hükümet, vergi veren, hatta gerekirse canını veren bu halk, neden herkesten hesap soramıyor?

Neden bu ülkeyi herkesten korkusuzca hesap soracak ortama taşımıyorsunuz? Neden haklarımızı ve özgürlüklerimizi, sorumluluklarımız gibi unutmayacak ve sorgulayacak bir sistemi bize çok görüyorsunuz? Neden hukukun üstünlüğüne dayanan, adalet ve eşitliği olağanlaştıran, herkesin onuruyla yaşadığı özgür bir ülke hayalimizi söz verdiğiniz halde hala gerçekleştirmiyorsunuz?

Hesap ver ey hükümet?

Neden önceliği özgürlüğe, insan haklarına, adalete, eşitliğe, barışa ve erdeme verecek yerde, ekonomiye veriyorsunuz?

İşte iyileştirmeye çalıştığınız ekonomi sizi kurtarmıyor! Siz yapıyorsunuz, birileri bir günde bozuyor.

Hesap ver ey hükümet, neden kalıcı ve can alıcı işler yerine ıvır zıvırla uğraşıyorsunuz?